KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar ve basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz için teşekkür ediyorum. Şahsınızda, ulaştırma ve altyapı alanında yapılan kara yolu, demir yolu, hava yolu, deniz yolu iletişim alanında devasa yatırım ve hizmetleri için emeği geçen herkese teşekkür ediyor, tebrik ediyoruz.

2020 yılında 29 milyar lira olan Bakanlığınız bütçesi başlangıç ödeneği 2021 yılı bütçesinde yüzde 64 oranında artırılarak 49 milyar liraya çıkarılmıştır. Bakanlık bütçesinin merkezî yönetim bütçesi içindeki payı yüzde 3,6'dır. Bütçede demir yolu ve kent içi ulaştırma yatırımları önceliklendirilerek 2020 yılında 8,5 milyar olan Bakanlığın toplam sermaye giderleri ödeneği 15,2 milyar Türk lirasına çıkarılmıştır. Karayolları Genel Müdürlüğü sermaye giderleri de 7,6 milyar Türk lirasından 14,1 milyar Türk lirasına çıkarılmıştır. Buna göre, yatırım ödeneklerinde önceki yıla nazaran 2 kat artış sağlanması öngörülmüştür. Bunu yeni yatırımlara ve mevcut yatırımların tamamlanmasına imkân verecek olması bakımından önemli buluyoruz.

Ekonomik ve sosyal hayatın ortaya koyduğu ihtiyacın karşılanmasına yönelik olarak oluşturulan ulaştırma altyapısı, üretim ve ticarette rekabet gücü kazanılmasına ve vatandaşın refah düzeyinin yükseltilmesine önemli katkı sağlamaktadır. Bu anlayışla, ulaştırma politikasının esasının ekonomik ve sosyal kalkınmaya destek olacak, millî menfaatleri koruyacak, güvenlik sisteminin taleplerini karşılayacak, vatandaşın refah düzeyini yükseltecek ve kullanıcıların memnuniyetini sağlayacak bir sistemin tesis edilmesi üzerine kurulması gerekmektedir. Dünya ticaretinde yaşanan daralma ve genişlemeler ulaştırma sektörünü, bilhassa da deniz yolu ve kara yolu taşımacılığını önemli oranda etkilemektedir. Zira, dış ticaretin önemli bir bölümü bu alt modlar marifetiyle gerçekleştirilmektedir. Küresel ölçekteki ekonomik, sosyal ve çevre odaklı gelişmeler sürdürülebilir kalkınma tartışmalarını ön plana çıkarmaktadır. Buna paralel olarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini bileşenleri ekseninde doğrudan veya dolaylı etkileyen temel unsurlardan biri de lojistik ve ulaştırma hizmetleri olmaktadır. Dünya taşımacılık ve lojistik sektörünün bu uzun vadeli eğilimlerinin yanında kısa vadede büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldığı da görülmektedir. Küresel ticaretteki korumacı tedbirler, Covid-19 salgını dolayısıyla dünya genelinde ekonomik aktivitede yaşanan yavaşlama ve ticaret hacmindeki ivme kaybı, dünya genelinde taşımacılık ve lojistik sektörü açısından kısa vadede zorlu bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Güvenli, verimli, süratli ve kolay erişilebilir bir ulaştırma sistemi lojistik hizmetlerinin etkin sunumu için kritik önemdedir. Nitekim, Cumhurbaşkanlığı yıllık programında da lojistik hizmetlerinin etkin sunumu için, dengeli modal dağılımı için uzun dönemli planlamaların ve artan ulaşım talebine uygun demir yolu ve deniz yolu altyapısının oluşturulmasına yönelik ilave çalışmaların yapılması gerekliliği vurgulanmıştır. Ülkemizin coğrafi konumunun da etkisiyle yüksek potansiyel sunan ulaştırma sektöründe yapılanların yanında, makro ölçekte katedeceği ve ulaşacağı önemli rotaların olduğu da görülmektedir. Bu itibarla, Avrupa Birliği ülkeleri, yakın komşularımız, Karadeniz ve Akdeniz havzası ülkeleriyle ulaştırma sistemimizin entegrasyonu stratejik bir önem taşımaktadır. Türkiye'nin doğu-batı ve güney-kuzey ulaştırma bağlantısını güçlü ve konforlu hâle getirecek kara yolu ulaştırmasının tamamlanmasıyla, uluslararası düzeyde taşınan mallar ile hizmetlerin çok daha kısa sürede ilgililerine kaliteli ulaşım imkânı sağlanacaktır. Bu yönde sürdürülen bağlantı yollarının tamamlanmasını çok önemsiyoruz.

Ülkemizde çok önemli gelişmeler olduysa da demir yolu taşımacılığı hem hat uzunluğu hem de hat kalitesi itibarıyla henüz istenilen düzeyde bulunmamaktadır. Demir yolu altyapısındaki bu yetersizlik yolcu ve yük taşıma istatistiklerine de yansımaktadır. 2019 yıl sonu itibarıyla Türkiye'deki mevcut demir yolu ağ yoğunluğu dikkate alındığında hem nüfus hem de yüz ölçümü bazında AB ortalamasının altında bir ağa sahip olunduğu görülmektedir. Bu açıdan, önemli demir yolu güzergâhlarında kapasite artışı sağlanarak, öngörülen ve planlanan projeler hayata geçirilerek ve özel sektör işletmeciliği geliştirilerek orta ve uzun vadede demir yolu yük taşımacılığında istenilen gelişme sağlanabilecektir. Demir yolunun yük taşımacılığından daha fazla pay alabilmesini teminen, ana hatlardaki sorunların giderilmesi, trafik yoğunluğuna bağlı olarak belirlenen tek hatlı demir yollarının çift hatlı hâle getirilmesi, sinyalizasyon ve elektrifikasyon yatırımlarının tamamlanması bu kapsamda önemli olacaktır. 30 Ekim 2017 tarihinde resmî açılışı yapılan Bakü-Tiflis-Kars Demir Yolu Hattı gibi jeostratejik ve ticari alternatifler ile stratejik öneme sahip projelerin hayata geçirilmesi kuşkusuz Türkiye'ye ekonomik olduğu kadar siyasi üstünlük de sağlayacaktır.

