KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, değerli kurum temsilcileri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, tekrar hayırlı uğurlu olmasını diliyorum Bakanlığınızın, başarılar diliyorum.

Hazinenin kasasının özellikle yabancı para cinsinden boş olduğu, Maliyenin de maalesef itibarının çok düştüğü bir dönemde görev aldınız. Çok zor bir dönem, belki de epey bir süredir, benim bildiğim süre içerisindeki en zor koşullar altında Maliye Bakanlığı yapacaksınız; Allah yardımcınız olsun ya da Berat Bey'in dediği gibi "Allah sonumuzu hayreylesin."

Bu dönemde en fazla yıpranan kurumların başında mali kurumlar geliyor, bunların ağırlığı da size bağlı. Biraz önce sunum sırasında onlar da bütçelerle ilgili bazı sunumlar yaptılar ama görünürde onların çok daha derininde sorunlar var. Geçenlerde su yüzüne çıkanlardan bir tanesi MASAK'tı mesela. Bugün ben, bütçe teklifinde de MASAK'la ilgili herhangi bir kayıt göremedim. Mesela MASAK'a ne kadar bütçe ayrılmış, ne yapılıyor, şu andaki kadro durumu ne? Bildiğim, birkaç ay önce bir operasyon söz konusuydu, sıkıntılar vardı ama bu basına yansıdığı için öyle, diğer kurumlar da benzeri şekilde aşağı yukarı hepsi sorunlu, sıkıntılı kurumlar.

Sayın Bakanım, bugün, tabii, Plan ve Bütçe Komisyonunda Komisyonun da eski Başkanı olarak piyasaların sizden bir beklentisi vardı yani daha olumlu mesajlar vermeniz gerekiyordu diye düşünüyorum. Bundan sonraki konuşmanızda, akşamüstü o mesajları verirseniz iyi olur diye düşünüyorum çünkü piyasaların hakikaten ihtiyacı var. Ekonomi, gerçekten stratejik öneme sahip bir noktaya geldi. Bu noktada size elimizden geldiğince yardımcı olmak zorundayız, onun farkındayız Türkiye'nin geleceği açısından. Her şeyin en azından normale dönebilmesi lazım, normal koşullarına gelebilmesi lazım.

Şimdi, hafta içerisinde, geçen hafta içerisinde özellikle "reform" kelimesinin çok kullanıldığı bir hafta yaşadık, günler yaşadık. "Acı reçete" dendi ama siz ne "acı reçete"den ne de "reform"dan bahsetmediniz. Bugün belki erteleyebilirdiniz, bunu gelecek hafta da yapabilirsiniz, yeni bir OVP'ye, OVMP'ye ihtiyacınız var, belki bütçe rakamlarını değiştirmeye ihtiyacınız var. Bunun için zamana ihtiyacınız var biliyorum. Mesela, bugünkü toplantıyı haftaya erteleyip bunu belki yapabilirdiniz ama yine de yapabilirsiniz. O konularda bizim yapabileceğimiz herhangi bir şey varsa, muhalefet olarak desteğe, ülke için desteğe hazırız tabii ki.

İlave olarak şöyle: Genel olarak bütçede bir eksiklik vardı, pandemiden dolayı bütçede bir farklılık görememiştik. Bütçeye öyle bir rakamın konmasını beklerim, bir meblağ konmasını pandemi için. Bunun moral olacağını da olumlu olacağını da düşünüyorum. Hem pandemiden etkilenen sosyal kesimler için böyle bir meblağ gerekli hem de durma noktasına gelen piyasa için böyle bir meblağ gerekli. İki taraflı düşünmek, iki taraf için de derman olacağını düşünmek lazım.

Yatırımlardaki bahsettiğiniz o 56 milyar, bu yılki yatırımların artışı, kamu içerisinde özellikle eğitimde okullara, yurtlara ve sağlık alanındaki bazı konulara gitmek üzere yapılan harcamalar. Piyasa için, biraz önce bahsettiğim sosyal kesimler için ve piyasa için herhangi bir meblağ ayrılmış değil.

Sayın Bakanım -bu OVP henüz yenilenmedi- ama burada "yeni dengeleme" diyor OVP'de, rakamlara girmeyelim, bir değeri kalmadı artık. "Yeni dengelenme" "yeni normal" yani ne demek şimdi bu? Bunları Sayın Bakana soracaktık. "Yeni ekonomi..." "Yeni ekonomi" "yeni normal" nedir? Yani anormallikler mi yeni normal oluyor? Bu "yeni dengelenme" nedir? Nerede kurulacak bu denge? Bunlarla ilgili açıklamalarınız olursa memnun oluruz. Bu dengenin kurulması lazım. Nasıl bir denge olacak, hakikaten merak ediyoruz.

