İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, şahsınızda ben de burada bulunan heyete saygı sunuyorum.

Efendim, sabahtan beri takip ediyoruz, saat ondan beri. Hakikaten doyurucu konuşmalar oldu ama ezberleri tekerrür ettirme adına yapılan konuşmalara da şahit olduk. Bana göre, en esaslı tespiti Komisyonumuzun en genç üyesi yaptı, Ahmet Kılıç. Ne dedi? Efendim, "Gençlerle ilgili 'mutsuz' tanımını ileri yaştaki arkadaşlarımız yaptı." diye bir tespit yaptı, hakikaten öyle. Şimdi, arkadaşlar, hep söyledik, başka bütçelerde de altını çizdim ki rakam veriyoruz ama bunlar hep enfüsi oluyor. Bize gösterilen, efendim, bize dayatılan rakamlar... Hakiki, sahici rakamlarla konuşmak lazım. Mesela benim elimde DOSİAD'ın bir araştırması var, ben onunla ilgili düşülen notları sizinle paylaşmak istiyorum. DOSİAD'da gençlere "Mutlu musunuz?" suali yöneltilmiş; cevap, yüzde 71 oranında "Evet, mutluyuz." çıkmış.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz mutlu musunuz?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, "Yurt dışında yaşamayı tercih eder misiniz?" suali var. Yüzde 82 "Hayır, yurdumuzdan, vatanımızdan memnunuz, burada yaşamaktan mutluluk duyuyoruz." şeklinde cevap verilmiş.

Şimdi, arkadaşlar, şunu yapmamak lazım: Yani sırf kendinizi haklı çıkarma adına burada, efendim, kendinden menkul kerameti olan birtakım kurumların kayıtlarını, rakamlarını bize dayatmayın, yok böyle bir şey. Hakikate nasıl bakacağız arkadaşlar? Geçmiş ile mevcudu mukayese yaparak bakacağız. Gençlerimiz için özellikle biz, AK PARTİ iktidar olduktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği rota üzere çok özel mesafeler aldık ve bunu hem eserlerimizle sahaya yansıttık hem de gençlerimizin zihinlerini pozitif kavramlarla inşa ederek yansıttık. Bundan dolayı da hakikat şudur: İnsanlarımız mutlu, insanlarımız müreffeh bir hâldeler; ne yaparsanız yapın, bu negatif kavramlara ne kadar yönelirseniz yönelin sizin sonuç almanız mümkün değil.

Mesela, ben bir şey söyleyeyim. Sabahleyin burada bir arkadaşımız -aslında kendisine de değer veriyorum, arkadaşımız bizim bölgenin de milletvekili- şöyle bir şey söyledi, dedi ki: "Erzurum kış sporlarına yapılan yatırımların bir kısmını kendi memleketime, Ağrı'ya aktaralım." gibi bir teklifte bulundu. Böylesine düşük bir düşünce elbette ki mutsuzluğu ifade edecek kavramlarla konuşur. Oysa biz ne yapıyoruz arkadaşlar? Biz şunu yapıyoruz: Vatanımızın her zerresi bizim için mübarektir. Erzurum'a yatırım yapılsın; yetmez, Ağrı'ya da yapılsın; yetmez, Bingöl'e de yapılsın; yetmez, efendim, Sinop'a da yapılsın, Giresun'a da yapılsın ve bunu zaten hayata yansıtmışız biz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tarzı bu olduğu için kim ne derse desin, kim mutsuzluk izafe ederse etsin gençlerimiz fevkalade mutludur, gençlerimiz huzur üzere yaşıyorlar. Buna katkı sunan çok ciddi, çok özel bir ekibimiz var.