Uluslararası hava trafiğinde ülkemiz önemli bir aktarma merkezi hâline gelmiştir. Bununla birlikte, Covid-19'dan en çok etkilenen sektörlerden birinin de hava yolu sektörü olduğu açıktır. Ülkemizde 1 Haziran itibarıyla başlayan normalleşmeye rağmen hava yolu sektöründeki normalleşme süreci diğer ülkelerin sivil havacılık otoritelerinin de kararları doğrultusunda kademeli olarak yavaş yavaş ilerlemektedir. Bu kapsamda, 2020 yılında toplam yolcu trafiğinde 2019 yılına göre önemli bir daralma olacağı beklenmektedir.

Posta sektörünün haberleşmedeki rolü giderek azalırken posta hizmetleri, ticaretin ve kurumlar arası iletişimin önemli bir altyapısı hâline dönüşmüştür. Kurye, kargo ve lojistik sektörleri arasındaki sınırlar giderek belirsizleşirken e-ticaretteki artış sektörün büyümesine önemli katkı sağlamakta, pandemiyle birlikte güçlenen bu eğilimin önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenmektedir.

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün gelişimi, bu sektörün gayrisafi yurt içi hasılaya yapacağı doğrudan katkının yanı sıra diğer sektörlerin gelişimi için de kritik önemdedir. Bilgi ve iletişim teknolojileri, ürün ve hizmetlerin diğer sektörlere nüfuzu, ekonominin geneli ve tüm sektörler için yenilikçiliğin geliştirilmesini ve verimlilik artışı elde edilmesini mümkün kılmaktadır.

Türkiye'nin küresel uydu haberleşme pazarındaki ağırlığının artırılması, hem televizyon yayıncılığı hem de veri iletişimi için kullanılmak üzere yeni uyduların hizmete girmesi son derece önemlidir. Yerli uydu üretimine yönelik çalışmaların hızlandırılarak bir an önce devreye alınması ülkemize bu anlamda önemli avantajlar sağlayacaktır.

Deniz yolu ulaştırmasının faaliyet alanı, uluslararası bir özellik taşımasının yanı sıra taşımacılığın birim başına en düşük maliyetle gerçekleştirilebildiği ulaştırma modudur. Dünya taşımacılığında 2019 yılında deniz yolunun payı yüzde 83 olarak gerçekleşmiş, Türkiye'nin dış ticaret hacminin miktar olarak yüzde 88,55'i deniz yoluyla gerçekleşmiştir. Buna karşın, ithal edilen ürünlerin yaklaşık yüzde 94'ü, ihraç edilen ürünlerin ise yüzde 89'u yabancı bayraklı gemilerle taşınmaktadır. Bu açıdan, fiziksel altyapının geliştirilerek deniz yolu taşıma paylarının artırılması gerekmektedir.

Sivil havacılıkta yolcu ve kargo kapasitesi artırılmalı, uluslararası ulaştırma ve enerji koridorları üzerinde yer alan ülkemizin lojistik ve ulaştırma altyapısı geliştirilerek bölgesel lojistik merkezî üs olması sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, ulaşım, lojistik, haberleşme sektörü gelecek açısından önem taşıyan sektörlerden birisidir ve salgın sürecinde de ulaşım, ulaştırma, lojistik belirleyici sektörlerden birisi olmuştur. Bu süreçte sadece sağlık ekipmanlarının değil, ulusal ve küresel ölçekli bütün ihtiyaçların karşılanabilmesi ancak bu sektörün geliştirilmesine bağlı olarak şekillenecektir. Sektörel güç büyük ölçüde kara yolu bağlantıları, demir yolu ağları, havalimanları, deniz yolları altyapısına bağlı olarak ölçülmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika ek süre veriyorum Sayın Aksu.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sağ olun.

Dolayısıyla, ulaşım, lojistik, kargo ve haberleşme gibi sektörlerde sahip olunan avantajlar ve muhtemel fırsatlar açısından doğrudan devlet müdahalesi içeren stratejik planlamaların gerçekleştirilmesi önem arz etmektedir.

Sayın Bakanım -Sayın Bakan burada yok- ama Sayın Karayolları Genel Müdürümüz burada, onunla ilgili; şimdi, bir İstanbul Milletvekili olarak, Kuzey Marmara Otoyolu için önce teşekkür ediyoruz. Çalışmalar sırasında bozulan yerleşim yerleri, bağlantıları kopan köy yolları, zarar gören tarla yolları oldu. Bunu zaman zaman size, bölge müdürlüğümüze ilettik ve bunları, sağ olun, düzelttiniz ancak Silivri'nin Fener, Kadıköy, Akören ve diğer bazı köylerinde büyük çaplı olmasa da benzer sorunlar devam etmektedir ve orada yaşayan vatandaşlarımız adına ben bunların, bu problemlerin giderilmesini sizden istirham ediyorum. Bu düşüncelerle Bakanlığınız ve bağlı kuruluş bütçelerinin hayırlı olmasını diliyorum.

Teşekkür ederim.