Bu konularla ilgili olarak sizi rahat bırakırlarsa başarılı olacağınıza inanıyorum. İnşallah, bu zihniyeti aşar, bu başarıyı yakalarsınız ülkenin geleceği açısından.

Önemli birkaç nokta var -vaktimiz çok yok- 2020 yılının açığı, biliyorsunuz 239,2 milyar olarak OVP'ye de geçti. Biz burada bir kanun düzenlemesi yaptık, borçlanma limitlerini artırdık 2020 için, yaklaşık 308 milyara çıkardık borçlanma limitlerini. Şimdi, açık 239,2 milyar. Neden böyle bir fazlalık var? Bakıyorsunuz, 69 milyar liralık fazla borçlanma yetkisi alınmış. Nerede bu para? Hazinenin banka hesabı ocak-ekim döneminde, kur farkları dâhil, 117 milyar diye hatırlıyorum, bu kadar artmış. Dönem başında da 66 milyarlık bir meblağ var Hazine banka hesabında. 30 Ekim itibarıyla kasa mevcudu 196 milyar olması gerekirken Merkez Bankası bilançosuna bakıyorsunuz, o da 121 milyar. Aradaki fark nerede? Normalde Hazinenin Merkez Bankasında parasını tutması lazım Biliyorsunuz, Merkez Bankasının olmadığı yerlerde de kamu bankalarının, Ziraat Bankasının kullanılması lazım. Bakıyorsunuz, kamu bankalarında sorunlu kredilere karşılık olarak bu meblağlar tutuluyor, çok da önemli bir meblağ yani İşsizlik Sigortası Fonu'yla beraber 89 milyar. 75 milyarı Hazineye ait, 13 milyar küsur da İşsizlik Sigortası Fonu'na ait; 89 milyar lira bu şekilde tutuluyor. Şimdi, bu tutulan paraya karşılık alınması gereken faiz alınıyor mu? Neden Merkez Bankasında değil de kamu bankalarında tutuluyor? Tabii bizim tahminiz, sorunlu, sıkıntılı durumda oldukları için bunlar yapılıyor ama bunlarla ilgili piyasanın da -çok konuşulmasa da- düşünceleri var, bunları da gidermeniz gerekiyor.

Sayın Bakanım, önemli bir konu, başlık olarak söyleyeyim: Denetim yapılmıyor Hazine ve Maliye Bakanlığında. Denetimle ilgili önemli aksamalar oldu, denetim sayısında düşüşler var, vergi işi denetimsiz olmakta. Devletin gücünün denetimle gösterilmesi lazım. Denetim, çok dürüst ve çok güçlü bir silah, onun kullanılması lazım.

Bir de biliyorsunuz, bu dönemin başında fonksiyonel sınıflandırmayı kaldırdık. Fonksiyonel sınıflandırmayı Hazine ve Maliye Bakanlığına ve Sayıştaya sormadan kaldırdılar, ondan sonra da "performans esaslı program bütçe" denilen ne olduğu akademik dünyada da bilinmeyen bir sisteme geçildi. Bakın, şurada, Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçe teklifinde bile programlara falan filan bakın, ne kadar eksik, ne kadar yetersiz olduğunu göreceksiniz yani mesela yatırımları hızlandırma ödeneği... Bu, geçmişte de yapılıyordu; bu, bunun bahanesi değil ama yatırımları hızlandırma ödeneğine 600 milyon konmuş, sanki dönem içerisinde ve dönem sonunda harcama yokmuş gibi bütün her şey yatırımları hızlandırma ödeneğinden karşılanacak; karşılanıyor daha doğrusu, bunlar yapılıyor. Bunları takip etmekte zorlanıyoruz ama bunlar mali saydamlık konusunda olumsuz intiba uyandırıyor, sıkıntı doğuruyor bunlar. Bunları düzeltmek lazım. Bu fonksiyonel sınıflandırmanın kaldırılması, performans esaslı program bütçeye geçilmesi falan hepsi olumsuz karşılandı piyasalarda; bunun bilinmesi lazım.

