| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .02.2015 |
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Önal, teşekkür ediyorum.
Şimdi, aslında sözünüze başlarken burada bizleri, bütün herkesle ayrı bir fikirde olduğunuzu belirterek bir ön kabulle başladınız ve ortaklaştığımız tek noktanın da kadın cinayetlerini durdurma noktası olduğu ve diğer noktalarda tümüyle fikirlerimizin ayrı olduğu yönünde bir ön kabulünüz oldu.
Aslında burası, dört partinin de bu konuyu kabul ettiği, böyle bir sorunun var olduğu ve bununla ilgili çözüm yollarını aradığı, dolayısıyla, konuşmanızın içinde de pek çok noktada -belki bazı yöntemler haricinde- mutabık olduğumuz, zaten konuşa geldiğimiz konular. Dolayısıyla, bu ön kabulünüzün çok doğru olmayabileceğini düşünüyorum.
KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU GENEL TEMSİLCİSİ GÜLSÜM KAV ÖNAL - Özür diliyorum.
Fakat ben ortaklaştığımız ön kabulüyle başladım zaten.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Bir cümle sadece; sadece bir tek burada ortaklaşabiliyoruz, sadece kadın cinayetlerini önleme anlamında diye yani fikirlerde her ne kadar aykırı olsa da diye. Yani, bu çok doğru yaklaşım değil.
Şimdi, ikincisi: Şimdi, burada ben çözüm önerilerinize baktığımda, aslında derneğinizin en çok misyonunun, bu yöndeki suçluların gereken cezalara çarptırılması ve bu yöndeki çalışmalar. Aslında bayağı da başarılı olmuşsunuz. Yani ben broşüre baktığımda, hemen hemen bütün bu noktadaki faillerin çok ağır cezalarla yani müebbet, ağırlaştırılmış hapis, vesaireyle karşılaştığını gördüm.
Açıkçası, benim kendi kişisel fikrim -hukuksal olarak mutlaka farklıdır ama- yani bir kimsenin otuz yıl ceza yemesi ile otuz altı yıl ceza yemesi arasında çok da büyük bir fark yok yani.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Doğru.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Bunu ben kendim vicdanen söylüyorum. Yani bir insan otuz yıl zaten yemişse bu çok büyük, ağır da bir cezadır. Ha, otuz yıl değil, daha çok da verilsin...
Ama, çözüm yöntemleri itibarıyla yani kadın cinayetlerini durdurma anlamındaki yönden ziyade kadın cinayetlerini cezalandırma yönünde, yaklaşık girişimleriniz ve sonuçlarınız bu yöne doğru gitmiş. Şimdi biz durdurmayı da konuşuyoruz. Mesela geçtiğimiz hafta, üç dört gün önce -ben Kütahyalıyım, Tavşanlılıyım, onu da bilgi olarak size soracağım çünkü çok daha yakın bilgi alabilirim bu konuyla alakalı- Kütahya merkezde 24 yaşındaki bir genç 22 yaşındaki nişanlısıyla veya sözlüsüyle araba içinde tartışıyor -kıskançlık tartışması- indiriyor, önce tekme tokat giriyor, kadın kendini korumaya çalışıyor, yetmiyor, gidiyor pompalıyı alıyor geliyor, vuruyor, öldürüyor.
Şimdi, böyle bir şeye bunu iten sebep, psikoloji, o andaki öfke paniği, neyse, şimdi, bu adam burada şu anda düşünse "Ya, bu ceza, acaba ben otuz yıl yerine otuz altı yıl yiyeceğim, o takdirde bunu yapmayayım..." filan. Yani bu da önleyici... O noktada o değil. Yani burada farklı bir şey lazım.
Ben bu noktada farklı bir şeyi de eleştireyim: Kadın ve erkeği çok fazla farklılaştırdınız. Yani işte "Erkek derneği şunu derse ancak onu yaparsa ben bunu yaparım..." Yani, niye bakıyorsunuz? Kendiniz yanlış bildiğiniz bir şey varsa, bunu insan bazında değerlendirmek çok daha uygun. Neden kadını konuşuyoruz? Aslında toplumsal şiddet var, insan şiddeti var. Yani bugün erkeğin erkeğe yaptığı şeyler de az değil. Yani bugün baktığınızda cinayet olarak yani toplum sayı içerisinde yani kadın cinayeti mi fazla, erkek cinayeti mi fazla? Erkeklerde de çok fazla var.
Neden kadın? Nispeten fiziksel güçsüzlük veya korunmazlık veya başka bir şey. Yani böyle bir şey düşünülüyor ki... Yani şu anda dünyada güçlü olan güçsüze, silahı olan olmayana... Yani bu tarzda bir eğilim var. Şu anda kadın da bunun içinde fiziksel olarak daha kolay saldırılabilir ve başedilebilir olarak görüldüğü için bu şekilde oluyor. Dolayısıyla, toplumsal şiddetin -yani ben de hekimim, siz de hekimsiniz- yani insan psikolojisi içerisinde bunların nedenlerine de bakılması lazım.
Bizim, belki hani yüzleşmekte sıkıntı yok, bir şeye daha dikkatinizi çekeceğim: Aslında en büyük, Türkiye'deki, ülkemizdeki sorun veri sağlığı sorunu yani bunda ciddi sorunlar var. Bilim adamı olarak söylüyorum, sadece yüzeysel verilerle ortaya çıktığımızda yanlış analizler yapıp yanlış sonuçlara gidebiliriz. Yani, aslında, benim buradaki istatistiklerin falan çoğunun güvenilirliğinden ciddi derecede de endişem var. Yani, bu noktada, bu verilerle acaba bugün görünürlük mü arttı, gerçekten cinayet mi arttı? Yani, bana kalırsa sağlıklı bir sonuç çıkarmamız çok mümkün değil. Benim çocukluğumdan beri namus cinayetidir, etrafta şiddettir yani pek çok şey oluyor. Yani, bunu siyasileştirmek isteyen bir durum, tablo olabilir ama biz burada, şu anda, bundan öte olaya, bugün var mı, var yani bununla ilişkili ne çözüm getirilebilir, ne bakılabilir, bunları konuşmak lazım. Yani, bu söylediğiniz, açıkçası, cezaların nitelikli hâle getirilmesi, artırılmasıyla bu sorun sadece bununla, bu parametreyle çözülebilecek bir durum gibi bence gözükmüyor.
Son olarak da "Bakanlığımız kadın olsun..." Yani, bana göre bu çok yani sürekli bakanı artırmak değil, Bakanlığın içinde etkin bir şekilde bu konuya yönelen bölümlerin olması daha makul olabilir. Bu da bir çözüm değildir, bu da benim kanaatim.
Teşekkür ediyorum.