KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Bakanım, Sayın Başkan ve değerli üyeler; 2020 yılının en çok kaybedenleri arasında bir sıralama yapılacak olursa Gençlik ve Spor, takım hâlinde, kaybedenler arasında üst sıralarda yer alacaktır.

Spor kulüplerinin kayıp nedenleri ortada. Spor, günümüzde sadece spor olarak değil; turizm, tekstil, sağlık, reklam, yayıncılık gibi birçok ekonomik alandan beslenen bir sektör hâlini almıştır. Gerçi, ülkemizde "spor" deyince akla sadece futbol gelse de sporun her dalı ayrı bir geçim kaynağı, ayrı bir geçim kapısı.

Spor kulüplerinin gelirleri; maç gelirleri, ticari gelirler ve yayın gelirleri olarak üç ana başlığa ayrılmaktadır. Ekonomik olarak ertelenen veya iptal edilen müsabakalar, kulüplerin büyük gelir kaynağı olan maç ve ticari gelirlerini önemli derecede etkilemektedir. Maç yoksa bilet satışı yok; bu, büyük bir kayıptır. Seyircinin olmadığı müsabakalarda ürün satışı yapılamamaktadır. Seyirci yoksa ürün satışı yok; bu, büyük bir kayıptır. Maç yoksa yayın yok, yayın yoksa reklam yok, sponsor yok çünkü reklam şirketleri ve sponsor firmaların yayıncı kuruluşa ve kulüplere gelir sağlamasının en temel nedeni, stadyumda maçı izleyen hedef kitlesine firma veya ürününün tanıtımını yapabilmektir. Zincirin bütün halkaları maç, seyirci, yayın üçgeninin bir arada ve sağlam olmasıyla kazanç sağlamaktadır. Üçgenin bir ayağının, zincirin bir halkasının kopmasının hem kulüplere hem sektör hâline gelmiş spora verdiği zararı 2020 yılı içerisinde yaşayarak gördük.

Tabii, profesyonel kulüplerin yanında asıl büyük zararı, zaten minimal kaynaklardan optimum etki sağlamaya çalışan amatör spor kulüpleri ve sporcular gördü.

Evet, malum salgın nedeniyle spor kulüpleri ayakta kalmak için mücadele veriyor ve bu arada, bu konuda bazı kuralsızlıklara da göz yumulmakta. Son dönemlerde bahis şirketlerinin futbol ve voleybol liglerindeki bazı spor kulüplerine sponsor olduğu bilinmektedir. Spor kulüplerini geçtik, bahis şirketleri federasyonlara bile isim babalığı yapmaktadır. Bayan voleybol ligimiz, ikinci ve üçüncü futbol ligimiz bahis şirketlerinin isimleriyle anılır olmuştur. Sponsorluk sözleşmesi, destekleyen veya desteklenen taraflara borç yükleyen bir sözleşmedir. Destekleyenin sunduğu yardıma karşılık, kural olarak, desteklenenden bir karşı yardım beklenmektedir yani iki tarafın gözettiği asıl konu maddi çıkarlardır. "Ben sana yardım edeyim, sen de bana."

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 58'nci maddesi "Devlet, gençleri kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak için gerekli tedbirleri alır." Hükmünü içermektedir. Bu madde, ülkemizi emanet edeceğimiz gençliği korumak açısından çok önemli bir maddedir. Kanun yapıcı demiştir ki: "Genci, gençleri bahisten uzak tutacaksın."

Yine, Anayasa gibi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, RTÜK, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu gibi kurumların yönetmelik ve talimatlarında da reklam ve tanıtım yasağına ilişkin şu hükümler bulunmaktadır: "Müşterek bahis ve kumar oyunlarına dair işlemler, faaliyetler, logolar, resimler ve işaretler kullanılamaz." Şu denilebilir: "Pandemi döneminde kulüpler parayı nereden bulsun, kimden reklam alsın?" "Bu konuda devlet elini taşın altına koysun, bütün spor kulüplerine destek yapsın." diyebilme lüksümüz yok, hazine ortada ancak kısıtlı kaynaklarla da olsa spor kulüplerine, özellikle amatör kulüplere ayrılacak yasal kaynaklar var. Mesela, tam da görüştüğümüz Bakanlığın bir kuruluşu olan Spor Toto Teşkilatıyla ilgili hazırlanmış Sayıştay raporunda bir bulgu var, 5 no.lu bulgu.

Bilindiği üzere, Spor Toto Teşkilatı oyunların spora dayalı bahis ve şans oyunlarının tanıtımını yapmak üzere bütçe ayırıyor ama reklam bütçesi fazlasıyla kabarık ve reklamlar doğru yere gitmiyor. Sayıştay bunu tespit ediyor ve uyarıyor. Yedi yılda yaklaşık 6 milyarlık -5 milyon 843 bin 738 liralık- bir reklam bütçesinden bir harcama yapmışsınız ama nereye? Gençlik spor müdürlüklerine, valiliklere, belediyelere, federasyonlara, derneklere ve spor kulüplerine.

