| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Hazine ve Maliye Bakanlığı b) Kamu İhale Kurumu c) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ç) Sermaye Piyasası Kurulu d) Gelir İdaresi Başkanlığı e) Türkiye İstatistik Kurumu f) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı g) Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ğ) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu h) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tabii, teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Değerli Başkan; öncelikle size başarılar diliyorum, başarılı bir dönem geçirmenizi diliyorum.
Açıkçası benim eleştirilerim, sizin de bildiğiniz üzere biraz da Avrupa Birliği perspektifinden. Siz Maastricht Kriterlerine bir atıfta bulundunuz. Şimdi, Maastricht Kriterlerinde tek bir veri üzerinden bir değerlendirme yaptınız, aslında 5 kriter var Maastricht Kriterlerinde. Borç stoku noktasında, evet, bir iyileşme var ama bu 2014 verisine baktığımız zaman da biraz sanki sorunlu hâle geliyor. Enflasyon oranı referans değerin 7 katı yüksek şu an, bütçe açığında sınır aşıldı, uzun vadeli faiz oranlarında keza öyle ki 1 baz puan düşmesine rağmen ve döviz istikrarında, TL'nin değerinde de bir istikrarsızlık var ama şuna vurgu yapmak istiyorum ben: Maastricht Kriterleri derken bir de Avrupa Birliğine üyeliğimizin kriterleri olan ve temel sorun alanımız olan Kopenhag Siyasi Kriterleri var ki burada da ciddi bir gerileme kaydediyoruz.
Burada da en önemli değerlendirme şu: Sayın Bakan, sizin de bildiğiniz üzere ekonomideki ciddi kötüye gidiş, 2017 sonrası ciddi kötüye gidişte ve son olarak da Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle özellikle ekonomideki denge denetim mekanizmalarındaki ciddi tahribatlar, ekonomiyle ilgili -ki bugün birçoğu sizin Bakanlığınızın şu an bünyesinde olan- bağımsız kurumların tamamen yönetimlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması ve kamu yönetiminin siyasallaşması, maalesef, bu bağımsız kurumlarda attığımız iyi adımları daha da geriye götürür noktaya getirdi. Ne oldu burada? Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle özellikle bağımsız kurumlarda bir tek kişide yetkilerin toplanmasıyla beraber bu kurumların etkinliği, verimliliği düştü ki bunların hepsini, bu kurumları biz AB'ye uyum noktasında kurmuştuk. Yatırım ortamında güven azaldı, belirsizlikler arttı. Şeffaflık ve saydamlık başta olmak üzere denetleme kurumlarının işlevi etkisizleşti ve hukuki güvence verme noktasında da doğal olarak Cumhurbaşkanının kişiliğiyle biraz özdeşleşti. Bu bize güvensiz bir ortam yarattı ve işleyen pazar ekonomisinde kırılganlıklar yarattı. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin tabii ki maalesef ekonomiye etkilerinde ciddi sorunlar ve tahribat yarattı. Siz de sunumunuzun birçok yerinde... Bunu cümlelerinizde kullanmadınız, dikkat ettim ama sunumunuzda 5-6 yerde var; şeffaflık, öngörebilirlik, hesap verme; bunlar çok önemli ve sizin kurumlarınız açısından çok önemli.
Bakın, Kamu İhale Kurumuyla ilgili çok önemli değerlendirmeler var AB raporlarında ve en önemli değerlendirmeler de bu kurumların özellikle yönetimlerinin Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı ama neticede atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından yapılması, ayrımcı uygulamalar, özellikle İhale Yasası'nda gerçekten ciddi bir revizyonun olmaması, şeffaflığın olmaması. İmtiyazlar ve kamu-özel ortaklıklarında gerçekten geniş kapsamlı bir yasal düzenleme olmadı. Merkez Bankası ciddi bir sorun olarak ortada duruyor ki bu rapor yazılırken Merkez Bankası Başkanının değiştirilmesi Cumhurbaşkanı tarafından, ekonomi açısından kırılganlıkları ortaya koyarken, para politikalarının işlevi, araçları noktasında güvenilirliği zayıflatırken, biz, şimdi, daha geçen hafta yeniden bir Merkez Bankası Başkanının değişmesi, bütçe görüşmeleri devam ederken Maliye Bakanının değişmesi, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanının tamamen Cumhurbaşkanının atama kararlarıyla değişmesi... Bunların yarattığı kurumsal çerçevenin ekonomide yarattığı tahribatlara, ciddi zayıflıklar var.
Zamanım pek yok, çok ciddi veriler var, takdirlerinize sunmak istiyorum. İstatistik Kurumu... Bakın, aynı şekilde, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle TÜİK Başkanının görev süresi dört yıla indirildi, üst düzey yetkililerin atama usulleri değiştirildi. Atama ve görevden alma süreçlerinin şeffaf olmaması ciddi endişeler yaratıyor. Özelleştirmede yine aynı şekilde, Türkiye Varlık Fonuna atıf yapılıyor. Bu fon Sayıştay denetiminden uzak yani haksızlar mı "Denge ve denetim mekanizmasını ortadan kaldırdı Türkiye." demekle. Risk yönetimi ve hesap verebilirlik noktasında uluslararası prensiplere uymayı taahhüt ediyor ama uygulamada bunlar maalesef yok. Yani şunu söylemek istiyorum: Şimdi, ekonomi dediğimiz zaman, evet, siz ciddi bir yapısal reforma dönüşeceğinizi söylüyorsunuz ama ekonomiyi merkeze koyduğumuz zaman etrafında güçlü, bağımsız kurumsal yapılar, nitelikli eğitim, liyakate dayalı, güçlü bir kamu yönetimi kurmanız lazım. Jeopolitik noktada tutarlı ve öngörülebilir bir politika ortaya koymanız lazım, bağımsız para politika araçları ortaya koymanız lazım, güçlü adalet sistemi kurmanız lazım, güvenilir istatiksel veriler ortaya koymanız lazım. Bunların hepsi kırılgan ve öngörülemez noktaya getiriyor bizi yani yapısal noktada çok ciddi sorunlar hâlâ ortada duruyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özdemir, toparlayabilirseniz, süreniz doldu.
Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Toparlıyorum.
Yapısal sorunlar hâlâ ortada duruyor, bu kırılganlıklar var ve kısa vadede çözülemeyecek sorunlar bunlar.
Şunu söylüyorum yani: Siz Kalkınma kökenli geliyorsunuz, Sayın Başkan da Kalkınma kökenli, Sayın Naci Ağbal'ı da Maliye Bakanlığından biliyorum; yani ciddi bir reform sürecine ve özellikle kurumsal anlamda ciddi bir reform süreci başlatmanız gerekiyor. Biz, bütün bu konuşmalarımızda hep buna vurgu yaptık ve neticede, on sekiz yıllık iktidarınız sonrasında, son tahlilde kurulan cümle "Ekonomi ve hukuk alanında reform sürecine gelmek." Ben bunu iyi bir şey olarak görüyorum, umarım bunu başaracak üst, yukarıdan bir iradenin oluşacağını temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum.