KOMİSYON KONUŞMASI

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bütün üyeleri saygıyla selamlıyorum, emekçi arkadaşlara da merhabalar diyorum.

Şimdi, konumuz -zaten siz de belirttiniz- Meclisteki Covid-19'a karşı alınacak önlemlerle ilgili bugün görüşme gerçekleştirecektik ama arkadaşlarımız zaten pandemiyle ilgili genel durumları da ifade ettiler. Onun üzerine ben de çok çok uzun konuşmayacağım. Dün zaten Sağlık Bakanlığı bütçesinde de önerilerimizi sıraladık ama sadece bir konuda istirhamım olacak. Bu Covid'in meslek hastalığı sayılmasıyla ilgili gerçekten sizin sorumluluk almanız gerekir. Biz de parti olarak bu konuda kanun teklifi verdik ama bütün partiler olarak bu konuda uzlaşalım. Bir kanun teklifi verip Komisyondan geçirelim; tabii ki Genel Kurulun takdirine bırakırız ondan sonra.

Şimdi, Mecliste gerçekten durum vahim. Yani birçok yerden çok çok daha kötü bir durumda. Hakikaten test merkezinin kurulması önemli, yani bu konuda bu işlemi gerçekleştiren arkadaşları ben kutluyorum çünkü buradaki insanlar çok temas ediyorlar ve teste ulaşmalarının kolay olması, bu şekilde test yapmaları en azından topluma yayma anlamında önüne geçmek konusunda bir etkisi olmuştu. Fakat şöyle bir sorunumuz var: Hâlâ maskenin önemini çok kavramış değiliz. Genel Kurulda olsun Grup Başkan Vekillerinde olsun ve komisyonlarda olsun insanlar yarım saat, bir saat konuşmalarını yapıyorlar, o sırada maskesiz konuşuyorlar. Yani bu zaten böyle bir durumda hem kendisinin hem de başkalarını hasta etmeme gibi bir durum söz konusu değil. Bu konuda kesinlikle Meclis Başkanıyla görüşülüp maskesiz konuşulmaması konusunda uyarı yapılması gerekir.

İkinci durum, ziyaretçi giriş çıkışı. Evet, ziyaretçi yasağı var ama hâlâ bu konuda vekil arkadaşların kendi araçlarından Meclise ziyaretçi soktukları biliniyor. Bu konuda hassasiyetle üstüne düşülmesi, belki Meclis İdare Amirlerinin kontrolüyle bazı noktalarda inisiyatif alınabilir ama onun dışında bu konuda hassasiyetle yaklaşılması gerektiği kanaatindeyim.

Yine, Meclise ait yemekhanelerde, lokantalarda, kulislerde ikramlar, yemek yeme esnasında, yani hastalığın kapılmaması gibi bir durum söz konusu değil; herkes maskesini indiriyor, yemek yiyor ve yüksek sesle sohbet ediyor. Böyle bir durumda hastalığın bulaşmaması söz konusu değil. Bunun için de bu konuda da kısıtlamaların getirilmesi gerekir. Elbette ki ikramlar olacak ama en azından bununla ilgili belki bazı önlemler önerilebilir. Mesela, lokantalarda, yemekhanelerde belli bir kapasite sınırı getirilebilir. Yani yemekhanenin hepsi tıklım tıklım. Ben geçen gün personel yemekhanesini gördüm, yeni açılan aşağıdaki bahçe lokantasının orada, tıklım tıklım yani böyle bir durumda o arkadaşların hasta olmaması söz konusu değil.

Hakikaten şunu söyleyeyim: Servis araçları resmen Covid'in yayılmasına olanak sağlıyor Mecliste. Meclis personelini akşamları taşıyan, sabahları taşıyan araçlar tıklım tıklım. Fotoğraflarını çektim Sayın Başkan, size de gösterebilirim. Hiçbir şekilde ne mesafe var ne bir şey var, insanlar bir an önce evlerine gitmek istiyorlar. Tıklım tıklım olduğunu görürsünüz. Mesai saatlerinin personel arkadaşlar için esnetilip sosyal mesafeye uyulacak şekilde arkadaşların evlerine taşınması lazım. Bu konuda kesinlikle bir sorumluluk alınması lazım ya da servis araçlarının artırılması lazım; bizzat kendim gördüm, şahit oldum.

