İZZET ÇETİN (Ankara) - Hakikaten yani Sayın Akçay da söyledi, Kaplan da burada, o da söyledi; boşu boşuna bu Komisyonu meşgul ediyorsunuz. Bir teklif, iyi düşünülmemiş, iyi hazırlanmamış. "Sultanbeyli" denildi, başka yerler denildi. Bir koca günü birbirimizle gerilim içinde geçirdikten sonra bir başka önergeyle... Baktım Bakanlar Kurulunun 2011 tarihindeki kararına vesaireye, Sultanbeyli'ye döndünüz. Yani bu kadar hazırlıksız, özensiz, itinasız, yasa yapma tekniğinden uzak, gerçekten söylediklerimizi doğrular niteliği çok açık olan bir teklifi önümüze getirip bu Komisyonu bu kadar germeye, gerilim yaratmaya ne hakkınız olabilir? Yani, böyle bir şeyi tasarı olarak getirseniz hiç olmazsa ilgili bakanlar, ilgili birimlerine "İnceleyin, araştırın. Milletvekilleri ya da komisyona giderken mamul olarak gitsin." deseler kötü mü olur? Geldiğimiz noktaya bir bakın. Arkadaşlarla zaman zaman gergin anlar yaşatıyorsunuz. Sonunda Sultanbeyli'yse amaç, eğer hazırladığınız önerge sadece Sultanbeyli'nin belirlenen krokilerine yönelikse; KDV, katma değer yahut da diğer istisna ya da muafiyetler nasıl yapılacaksa o alana sıkıştırır, tartışmayı yapabilirdik. Sizin verdiğiniz önerge, şimdi, tam anlamıyla incelenebilmiş bir önerge değil. Belki aşağıda, Genel Kurulda bu sefer de bunu tartışacağız. Çünkü, verdiğiniz önergeyi enine boyuna inceleyip derinliğini yakalama şansımız olmadı. O nedenle, çoğunluğunuzla kabul ettiğiniz önerge asıl madde yerine geçtiği için, bizim teklif ve imza sahiplerinin sunduğu teklif üzerinde daha fazla konuşmamızın bir anlamı kalmadığını düşündüğümüz için bunları söyleme ihtiyacı hissettim.

Teşekkür ederim.