| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı b)Karayolları Genel Müdürlüğü c)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ç)Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 19 .11.2020 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli üyeler; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, ödeme garantili ulaştırma projeleri sayesinde aracı olan olmayan, yoldan geçen geçmeyen bütün vatandaşlarımızı doğrudan ilgilendiren bir Bakanlık hâlini aldı. O yüzden, inanıyorum ki vatandaşlarımız dev bütçeli, icracı kurumlar arasında olan Bakanlığınızın bütçesini ve cebinden boşu boşuna çıkan paraların nerede kullanıldığını merak ediyor. Geçtiğimiz yıl, trafik garantileri ve katkı ödemeleri için ayrılan paylar ile önümüzdeki üç yıllık tahminler dikkate alınınca vatandaşımızın Bakanlığınıza daha da ilgi göstereceği şimdiden belli oluyor.
Kısaca, ulaştırma projelerine ayrılan ve ayrılacak tutarlara bir bakalım. Bakanlığınız bütçesinde ulaştırma projelerine ilişkin trafik garantileri ve katkı ödemeleri için 2020 bütçesinden 458 milyon lira ayrılmıştır. Bu sene bu miktar 540 milyon liraya çıkmış. Yap-işlet-devret modeli üzerinden yapılan bu yatırımlar için 2022'de 308 milyon, 2023'teyse 248 milyon lira pay aktarılacağı da öngörülüyor. Vatandaş milyarlarca lira öderken bu rakamlara "Çok mu geldi?" denilebilir ama bu buzdağının sadece küçük bir parçası. Asıl ödeme kamu-özel işbirliği modeline göre yapılan yatırımlarla Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesinden ayrılan paylarda saklı. Karayolları Genel Müdürlüğünün 2021 bütçe teklifinde yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan ulaştırma projelerine ilişkin trafik garantileri ve katkı ödemeleri için 14 milyar 49 milyon lira ödenek ayrıldığı görülüyor. Yine 2022 yılında 16,9 milyar, 2023 yılında 17 milyar 395 milyon lira ödeme yapacağımız da şimdiden belli. Peki, neden hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından hem Karayolları Genel Müdürlüğünden ödeme yapıyoruz? Projelere göre yap-işlet-devret sözleşmelerini bazen Bakanlık, bazen Genel Müdürlük onaylıyor. Ama kim imzalarsa imzalasın, para vatandaşın cebinden çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde, Aydın-DenizIi arasında yapılacak olan 163 kilometrelik otoyol için yüklenici firma Fernas'la sözleşme imzalandı, iki gün önce de temelleri atıldı. Bölgemi ilgilendiren bu sözleşme imzalanana kadar 11 kere AK PARTİ Denizli milletvekilleri müjde verdi. Bazen ihale ertelendi, bazen ihaleyi kazanan firma vazgeçti ve nihayet temel atıldı. İnşallah, bu iş de yarıda kalmaz, söz verildiği üzere 2022'de tamamlanır. Aydın-DenizIi Otoyolu için 35 bin araç garantisi verildi. Proje, İzmir-Antalya Turizm Yolu Ana Projesi'nin ikinci etabı ve 140 kilometre ana yol, 23 kilometresi de bağlantı yolu olmak üzere 163 kilometre. Projenin toplam maliyeti 7 milyar lira. Geçiş ücretinin kilometre başına fiyatı da 5 euro sent. Tabii, işletme süresi on yedi yıl olan bu sözleşmeye ilişkin maliyet bedelleri, araç geçiş garantileri konusunun uzmanlarınca yapılan tahmini bedeller. Gönül isterdi ki her vatandaşın üzerine yüklenen bu maliyetlerle ilgili olarak da Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı net bir bilgilendirme yapabilsin.