Yine, şunu söyleyeyim: Biz Türkiye'nin en büyük kurumlarından bir tanesi, halkın temsil edildiği kurumuz ama Türkiye Büyük Millet Meclisinde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmıyor benim gördüğüm kadarıyla yani personelin iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bir hizmet aldığını görmedim, duymadım. İvedilikle, iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin alınması, sağlanması lazım ve personelin bir iş yeri hekimi tarafından, bir iş güvenliği uzmanı tarafından bu konuda eğitilmesi lazım. Sadece bu değil; iş kazalarına, meslek hastalıklarına karşı aynı zamanda eğitilmesi lazım. Covid'e karşı da ciddi anlamda eğitimin verilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Yine, en önemli sorunlardan bir tanesi, bana göre, şu an çılgınca bir dezenfektan ve kolonya kullanımı var ve bu kolonyaların çoğu kalitesiz. Mecliste kullanılan Lakton mu, akton mu ne, bir şey var, garip bir marka; net bir şekilde söyleyebilirim, bu, astımı tetikliyor, alerjik hastalıkları tetikliyor, birçok hastalığın birbirine karışmasını sağlıyor. Yine, kullanılan el dezenfektanlarının dermatit yaptığını -ki bende de yaptı- ve ileride belki kansere de yol açacağını söyleyebiliriz. Bu konuda da bir bilinçlendirme yok. Bu konuda da böyle garip kullanımlar var. Dün ben Plan ve Bütçe Komisyonunda bir arkadaşın, o kolonyayı böyle üstüne serptiğini gördüm. Yani böyle bir çılgınlık var. Bunun önüne geçilmesi lazım, bunun önüne geçecek olan da Sağlık Komisyonudur ve bilinçlendirecek olan iş yeri hekimidir, iş güvenliği uzmanıdır ya da kurulacak bir komisyondur.

Şöyle bir şey söyleyeyim: Bence kesinlikle bu kanun tekliflerinin de kendi komisyonlarından geçirilmesinin sağlanması gerekiyor. Mesela, bizim Komisyonda görüşülmesi gereken bir kanun teklifi, bir bakıyorsunuz, torba yasa içerisinde Plan ve Bütçeden geçiyor; hiçbir şekilde tartışılmıyor, hiçbir şekilde üstüne düşünülmüyor. Doğal olarak da ne oluyor? Genel Kurula gidiyor, bütün tartışmalar Genel Kurula akıyor, orada tartışmalar yoğunlaşıyor ve neticesinde de Genel Kurul ciddi anlamda kalabalıklaşıyor. Bunun önüne geçilmesi için de ilgili komisyondan geçmesi lazım tekliflerin.

Ben size bir örnek vereyim: İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili 6331 sayılı Yasa'nın 2023 yılına kadar kamu kuruluşları ve 50'den az çalışanı olan, az tehlikeli iş yerleri için uzatılmasına dair teklif vardı ve bu teklifin asıl muhatabı bizleriz. Çünkü Çalışma Bakanlığına bağlı bir alandır iş sağlığı ve güvenliği ama bu Komisyondan geçmedi, Plan ve Bütçeden geçti. Plan ve Bütçeye ben gittim, orada bunun üzerine konuşma yaptım, uyarılarda bulundum ama o dönem teklif sahibi olan Ayşe Keşir Hanım "Yok, biz bunu geçireceğiz." dedi. " Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir." dedi. Sonra, bu teklif Genel Kurula gelince doğal olarak tartışmalar üzerinde yürüyor. Çünkü bu defa bu işin asıl uzmanı olan insanlar çıkıp tartışmaları yürütüyorlar. Bunun yerine, ilgili komisyonda teklif tartışılsa zaten belki üstüne uzlaşma olacaktır, belki Genel Kurulda daha rahat bir şekilde bazı tekliflerin geçmesi sağlanacaktır ya da bu teklifin doğru olmayacağı kanaati bir şekilde oluşturulup teklifin geri çekilmesi sağlanacaktır. Yani hem muhalefet için hem iktidar için aslında olması gereken ilgili komisyondan teklifin geçmesidir; böyle, Plan ve Bütçede torba kanun yapmaktan vazgeçmek gerekir. Bu, ciddi anlamda da muhalefetin Genel Kurulda kendine ait, İç Tüzük'ten kaynaklı haklarını kullanması sebep oluyor; işlemler yavaşlatılıyor, yoklama isteniyor yani bir şekilde kendilerince doğru olmayan kanun teklifinin yasalaşmaması için bir mücadele veriliyor kamuoyuna karşı veyahut da iktidar da yasalaşması için, oraya, dünya kadar milletvekilini getiriyor, çoğunluğunu kullanıyor. Bunların hepsi yanlış. Bu konuda tartışmaların ilgili komisyonlarda yapılması ve kanun tekliflerinin bu şekilde geçmesi, yine kanun teklifleriyle ilgili, özellikle bu pandemi sürecinde, ülkenin kenetlenmesi gereken bu süreçte bir konsensüsün oluşması lazım, uzlaşının olması lazım. Yani "Kavgayla, dövüşle pandemi sürecini bir fırsata dönüştürerek ben kanun tekliflerini geçireyim, kamuoyundan saklayayım." anlayışından ziyade, bütün muhalefet partilerini de içine katan tartışmaların yürütüldüğü, toplum için gerekli olanların yapılması, diğerlerinin belki daha sonraya bırakılması gerekir diyorum. Bu konuda da hem partilerin grup başkan vekilleriyle hem de Meclis Başkanıyla görüşülmesi gerektiği kanaatindeyim.

