KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; 2020 bütün dünya için kayıp bir yıl oldu. Özellikle üretim sektörü bu kayıp ve yıkımı amiyane tabirle iliklerine kadar hissetti, yaşanan belirsiz süreç nedeniyle hissetmeye de devam edeceği aşikâr.

Uluslararası Para Fonunun tahminlerine göre, çok sayıda ülke de coronavirüs salgının ekonomiye verdiği olumsuz etkiyi ancak 2022'de telafi edebilecek. Ülkemizin yıllardır ekonomik kriz salgını etkisinde olduğu düşünülürse yeni krizimizin olumsuz etkilerinin 2022'de telafisinin şimdiden hayal olduğu görülüyor. Böyle bir ortamda 2021 yılı için beklenti fedakârlık yönünde olmak zorunda; hem kamu bütçesinin bütün sektörlere yapılacak aktarmaları için bir fedakârlık gerekiyor, hem de üretim yapmaya çalışan kuruluşlarımızın ayakta kalabilmesi için de fedakârlık yapılmak durumunda.

Bütçe hedefleri var ama bir de gerçekler var. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, 2019 yılında Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 58,1'ini sanayi mamulleri oluşturuyor. Otomotiv sektörü başta olmak üzere, tekstil, işlenmiş gıda, beyaz eşya ve elektronik, demir çelik sektörleri Türkiye'nin başat üretim alanları. Üretim sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar, üretimlerini çoğunlukla kontratlar üzerinden gerçekleştirmektedirler ve bu kontratların şartlarını sağlayabilmesi için sürekli olarak işleyen bir ham madde tedarik zinciri gereklidir. Covid-19 salgını sebebiyle birçok ülkede sınır kapatmalar, ham madde üreten işletmelerin kapanması veya kapasitelerinin azaltılması gibi sorunlar baş göstermiştir; bir de buna ilaveten, döviz kurlarındaki dalgalanmaları da ekstra eklersek bütçeye süslü laflarla eklenen hedeflerin tutmayacağı da görülecektir.

Salgının etkisiyle ortaya çıkan krizden en çok etkilenenler, düşük sermayeli KOBİ'ler olmuştur. Türkiye'de üretim sektöründeki istihdamın yüzde 69'unu KOBİ'ler oluşturmaktadır, oluşturdukları katma değer yüzde 34 civarındadır. Bütçeye bakıyoruz, KOBİ ve girişimcilerin yenilikçi, teknolojik ve rekabetçi bir yapıya kavuşmalarını hedefleyen KOSGEB'e de merkezî yönetim bütçesinden ayrılan tutar 2,1 milyar TL, geçen seneki bütçeye göre artış oranı yüzde 14. Türkiye'de KOBİ'lerin üretim sektöründeki istihdam yükünü sırtlayan fakat buna karşılık katma değer üretimi yapamayan bir konumda olduğunu söylemek de mümkün. Bu durum ayrıca düşük kâr marjını beraberinde getirdiği için KOBİ'lerin tasarruf imkânları, mevcut salgındaki belirli sürelerle işin durması hâlini telafi edecek düzeyde değildir. Dolayısıyla, KOBİ'lere bütçede ayrılan tutar da hedefi tutturmaya yetmeyecektir.

İkinci bir konu da değerli üyeler, sanayi kalkınmadır. Galiba Hükûmet, bu mantıkla 2018 yılında çıkarılan bir kanun hükmünde kararnameyle Kalkınma Bakanlığını lağvederek bağlı kuruluşları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlamıştır. Doğal olarak, Kalkınma Bakanlığının yürütmesi gereken projeler de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına devredilmiştir. Mesela, cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı ve maliyetli projesi olan GAP -kısa adıyla GAP- Doğu Anadolu Projesi (DAP), Doğu Karadeniz Projesi...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum.

Bağlar mısınız, lütfen.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Bağlayacağım.

Kalkınma projelerinin temel amacı, projenin kapsamında olduğu illerin sahip olduğu kaynaklarının değerlendirilmesi, yöre halkının gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Bu doğrultuda, özellikle Sayıştay raporlarına baktığımızda DAP ve GAP'ta 2019 Eylem Planı'nın hazırlanmadığı, bürokratik kargaşa nedeniyle ödeneklerin serbest bırakılmadığı, ödeneklerin gecikmeli ve bazı projelerin gerçekleşmediği görülmektedir.

Ayrıca son olarak da yatırım teşvik bölgeleriyle ilgili 2846 sayılı kararnameyle ilçe bazlı yatırım teşvik bölgeleri açıklanmıştır. Denizli'de sadece 6 ilçede bu açıklama yapıldı, Denizli 2'nci bölgede fakat etrafındaki Uşak ve Afyon'a baktığımızda, biri 3'üncü, diğeri 4'üncü bölgede. Dolayısıyla Denizli'nin bazı ilçeleri bundan olumsuz etkilenmektedir. Biliyorsunuz, bir alta geçtiğinde Uşak'taki 4'üncü bölge Afyon'da olan 5'inci bölgeye tekabül ettiğinde 2'nci bölgede kalan bir ilçenin hemen dibindeki 5'inci bölgeden adaletsiz bir şekilde zarar göreceği, olumsuz etkileneceği de bellidir.

Teşekkür ederim, sağ olun.