Evet, bunlara reklam bütçesinden pay ayrılması gerekiyor fakat ilginç olan durum şu, bulgudan okuyorum: Gençlik ve spor il müdürlüklerine bu kapsamda yapılan aktarmaların yüzde 10,90'ı, ülkemizin nüfusunun binde 4'üne sahip olana bir ilimize aktarılmış..." Burada il niye gizlenmiş, onu da bilmiyorum ama nüfusun oranına göre baktığımızda, binde 4'lük rakam yaklaşık 330-350 bin nüfuslu bir ile tekabül ediyor. "...Valiliklere ve spor kulüplerine yapılan reklam ödemelerinin ise yarısından fazlası tek başına başka bir ilimize yapılmış. Nüfus ve gelişmişlik düzeyi açısından son sıralarda yer alan başka bir ilimize ise golf sahası yapımı için 2 milyon TL reklam bedeli ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu ödemelerin yarısından fazlası 2019 yılında ödenmiştir." Tabii ki burada, kendi ilimle ilgili örneklemeyi yapmak istiyorum çünkü yüzde 10,90'ı aktarılan parayı da biraz önce hesap ettik yaklaşık 146 milyon üstündeki bir rakam; 300 bin nüfuslu bir ile aktarılırken, 1 milyonun üzerinde nüfusu olan Denizli'ye aktarılan rakam 4,5 milyon.

Bir de derneklere aktarılan kısım var ki, artık bu derneklerin hangileri olduğunu sormaya bile gerek duymuyoruz. Bakın kaynak var, kaynak transferi var ama bu transferler somut kriterlere, belirli esas ve usullere ve ihtiyaç analizine dayandırılmadan ve denge gözetilmeden yapılmış. Biz bu eleştiriyi getirebiliriz ama Sayıştayın tespitinin de ayrıca bu yönde olduğunu da unutmamak gerekir.

Yasal bir kaynağı, kuralsız, kaidesiz bir şekilde dağıtırsanız, kulüpler de kendilerine kuralsız ve kaidesiz olarak kaynak bulma arayışına girebilirler ve bahis sitelerinin sponsorluğunda bu işlerin yapıldığı da ortada.

Söylenecek çok şey var ama hem süremiz kısıtlı hem de bu kısıtlı sürede spor adına yapılan bir hukuksuzluğu daha dile getirmek istiyorum: Gençlik ve Spor Bakanlığı 5 Kasım 2020 tarihinde bir genelgeyle federasyon seçimlerini bir yıl erteleme kararı almıştı. Bunun sebebi, Covid gerekçesiyle olimpiyatların ertelenmesi. Sebep makul kabul edilebilir ancak gidilen yol yanlış. Çünkü kanunla düzenlenecek olan bir durumu, bir Genel Müdür Yardımcısı üzerinden bir genelgeyle yapıyorsunuz. Federasyon başkanlarının görev süresi, seçilme usulü bellidir ve bu süre ve usul kanunda belirlenmiştir. Federasyon seçimlerinin bir yıl uzatılması, süresi dört yıl federasyon başkanının hizmet süresini beş yıla çıkarmak anlamına gelir ki, bu hem mevcut kanuna aykırı bir durum hem de ayrıca bir yetki aşımıdır. Ve bunun kanuna aykırı olduğunu bildiğinizden dolayı ki herhâlde siyasi sorumluluğu almaktan kaçarak bir Genel Müdür Yardımcısı imzasıyla yapıyorsunuz. Spor camiasında rahatsızlık yaratan bu durumunu da dikkatlerinize ayrıca sunmak isterim.

Ayrıca, sunumuzda gördüğüm kadarıyla "Medeniyetimizin keşfi Kudüs" diye belirttiğiniz bir çalışmanız var ve 220.728 gence de "Bu medeniyetimizin keşfi Kudüs" konusunu açmışsınız. Eskinden Çanakkale gezileri düzenlenirdi, hâlâ düzenleniyor mu bilmiyorum ama sunumuzda sadece Kıbrıslı gençlerimizi oraya götürdüğünüzden bahsetmiştiniz. Dolayısıyla düzenleniyorsa buna da sunumuzda değinmenizi isterdik. Ayrıca, medeniyet olarak da Anadolu içindeki bir sürü medeniyetimizin gençlere neden tanıtılmadığını, özellikle Kudüs'e vurgu yaptığınızı merak ediyorum. Çünkü bir yandan, sunumda da gördüğümüz kadarıyla çok küçük çaplı da olsa Ahlat'ı, Çanakkale vurgusunu, Anıtkabir'i, Sarıkamış'ı, İstanbul'un fethini, Malazgirt'i görebiliyoruz. Bunların daha da çok olmasını, özellikle Çanakkale üzerine bütün gençlerimizi, özellikle ilkokul çağlarında götürmenizin ilerleyen süreçte millî duygulara da fayda sağlayacağını düşünüyoruz.

GENÇLİK VE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Oralara da gidiliyor.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ama Kudüs'e yaptığınız kadar, inşallah, umarım oralara da yaparsınız. Onu anlatmaya çalışıyorum.

Dolayısıyla ayrıca, yurtlarla ilgili de bahsettiğiniz gibi, Covid zamanında yurtlarımızı açmanızı faydalı görüyoruz. O anlamda katkılarından dolayı da Bakanlığa teşekkürlerimizi sunuyoruz ve en son olarak da uyuşturucu ve bağımlılıkla ilgili mücadele açısından da daha etkin bir rol oynamanızı temenni ediyor, bütçenizin hayırla vesile olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.