| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğünün (ESK) 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2020 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kıymetli Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarım, Değerli Genel Müdürüm, müdür yardımcıları, kurumun kıymetli yönetim kurulu üyeleri, Sayıştayımızın değerli denetçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu pandemi koşulları gösterdi ki ucuz, sağlıklı ve temiz gıdaya ulaşım bütün milletler için en önemli konulardan bir tanesidir. Şimdi bunun tedarikinde milletimize önemli katkılar sunan kurumumuz Et ve Süt Kurumu, Sayın Genel Müdürümüzün ifadesiyle "Et ve Balık Kurumundan Et ve Süt Kurumuna dönüştürüldü."
Şimdi, Sayın Genel Müdürüm, burada ben şunu merak ediyorum: Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede biz balığı yok mu sayıyoruz, kurum olarak balıkla ilgili bir faaliyet yürütülmüyor mu? Geçmişte bildiğimiz kadarıyla "Et ve Balık Kurumu" adı altında görev yaptığınız dönemlerde balıkçılık kurumun önemli bir çalışma alanıydı. Şu anda balık göz ardı mı ediliyor ve o alanla ilgili hiçbir çalışması yok mu kurumumuzun?
Bunun dışında, Akçaabat et kombinasını söylediniz. Trabzon Milletvekili olarak bölgemle ilgili bir meseleyi gündeme getirmek istiyorum. Akçaabat et kombinası inşaatına başlandı. Ben gittim, yerinde inceleme yaptım. Yapımını siz üstlenmişsiniz, teşekkür ediyoruz fakat yer seçimi konusunda çok ciddi bir talihsizlik olduğunu burada Komisyon üyesi arkadaşlarımın bilmesini istiyorum.
Biliyorsunuz, "Karadeniz Bölgesi" deyince hemen akla şiddetli yağışlar, heyelanlar, seller geliyor. Ben gittim baktım, tam da bir dere yatağının içinde, derenin taşkın alanı içerisinde bir et ve balık kurumu tesisi yapılıyor orada. Yani umut ediyorum ve diliyorum ki ilk selde, ilk yağışta orası sular altında kalmaz ve o yatırım, orada yapılan o güzel yatırım heba olmaz. Gerçekten öyle bir kaygımız var. Gittik, orada yerinde yaptığımız incelemelerde bunu, oranın yapımını üstlenen arkadaşlara da ifade ettik. Yakın bir geçmişte, biliyorsunuz, Giresun'da Dereli'de çok talihsiz olaylar yaşadık. Karadeniz Bölgesi'nin kaderi hâline geldi maalesef bu heyelanlar, seller. Kaderi hâline gelmesinde de tabii, yapılan bu tür ihmallerin, bu tür hataların payı çok büyük. Yani gerekli tedbirleri almazsak, işte dere yataklarına bu tür yapıları yaparsak bu tür felaketler maalesef kaçınılmaz oluyor. Görüyorum ki ders almamışız ve en somut örneği, işte, orada Akçaabat'ta yapılmaya çalışılan kombina. Tam dere yatağının içinde, taşkın alanının içinde bir istinat duvarı yapılıyor. O istinat duvarının, tesisi o taşkın sularından kurtarabileceği görüşü hâkim ama ben ona katılmıyorum. Ben de mühendis kökenli bir insanım. Yerinde yaptığımız incelemede orada ilk selde büyük tahribatların yaşanabileceğini, can kayıplarının, mal kayıplarının olabileceğini öngördük. Bunu da sizlere burada aktarmayı bir görev sayıyorum.
Yine, Trabzon'dan bir örnek vereceğim Sayın Genel Müdürüm. Fatih Mahallesi'nde ve Meydan'da Et ve Süt Kurumunun iki tane satış yeri vardı. Buralar bildiğimiz kadarıyla özelleştirildi. Şimdi özel işletmeci arkadaşlarımız orada satışları yapıyorlar. Muhtemelen Türkiye'nin birçok bölgesinde de bu ve benzeri yerler özelleştirilmiştir diye düşünüyorum. Bu özelleştirme sonrasında buralarda ucuz, kaliteli ve nitelikli et satışı, vatandaşın bu zor günlerde ucuza et yiyebilmesine olanak sağlayacak şekilde denetimler yapılıyor mu? Ürün kalite ve çeşitliliği anlamında ve fiyat anlamında denetimler yapılıyor mu? Bu konuyla ilgili de bir bilgi verirseniz...
Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum, teşekkür ediyorum.