Yine, şunu söyleyeyim: Meclis İdare Amirleriyle bir görüşme gerçekleştirilmesi lazım; mesela, yemekhanelerle ilgili veya personelle ilgili İdare Amiriyle, hangi İdare Amirine bağlıysa artık. Personel arkadaşta belirti var, bulgu var Covid'e yönelik; gidiyor, test veriyor fakat testi daha çıkmadığı için çalışmasına izin veriliyor, devam ettiriliyor. Buna şahit olduk. Yani gerçekten hepimizin bulunduğu alanlarda olan arkadaşları gördük. Bu konuyla ilgili de bir kişide belirti varsa, bulgu varsa bu durumda, net bir şekilde, hemen o arkadaş izole edilsin, sonucu beklensin. Sonucu negatifse, yine hekim arkadaşlar bu konuda şüpheleniyorlarsa izole edilsin, eğer düşünülmüyorsa da işine dönebilsin ama öncelikle bu durumda kesinlikle çalışmasının hemen durdurulması lazım.

TBMM'de çalışma saatleri belirlenmeli. "Sabaha kadar, istediğimiz kadar çalıştırırız, kanunu geçiririz." veya işte "Biz engelleriz, yoklamalarla bu işi uzatırız." anlayışının gelişmemesi için, bu zeminin oluşmaması için çalışma saatlerinin belirlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu çalışma saatleri çerçevesinde çalışılması kararı alınsın ve böylelikle de bir an önce bazı kanunların -eğer geçecekse de- geçirilmesi sağlansın. İş sağlığı hizmeti alınması konusunu da zaten söyledim.

Bir de şöyle bir önerim var, gerçekten hani, şöyle bir ihtiyaç var: Meclis hastanesinden hekim arkadaşların olduğu, sağlık emekçisi arkadaşların olduğu, sizin Başkanlık ettiğiniz ve Mecliste grubu olan siyasi partilerin hepsinden birer üyenin bulunduğu bir filyasyon ya da halk sağlığı komisyonunun Mecliste oluşturulması. Böylelikle, bir yerde bir kişiyle ilgili pozitif bir durum ortaya çıktığı zaman, bu konuda en azından asgari düzeyde filyasyon yapalım. Mesela, bir partide pozitif vaka çıkıyor, bir bakıyorsunuz, temas ettiği hiç kimseyle bir görüşme gerçekleştirilmiyor yani bu konuyla ilgili hiçbir önlem alınmıyor. En azından, Meclis içerisinde böyle bir komisyon filyasyon anlamında sorumluluk alabilir diye düşünüyorum. Tabii, yine o hekim arkadaşların yürüteceği bir çalışmadır ama her bir partiden bir üyenin olduğu bu komisyonda -ki o ilgili partide üye kimse- kendi partisiyle diyalog kurup bu konuda en azından filyasyonun sağlanması çalışması uygulanacaktır ve sizin de Başkanlık etmeniz bu konuya ciddiyet kazandıracaktır, resmiyet kazandıracaktır.