Bu otoyol üzerinde hizmet tesisleri de kurulacak. Sayısı geçmiş ihalelerde 5'ti, şimdi yine belirsiz. Bu tesisleri kimlerin işleteceği konusunda geçmişte Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına vermiş olduğumuz bir soru önergesine gelen cevap, açık ifadeyle olmasa bile hizmet tesislerinin ihaleyi kazanan firmaca işletileceğini teyit etmekteydi. Bakınız, bu hizmet tesislerinin işletilmesi meselesi, üzerinde önemle durulması gereken bir konu.
Öncelikle, vatandaşın zorunlu harcamalarından yüzde 18 KDV alınıp, maaşı kuşa çevrilirken otoyol hizmetleri tesisleri kira tahsilatlarından katma değer vergisi alınmamaktadır. Bu parayı tahsil etmesi gereken kurum Karayolları Genel Müdürlüğü. Karayolları Genel Müdürlüğü hangi gerekçeyle otoyol hizmet tesislerinden KDV almıyor bilemiyoruz ama KDV Kanunu'nun 1'inci maddesiyle gönderme yapılan Gelir Vergisi Kanunun 70'inci maddesinde sayılan "arama, işletme, imtiyaz hakları ve ruhsatları ile diğer hakların kiralanması işlemleri..." vergiden muaf tutulmamış. Bu kapsamda 19 hizmet tesisinden son beş yılda tahsil edilmesi gereken KDV tutarı 18 milyon 106 bin lira civarında.
Yine, otoyol hizmet tesislerinin kiralamalarına ilişkin Sayıştay'ın bir diğer bulgusu şöyle: Otoyol hizmet tesisleri üç yıllık bir süreyle kiraya verilebiliyor. Üç yıldan fazla kiraya verme işlemlerinde, Hazine ve Maliye Bakanlığından ya da katma bütçeli idare ise ilgili bakanlıktan izin alınması gerekiyor. İzin verecek kurum olur verirken firma ismi zikretmemesi ve kiralanacak üniteyi belirtmesi kaydıyla yetkilendiriliyor. Peki Bakanlıklar ne yapıyor? Kiralama süresini on yıla çıkarıyor ve doğrudan firma ismini de açıkça belirterek, ihalesiz, kuralsız bir şekilde tesisleri kiraya veriyor.
Sayıştayın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğüne ilişkin olarak hazırladığı 2019 Denetim Raporu hazine değerinde. Hangi sayfayı açsanız, yap-işlet-devret sözleşmeleriyle vatandaşın cebini yıllarca işletici firmaya bağlayan ulaştırma sözleşmelerindeki gizli garantileri görebiliyorsunuz. Bu konuda da bir örnek vermek istiyorum: Yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu içinde ki buna İzmit Körfez Geçişi ile bağlantı yolları da dâhil, görevli şirketlerin kamulaştırılan taşınmazlara ilişkin kullanım bedellerinin tahsil edilmediği tespit edilmiş. Karayolları Genel Müdürlüğü bu işi yap-işlet-devret modeliyle ihale ederken, kamulaştırma bedeli idare tarafından karşılanan taşınmazların kullanım bedelinin şirket tarafından ödeneceğine ilişkin sözleşme yapmış.
Sözleşme özetle, "400 milyon liraya kadar olan kamulaştırma bedeli görevli şirket tarafından ödenecektir. Kamulaştırma bedeli 400 milyonun üzerindeyse idare bu bedeli üstlenecektir ancak görevli şirket her sözleşme yılı için kullanacağı taşınmaz için kullanım bedeli ödeyecektir ve bu ödeme ilk kullanım tarihini takip eden on iş günü içinde yapılacaktır." Peki yapılan işlem nedir? Karayolları Genel Müdürlüğü, bahsi geçen iş kapsamında yaklaşık 2.5 milyar lira kamulaştırma bedeli olarak ilgililere ödeme yapmıştır. Bu tutarın 400 milyonu görevli şirketten karşılanmıştır. Sözleşme gereği kamulaştırma bedelini idare üstlenince, görevli şirketin her yıl için taşınmaz kullanım bedeli ödemesi gerekmektedir ancak şirket, 2010 yılından beri kullandığı taşınmaz için ödemesi gereken yaklaşık 568 milyon liralık kullanım bedelini ödememiştir.
