KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, sizlerin şahsında tüm heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 2021 yılı bütçenizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Ben, sözü çok fazla uzatmak istemiyorum, arkadaşlarımız da benzer şeylerden bahsetti ama şunu ifade etmek istiyorum ki hükûmetlerimizin, AK PARTİ iktidarlarının genel felsefesi "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." mantığıdır, bu şekilde hareket etmektedir. Sağlıkta da hakikaten büyük bir dönüşümü gerçekleştirdik. Tabii, bu yıl bir Covid süreci, salgın süreci yaşadık. Sayın Bakanımızın ortaya koyduğu irade, Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde oluşturduğu yönetim, Bilim Kuruluyla uyum çalışması sonucunda Covid salgınında Türkiye dünyaya örnek gösterilebilecek bir başarı ortaya koymuştur. Bu başarı, maalesef ki birileri tarafından küçük gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu, doğru değildir. Maalesef ki Türkiye'de şöyle bir sıkıntı var: Muhalefet "İktidarın yapmış olduğu işlerin iyi tarafı vardır." demekten kati surette imtina etmektedir. Bu, doğru bir yaklaşım değildir, özlenen bir zihniyet değildir.

Değerli arkadaşlar, şunu ifade etmek istiyorum: Bir Covid sürecinde biz sizin nasıl yaklaşım içerisinde olduğunuzu, Sayın Genel Başkanınızın nasıl bir tedavi yöntemi önerdiğini çok iyi hatırlıyoruz yani yapılacakları çok kısa özetlemişti. Nasıl bir hastane modeli olduğunu da Mersin'deki Sahra Hastanenizde çok iyi bir şekilde gördük. Şimdi, biz bir taraftan bu salgın sürecinde modern hastaneler açarken bir taraftan da bu salgın sürecinde tedavi sürecini hiçbir şekilde aksatmadan vatandaşımızın yanında yer aldık. Hastanemiz var çok şükür, yatak sayımızda bir problem yok, ilaç var, solunum cihazı var, tıbbi malzeme tedarikinde bir sıkıntı yok; yani böyle bir durumda şunu ifade etmek istiyorum: "Bu başarı doktorlarındır, Sağlık Bakanlığının değildir, Hükûmetin değildir." Ya, Allah izan versin, ne diyeyim ya, böyle bir yaklaşım olabilir mi! Eğer genel sağlık sigortası kapsamında bütün hastanelerde bütün vatandaşlarımızın tedavi imkânı olmamış olsaydı, isteyen istediği eczaneden ilacını alamamış olsaydı... Bütün herkes -ücretli olsun, çalışan olsun, herhangi bir sosyal güvencesi olmasın- hastane kapılarından bekletilmeksizin içeri girip eğer tedavi olabiliyorsa bu, bir sistem başarısının; bu, bir yapısal reformun sonucudur; bu, AK PARTİ iktidarının çok net bir şekilde başarısıdır. Şimdi, o kadar, onca güzel işler varken kalkıp... Şehir hastaneleri bir defa bizim iftihar tablolarımızdır. Siz kalkıp burada "Armudun çöpü, üzümün sapı..." neyse, bunu araştırmaya kalkmanız, olaylara bu şekilde yaklaşmanız, şu kadar söyleyeyim basit bir ifadeyle çekememezliktir, başka bir şey değildir.

Değerli arkadaşlar, biraz başka ülkelere bakın, oradaki sağlık tedavilerinin ne durumda olduğunu, hastanelerde hastaların nasıl perişan olduğunu takip edin, oradan Türkiye için gurur duyacağınız bir tablo... Türkiye yüzlerce ülkeden hastasını özel uçaklarla, ambulans uçaklarla getirip ülkesinde tedavi edebilen bir anlayışla hareket etmiştir. Aynı şekilde, yurt dışındaki birçok vatandaşımız Türkiye'de tedavi olmak için bir mücadele ortaya koymuştur. Tüm bunların hiçbirine kayıtsız kalmadık, büyük bir başarı ortaya koyduk. Zaten AK PARTİ'nin şu ana kadar girmiş olduğu bütün seçimlerde almış olduğu oylara baktığımızda sağlık alanındaki dönüşümümüz bunun sebepleri arasında en ön sıralarda yer almaktadır. Bu, size ders olsun, buradan sonuç çıkarın. Yani deyin ki: "Biz bunu niye yapamıyoruz, bunlar nasıl başarıyorlar?" Bunu araştırın, ona göre yol haritası belirleyin. Yani sürekli olarak karalama, kötü şeyleri ortaya koyma, iyi olan tarafları söylemekten imtina etme; bu, doğru bir davranış değil. Siyasetçi ilkeli olmak zorundadır, yapılmış olan güzel şeyleri de takdir etmesini bilmelidir. Bunu takdir edemediğiniz müddetçe bu millet sizi hiçbir zaman samimi kabul etmeyecektir, her zaman sandığa gömecektir.

Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.