Yine, bir diğer konu, Türkiye Varlık Fonu meselesi. Hâlâ denetimini yapmadık. Siz Hazine ve Maliye Bakanı olarak Varlık Fonu'nun yönetiminde yer alacak mısınız? Bilmiyorum, cevap verebilirseniz, piyasa da bunu bekliyor. Dört yıldır Varlık Fonu Türkiye'ye döviz kazandıracak, kaynak yaratacak diye bekledik; tam tersi oldu, kaynaklarımızı götürüyor maalesef. İkinci bir hazine olarak orası da itibar kaybettiren bir kurum hâline geldi.

Yine, bir diğer konu -Sayın Bakanım, soru sormak istemiyorum- 5018'in 25'inci maddesi var, orada kamu yatırım projeleri tanımlanmış. Kamu yatırım projeleriyle devlet projesi mi kastediliyor? Onunla ilgili bilgi verebilirseniz memnun olurum. Kamu yatırım projeleri 25'inci maddede; devlet projesi mi denebilir onlara? Devlet projesi nedir? Bilgi verebilirseniz memnun olurum.

Şimdi, Sayıştay raporlarını ihmal etmemem lazım özellikle. Bu yılla ilgili olarak 9 artı 17 Sayıştay eleştirisi var. Siz değindiniz, ilk defa geniş bir değinim söz konusu oldu, teşekkür ederiz. Bunları önemseyeceğinizi düşünüyorum, öyle de ifade ettiniz. Ancak darphane ve damga matbaası döner sermayesinde de 5 artı 5'lik bir bulgu var, orada özellikle altın ve gümüşle ilgili daha önceki yıllarda da yapılan tespitler var; bunların da daha doğru dürüst bir şekilde kayda alınması lazım, onu ifade edeyim.

Gelir İdaresi Başkanlığıyla ilgili olarak... Tabii, Sayıştay, Maliye ve Gelir İdaresiyle ilgili daha hassas davranıyor haklı olarak. Orada da 13 artı 22, toplam olarak 35 bulgu söz konusu Gelir İdaresi Başkanlığında, önemli bulgular var burada da. Aslında Gelir İdaresine de ya da Hazine ve Maliye Bakanlığına da çok yakışmıyor; bunların da ciddi olarak düzeltilmesi lazım, ele alınması lazım.

Ben diğerlerine girmeyeyim ama Sayıştayın Merkez Bankası raporunun bana göre biraz daha ayrıntılı olması lazımdı bu konuda. Orada da 5 bulgu var, denetim görüşünü etkilemeyen 5 bulgu ama önemli bulgular; şu sıralarda belki çok fazla konu edilmeyecek ama normalde önemli bulgular. Merkez Bankasının faaliyetleriyle ilgili, kârıyla ilgili, kârın aktarımıyla ilgili Sayıştay raporunun da ya da bize gönderilen Sayıştay raporunun biraz daha ayrıntılı olmasını beklerdim doğrusu, daha yararlı olurdu.

Aslında bu genel ekonomik hedefler ve yatırımlar konusuna da girmek istiyordum. Ancak ondan önce şunu söyleyeyim vaktim sınırlı iken: Sayın Bakanım, gördünüz siz de iki yıldan beri, üç yıldan beri bütçeyi Maliye Bakanlığının değil de Cumhurbaşkanlığının sunmasının birçok sakıncası oluyor; bazı konuları konuşmamız, tartışmamız sıkıntılı oluyor, sorunlu oluyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı sunuyor bütçeyi ama Maliye Bakanlığı asıl sahibi olması gereken kurum. Maliye Bakanlığına sormamız gereken soruları Cumhurbaşkanlığına soruyoruz, cevap alamıyoruz; Maliye Bakanlığına da soramamış oluyoruz, cevaplanamıyor. Dönem başında Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında nasıl sahipsiz kaldıysa bütçe bundan sonra bu tür konulara da cevaz verilmemesi lazım, bu tür sıkıntıların olmaması lazım, sahiplenilmesi lazım. Bunun gerçek sahibi Maliye Bakanlığıdır, Maliye Bakanlığının sahiplenmesi lazım bütçeyi; getirmesi ve sahip çıkması lazım sonuna kadar burada Komisyonda ve Mecliste.

Ben bütçelerinizin hayırlı olmasını diliyorum. Önümüzdeki günlerde piyasalara daha umutlu, umut dolu mesajlar vermenizi ve başarılı olmanızı diliyorum ekibinizle birlikte.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım anlayışınız için.