| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün (AOÇ), 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .11.2020 |
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Atatürk Orman Çiftliği üzerinde niye duruyoruz? Özellikle tavsiyelere girmeden önce kısa bir şey söyleyeceğim. İstisnalar eklenmesi ya da kurumun iyileştirilmesi. Şimdi, Sayıştay raporunda bu çok güzel belirtilmiş. Piyasadaki yoğurtların toplam kuru maddesi yüzde 12 civarındayken Çiftliğin ürettiği yoğurtlarda bu yüzde 14-14,5 yani piyasadan daha yüksek.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Tuncer, kaç no.lu öneri?
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Ona geleceğim hemen bir kısa bilgi vereyim.
Şu an piyasadaki pastörize içme sütleri 1,026 "density"e sahipken, Çiftliğin ürettiği 1,028 "density"de; yine özel sektörden daha kaliteli, daha yüksek değerli süt üretiyor.
Dondurmada süt menşeli ham madde ve stabilizeler dışında hiçbir şekilde de glikoz şurubu, NBŞ veya bitkisel yağ gibi maddeler kullanmıyor, bu bağlamda da Atatürk Orman Çiftliği çok önemli. Özellikle Ahmet Kaya kardeşimizin dediği gibi buna Türkiye Büyük Millet Meclisinden başlanırsa çok daha iyi olur, en azından "Biz başlattık, siz de bu işe el atın." tavsiyesinde bulunuruz Bakanlığa.
Benim gündeme alınmasını istediğim 2 tane diğer bulgu ve öneri var; bunlardan bir tanesi, 1'inci bulgu, diğeri de 6'ncı bulgu. 1'inci bulguda, bunu biz önceden normal "görüşülen öneriler"de gündemde konuşuyorduk ama şimdi "diğer bulgular"a alınmış, görüşülmesinin önü sanki engellenmeye çalışılmış gibi. Atatürk Orman Çiftliği uzun yıllardır buğday ekimi yapmıyor ve buraların ağaçlandırılması Sayıştay tarafından ısrarla söyleniyor çünkü buğday ekimi yapılmayan arazi toplamı çok yekûn bir miktar ve bu araziler Ankara'nın ciddi anlamda artık değer ifade eden, yüksek fiyatlara çıkmış yerlerinde bölgelerinde bulunuyor. Bu ağaçlandırmalar yapılmadığı için de bu araziler genelde işgal altında yani vatandaş tarafından buralar bir şekilde işgal ediliyor. Atatürk Orman Çiftliğine "Siz burayı koruyun." desek de birisi burayı işgal edecekse bunu önlemek maalesef mümkün olmuyor, aynı Şanlıurfa'da TİGEM'in arazisinde yaşadığımız gibi. Bu işgallerin önüne geçmenin en önemli yollarından biri bu arazilerin ağaçlandırılması ama maalesef ağaçlandırılacak arazi üzerinde Ankara Valiliği bir türlü imar düzenlemesi yapılması anlamında Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüyle gerekli görüşmeleri yapmıyor diyeceğim kibarca çünkü yıllardır imar değişikliği yapılıp ağaçlandırılmaya müsait hâle getirilmesi söyleniyor ediliyor ama hâlen de bir gelişme yok herhâlde Sayın Genel Müdürüm burayla ilgili. Böyle kıymetli arazilerdeki niyet eğer ağızdan çıkan ile beynin arka kısmındaki farklıysa bunun nereye gideceğini hepimiz biliyoruz. Bunların da ilerde Atatürk Orman Çiftliğinden alınarak maalesef talana ya da ranta kurban edileceğidir.
Buğday ekilmeme kararı kabul edilebilir, belki doğru bir karardır ama buranın ağaçlandırılmasının engellenmesi, hem de devlet eliyle engellenmesi kabul edilemez. Atatürk Orman Çiftliği arazilerinde -belki daha sonra da bahsedeceğim ama- bugüne kadar 22 milyon 282 bin 442 metrekare azalma olmuş arkadaşlar. Yani bunu dönüme çevirirsek Atatürk Orman Çiftliğinin 22.282 dönüm yeri gitmiş. Bu arazilerin gitmesinin önüne geçmek gerekiyor. Bu sebeple de buğday ekilmeyen arazilere ilişkin bu diğer bulgunun gündeme taşınmasını, bunu izlemeye almamızı ve Ankara Valiliğine de niye yıllardır buna ilişkin bir çalışmanın bitirilemediğinin sorulması gerekiyor çünkü şu an araziler artık işgal edilmiş durumda. Sayın Genel Müdürümüz ve arkadaşları burada "Hayır, işgal yok." diyorlarsa ben "Eyvallah." diyeceğim ama o araziler elden gidiyor, göz göre göre gidiyor.
Bu, diğer bulgulara alınacak bir öneri değil Sayın Başkanım. Bu, Sayıştay tarafından ve Komisyonumuz tarafından da izlenmesi gereken bir öneri diyorum ve bu 1'inci bulgunun bu sebeple gündeme alınmasını istiyorum.
Bir de yine 2018 yılının 6'ncı...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama Sayın Vekilim, onları, diğer önerileri biz burada, üst komisyonda teker teker görüşürsek zamanımız yetmez. Zaten alt komisyonda bunlar görüşüldü, alt komisyon bunların üst komisyona taşınması noktasında orada oylamayla kararını verdi, burada, üst komisyonda görüşülmesiyle ilgili öneri de buraya geldi Değerli Vekilim.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Sayın Başkan, ben orada da dile getirdim, yine kabul olmadı. Ben en azından tarihe not düşeyim de on yıl sonra bu araziler üzerine gökdelenler, şunlar, bunlar dikildiğinde... Çünkü örneği var, Atatürk Orman Çiftliğinde park yapacağım, AR-GE merkezi gibi bir şey kuracağım diye yer kiralayıp buraları normal bir inşaat şantiyesine çeviren kişiler var. Ben buraya not düşeyim, siz "Biz istemiyoruz." deyin, eyvallah, başımız üstüne.
Eğer biz bununla ilgili gerekli tedbirleri almazsak arkadaşlar, bu araziler on yıl -belki on yıl da sürmeyecek- maalesef inşaata, ranta, betona gidecek; Ankara, Atatürk Orman Çiftliği ve ülkemiz çok kıymetli arazilerinden olacak.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, teşekkür ediyorum.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - 6'ncı madde var Sayın Başkan.
Bu 6'ncı maddede burada hiç bir şey yazılmamış, çok kısa tutulmuş ama Sayıştay raporuna baktığımızda burada bir zarar var. 6'ncı maddeyle söylenen husus, kurumun yıllar öncesinden -2014 müydü, o yıllara ait- 490 bin lira -yanlış hatırlamıyorsam- bir zararı var. Stokta bulunan malların hurdalaşmasına, bozulmasına, çürümesine sebebiyet verilmiş ama o 490 bin lirayla ilgili olarak kurum ne yaptı, herhangi bir idari, adli bir şey yaptı mı? Yoksa sadece Sayıştayın raporu doğrultusunda bunları hurdaya ayırdı ve bu işten kurtuldu mu? Bunun da bilinmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Bu 490 bin liralık kaybın da araştırılması için bunun da tekrar gündeme alınmasını talep ediyorum.