Bakın, biraz önce bir arkadaşımız hak teslimi bağlamında bir Bakanımızın ismini zikretti, sabahtan beri burada, Komisyon üyesi değil ama bu Bakanlığı bir müddet yönetmiş, hakikaten her hâliyle bulunduğu yere şekil veren, nizam getiren bir arkadaşımız Osman Aşkın Bak; onlar bu yürüyüşte, bu rotada katkısı olan insanlar. Sabahtan beri niye takip ediyor? Çünkü biz bulunduğumuz yerde değer koyarak, bulunduğumuz yeri değerli hâle getirerek yürüyoruz ve oranın çalışma üslubunu sonuna kadar da takip ediyoruz, "Sonrasında ne yapılabilir?"i mutlaka inceden inceye kontrol ediyoruz. Bunların, arkadaşlarımızın, burada bulunan bürokrat arkadaşlarımızın hepsi yetkin, hepsi donanımlı.

Mesela ben bir isim söyleyeceğim: Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürümüz, efendim, gecesi gündüzü olmadan gayret sarf ediyor; hele şu pandemi döneminde Kredi Yurtlar Kurumuyla ilgili yaptığı çalışmalar yakinen şahidim ki yani şapka çıkarılacak, gıptayla yaklaşılacak çalışmalardır. Öyleyse hak teslimi mutlaka yapalım arkadaşlar, bütün bütün her şeyi siyah, simsiyah göstermemek lazım.

Bakın, bir arkadaşımız "2002'de 45 TL olan krediler, burslar şimdi 550 liraya gelmiş. Niye bu noktada kalmış?" gibi bir şey söyledi. Ya, arkadaşlar, enflasyondan arındırılmış bir rakam bu. Eğer biz eski hâli devam ettirmiş olsaydık bugün olması gereken rakam 244 lira olacaktı, oysa biz bunun 2 katından fazlasını yapmışız yani 550 liraya getirmişiz. Teşekkür etmek yerine tenkit etmek bir şey kazandırmıyor. Hep vurguluyoruz, hep not düşüyoruz arkadaşlar; sahici olmayınca aksülamel de bulmuyor, karşılığı olmuyor. Yaptıklarımızı söyleyin, elbette ki noksanları da ifade edin. Bakın, CHP Milletvekili Gürsel Bey öğleden sonra geldi burada konuştu, Sayın Bakanımıza teşekkür etti yapılanlar için, Tunceli'ye yapılanlar için, Elâzığ'a yapılanlar için teşekkür etti ama ardından hem Tunceli'ye hem Elâzığ'a talepte bulundu. İşte, budur, beklentimiz budur arkadaşlar. Dört başı mamur bir şey yok elbette. Hayat biteviye akıp gidiyor ve ister istemez noksanlarımız da oluyor o akış içerisinde. Noksanları izale için talepte bulunmaktan tabii bir şey olamaz ama hiçbir şey yapılmamış, biz gelmişiz sanki var olanı bitirmişiz gibi bir yaklaşım. Ehlivicdan insanlara yakışmaz bu. Bizim tarzımız özel bir tarz ve bizim tarzımız bütünüyle kuşatan, ihata eden bir tarzdır, ayırmadan.

Bakın, arkadaşlar, ben, müsaade ederseniz Sayın Cumhurbaşkanımızın gençliğe dönük tespitlerinden bir iki tanesinin paylaşmak istiyorum; zirve tespitler, doruk tespitler ve bize de yol açan, rota çizen tespitler. Gençliği şöyle tarif ediyor, beklentisini koyuyor: "Öyle bir gençlik istiyoruz ki hangi görüşe mensup olursa olsun, hangi fikri savunursa savunsun okumalı, araştırmalı ve sorgulamalıdır. Kimseye zihnini kiraya vermemelidir. Diploma avcılığı yaparak kariyer peşinde koşan değil, hakiki manada ilim ve hikmet arayışında olan bir gençlik istiyoruz. Hepsinden önemlisi, imanı ve ahlakı hayatının merkezine yerleştirmiş bir gençlik istiyoruz." Böylesine berrak bir talebi var, bir beklentisi var ve bunun üzerine de hayatı, bulunduğu zemini organize ediyor Sayın Cumhurbaşkanımız ve ilave ediyor: "Bize sorgusuz sualsiz biat eden, cahil bir gençlik değil; neye inandığını, neyi savunduğunu, neyin mücadelesini verdiğini bilen, bunun için gereken her türlü donanıma sahip bir gençlik lazımdır." Efendim, bu kayıtları düşen bir isim elbette ki değer katar ve katmıştır. Ne kadar minnet duysak ne kadar şükran duysak azdır. Milletimiz, gençliğimiz bu hâl üzeredir, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve onun kadrolarına minnettar. Hakkı söylemek gerekirse bunları kayıt altına almak lazım. Ben bu bağlamda bu notları düşüyorum.