Bu garanti işi akıl alır gibi değil. Bakın bu konuda hem idareyi bağlayan hem şirketi bağlayan yargı kararları var. Kararlarda hüküm açık, görevli şirketin sözleşmenin yürütülmesi boyunca katlanmayı öngördüğü ve ihale aşamasında teklifine yansıttığı bir maliyet kaleminin tahsil edilmesinden vazgeçilmesi, ihale şartlarının görevli şirket lehine değiştirilmesi anlamına gelmektedir; yorumu takdirlerinize bırakıyorum.
Karayolları alacaklarından vazgeçiyor ama işletici şirketler alacaklarında bir gecikme olursa hem döviz kurundaki değişimi hem de gecikme faizini en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplayarak anında tahsil ediyorlar.
Yine, Sayıştay bulguları üzerinden raporları aktarmaya devam edeyim:
Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi (Avrasya Tüneli) Projesi'nde 2019 yılı için idarenin talebi üzerine geçiş ücreti indirimi uygulandığı ve bu indirime ilişkin olarak uygulama sözleşmesinden kaynaklanan fark ödemelerinin gecikmeli yapılması nedeniyle gecikme faizi ve döviz kuru farkı ödendiği tespit edilmiştir. Veriler incelendiğinde 2019 yılında gecikmeli ödemelerden dolayı toplamda 241.970 lira görevli şirkete ilave ödeme yapıldığı görülmektedir.
Ulaştırma Bakanlığına araç geçiş garantileriyle ilgili defalarca soru sordum. Bu konuda soru soran birçok milletvekili gibi ben de ne yazık ki cevap alamadım. Otoyollardan, tünellerden yılda ne kadar araç geçtiğini bilemiyoruz. Yapılan ihalelerde kaç araç için garanti verildiğini, dolar ve Türk lirası üzerinden bu garantiler için ne kadar ödeme yapıldığını bilemiyoruz. Bunları bilemediğimiz gibi, garanti edilen araç geçiş sayısına ulaşılıp ulaşılmadığını da bilemiyoruz ve konuşmamda bahsettiğim gibi sözleşmede bulunmayan ne garantiler verildiğinden haberimiz yok. Bu konular sır olarak saklandığı müddetçe Deli Dumrul misali tahsilatın devam edileceği de ortada.
Şimdi, kendim bölgemden de birkaç tane örnek vermek istiyorum: Öncelikle, Denizli-Çivril-Dinar arasındaki yol yarım vaziyette. Aynı şekilde Acıpayam-Dalaman arasındaki yollara da şayet düzgün bir şey yapılırsa Dalaman Havalimanı'na bölgenin daha erken ulaşması ve oranın turizm sektörüne de fayda sağlayacağı bilinmekte.
Yine bir soru önergesinde Denizli-Antalya yolu Cankurtaran mevkisiyle ilgili bir soru sormuştum. Verilen cevapta Cankurtaran kavşağından mesafe alınarak veriliyor ama hâlbuki Tavas kavşağından mesafeye bakacak olursak 1.900 metre geri dönüş kavşağı yapılıyor. Burada mesafe tahditlerine göre köylere giriş çıkış noktalarına bile şehirler arası yollarda kavşak yapılmaz iken kişiye özel uygulama yapılıyor. Kişiye özel uygulama yapılıyor dediğim yerde AK PARTİ'si il başkanının villaları mevcut. Denizli genelinde birçok noktada yol çalışmalarının maliyetinin yüksekliği gerekçesiyle müteahhitleri tarafından yarım bırakılan yollar var iken bahsi geçen noktada çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Bunun dışında, yeni verilen Demiryolları ihalesiyle Kalyon inşaata 9 milyar 449 milyon liraya yeni iş verdiniz ama aynı şirkete 9,5 milyarlık vergi affı getirildi. Dolayısıyla adamlar bu işi devletin parasıyla bedavaya yapıyorlar.
Teşekkür ederim, iyi günler.