| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .11.2020 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, hoş geldiniz ekibinizle beraber.
Sayın Bakanım, büyük bir ihtimalle sizin de bünyesinde bulunduğunuz, Türkiye'de en demokratik yöntemlerle seçilmekte olan Türk Tabipleri Birliğine çok ağır, hakaretamiz ve hukuken suç sayılabilecek ifadeler kullanıldı, özellikle iktidarınız tarafından da bu ifadeler kullanıldı. Hekimlerin cansiparane çalıştığı bir dönemde, motivasyon gereken hekimlere bu şekildeki bir dili uygun buluyor musunuz? Çünkü bu konuda ben, bu saate kadar sizin herhangi bir açıklamanıza rastlamadım.
Bir de Sayın Bakanım, Covid'le mücadele konusunda sizin verdiğiniz rakamlar ile büyükşehir belediyelerinin verdiği olağan rakamlar arasında olağanüstü farklılıklar var. Mesela, 14 Kasım tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu sadece İstanbul'da salgından kaynaklı 164 ölümlü vakanın olduğunu söyledi. O akşam sizin Twitter hesabınızda "92" olarak Türkiye geneli açıklandı. Kamunun anayasal olarak tanımlanmış kurumları arasında bu kadar eş güdümsüzlüğü, bilgi bazındaki iletişimsizliği ve birbirini yalanlayan tabloyu doğru buluyor musunuz? Bu, yönetme tarzınızdan kaynaklı değil mi? Ama biz de etrafımıza baktığımızda sokağımızda, kapımızda, komşumuzda var olan vakaları göz önüne aldığımızda sizin verdiğiniz rakamlar artık şüpheli hâle geldi diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım, Bakanlığınız, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19 hastalığı için önerilen uluslararası tanı kodlarını kullanmıyor. Nedeni nedir?
Yine, Covid salgını sırasında hekimlerimizden sıkça gelen bir eleştiri: Koruyucu malzeme yetersizliği konusunda hepimize aracı olmamız ve bunu dile getirmemiz yönünde telkinler söz konusu. Bu durumu göz önüne aldığımızda şunu sormak istiyorum: Kişisel koruyucu malzeme stoku ve üretim kapasitesi öngörülen ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde midir, eğer öyleyse dağıtımda mı bir sorun vardır?
Sayıştay raporlarına baktığımız zaman; Sayıştay raporlarında şehir hastanelerinin artık bir kambur hâline geldiği görülmektedir. Şehir hastaneleri, kamu sağlığına ilişkin daha işlevli ve yapılan harcamalara uygun olarak kullanılabilsin diye kamuya iltihak ettirilmesi konusunda bir düşünceniz var mıdır?
Yine şehir hastanelerinde -Sayın Bakanım, lütfeder dinlerseniz; sorularıma cevap istiyorum- Sayıştay raporlarında ciddi anlamda kamu zararına uğratmanın söz konusu olduğu çok net belirlenmiş. Burada tek tek saymayacağım çünkü raporlar sizin elinizde de var. Bu kamu zararıyla alakalı idari anlamda başlattığınız bir soruşturma var mıdır? Kamu zararının tespiti ve kamu zararının devlet hazinesine tekrar kazandırılması anlamında bir çalışmanız var mıdır?
Sayın Bakanım, az önce konuşmamın başında da söyledim, anayasal anlamda tanımlanmış olan kurumların eş güdümü vatandaş açısından avantaj yaratacaktır. Zaten bu eş güdümle çalışma zorunluluğu vardır. İdarenin bütünlüğü dediğimiz bu eş güdümün içerisinde çalışmanın da bütünlüğü anlamını taşımaktadır. Bugüne kadar Covid salgını döneminde olağanüstü çaba gösteren belediyelerle alakalı bugüne kadar sizden bir teşekkür duymadım. Özellikle, büyükşehir belediye başkanlarımızın Covid salgını konusunda yapmış olduğunuz her türlü istişareden uzak tutulması, ırak tutulması karşılığında sadece merkezî idarenin emri altında çalıştırılan ve salgını aslında sahada da çok yaşamayan insanlarla toplantı yapıyor olmanız doğru mudur? Halkın seçmiş olduğu, halkın temsilcileriyle ne zaman bir araya gelerek bu konuları konuşabilir hâle geleceksiniz? Bu eleştirim sadece size yönelik değildir, iktidarınızın tamamına yöneliktir. Bu konuda da sizden bir yanıt bekliyorum.
Teşekkür ediyorum.