Sevgili Bakanım, ben de size teşekkür ediyorum. Hakikaten Osman Aşkın Bak Bakanımızdan sonra onun da başlattığı yatırımlar, ondan öncesini de, ak hareketi ifade eden tarzınız her yere yansıyor, bundan dolayı minnettarız. Ancak, bizim de taleplerimiz var, beklentilerimiz var. "Her şey dört başı mamur değil." dedim ya işte, bu beklentilerimizden birkaç tanesini not düşmek istiyorum. Mesela, bölge illerimiz için biraz önce arkadaşımız "Bizden alınsın, Erzurum'dan alınsın, bize verilsin" dedi ya, biz tam tersini söylüyoruz. Bölge illerimiz için talebimiz var. Diyoruz ki her spor sahasında illerimizi markalaşma noktasına götürelim ve her ile bir özel saha ayıralım. Orada tebarüz etsin, temayüz etsin ve yatırımlar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, normal süreniz dolmuştur.

Bir dakika ek süre veriyorum, lütfen toparlayalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bitiriyorum zaten Başkanım, teşekkür ediyorum.

Böyle olursa daha çok mesafe alırız diye düşünüyoruz.

Bir başkası, geçtiğimiz bütçede konuşmuştum ben, Erzurumspor çok haksız bir biçimde küme düşmüştü ama o bizim tespitimizi haklı çıkarırcasına yeniden bir gayret koyduk şimdi Süper Lig'de oynuyoruz ancak stadyumumuz yeterli değil. Dahasını söyleyeyim: Erzurum'a gelen rakip takımlar hava şartlarından, iklimden müşteki olduklarını söylüyorlar. Öyleyse o stadyumun kapalı bir stadyum hâline gelmesi lazım, çok daha mütekâmil hâle getirmek lazım. Sıhhatsiz bir yapısı var, kaldı ki efendim tribün kapasitesi de yeterli değil, 40-50 bin civarına yükseltilmesi lazım. Bu, şehirde, ilde çok büyük bir beklenti. Ben biliyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımız da buna çok sıcak bakıyor, siz de bu yönde bir mesai koyarsanız size minnettar oluruz.

Biz başkası, bizim bölge için kış sporları eğitim kampüsü...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, biraz daha hızlı toparlayabilirsek...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hemen bitiriyorum Değerli Başkanım, çok teşekkür ediyorum müsamahanıza.

Kış sporları eğitim kampüsü yapılmasını biz talep ediyoruz. Erzurum için Erzurum merkezde olması lazım, kar buz sporları eğitiminin burada verilmesi lazım.

Bir başkası da yine Erzurum'u ifade eden, ata sporumuz cirit için bir eğitim merkezi oluşturalım burada. Bizim Erzurum merkezde, özellikle merkez köyleri ifade eden sahada cirit çok tebarüz etmiş bir hâlde. Onun dışında, gene Aşkale, Pasinler ilçelerimizde çok öne çıkmış bir spor alanı. Burada da müzahir olursanız, yardımcı olursanız minnettar oluruz; özellikle talebimizdir.

Ben bütçeniz hayır uğur getirsin diyorum, Cenab-ı Hak bereket versin.

Tekrar teşekkür ediyorum, hepinize saygı sunuyorum.