Yine, milletvekilleri bölgelerinde çok kalıyorlar -yani biz de dâhil- bütün siyasi partilerde gördüğüm kadarıyla hummalı çalışmalar var, kongre çalışmaları var, halk buluşmaları var, esnaf ziyaretleri var. Doğal olarak, çok fazla temas ediliyor ama bu arkadaşlar bölgelerinden geri döndüklerinde test yaptırmıyor; dosyasını alıyor, direkt Genel Kurula geliyor, dosyasını alıyor Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyor. Bu doğru değil, bunun için de önce test yapılması ve ondan sonra çalışmalara katılmaları konusunda uyarılarda bulunulması gerekir diye düşünüyorum.

Yine, Bakanlıkların Meclisle çok teması oluyor bütçe görüşmelerinin olduğu dönem. Bence ilgili bakanlıkların tümüyle bizden oluşacak bir komisyonun görüşmesi gerek. Yani bence, nasıl önlemler alıyorlar ya da Meclise geldikleri zaman nasıl bir yol izliyorlar, bu konuda görüşme gerçekleştirilmesiyle ve önlemlerin alınmasıyla ilgili önerilerde bulunalım.

Aynı zamanda, mesela toplumda da -bunu da genel anlamda söylüyorum sadece Meclis anlamında değil- Covid'e karşı gerçekten etkili önlemlerin alınması için, Bilim Kurulu, Başkanı Emine Hanım'ın da dâhil olduğu bir komisyon olarak ilgili bakanlıklarla görüşme gerçekleştirilebilir.

Ben geçen hafta da dile getirmiştim, bir bakıyorsunuz kolluk güçleri, anayasal gösteri ve toplantı hakkını kullanan 3-5 tane milletvekiline ya da -işte, Arzu Çerkezoğlu dâhil- 4 tane sendikacı arkadaşımız geldiği zaman 100 kişiyle müdahale ediyor ve doğal olarak da enfeksiyon yayılıyor; hem kendileri için risk hem o arkadaşlar için risk. Bu konularda da ilgili bakanlıkların Covid'in koşullarına uygun davranması için uyarılarda bulunması lazım. Ben geçen hafta söylemiştim, Ali Bey de söylemişti; ondan sonra gittik, duyduk ki Arzu Çerkezoğlu pozitif çıkmış zaten, hani gerçekten ciddi bir problem. Bu konuda sorumluluk alınması lazım. Sadece İçişleri Bakanlığında değil, mesela bakıyorsunuz Tarım Bakanlığında da bu tür sorunlar var, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında da sorunlar var. Bakanlıklarda bu konunun ciddiyetinin anlaşılmadığı izlenimi var. Bununla ilgili de hem Sağlık Komisyonu olarak hem de Bilim Kurulunun Başkanı Emine Hanım'ı da dâhil ederek bu kişilerle, ilgili kişilerle görüşülüp önerilerde bulunulabilir.

Ayrıca, Meclisin, bu sürecin yani genel olarak toplumun sağlığını sağlaması için, bu Covid'e karşı, bu pandemiye karşı gerçekten etkin önlemlerin alınmasını sağlaması için, etkin bir şekilde, hem Sağlık Bakanından hem de Çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanından geri dönüşler, bilgilendirmeler alması lazım, ki konuşmacı olan arkadaşların çoğu bu konuda ciddi anlamda eleştirilerde de bulundular. Mesela, bugüne kadar Çalışma Bakanı olan hanımefendi hiç bizim Komisyona gelmedi yani görmedik. O alanla ilgili bütün kanun teklifleri -çok önemli bir alan, sosyal bir alan çünkü- Plan Bütçe Komisyonundan geçiyor. Yani bu açıdan onun da ya da bakan yardımcılarının da, yine, Sağlık Bakanının da ve Bakan Yardımcılarının da -ki onlar bu konuda biraz daha ilgililer gerçekten kaç defa da geldiler, bu konuda da teşekkür ediyoruz- dönem dönem muhalefet partilerinin de bilgilenmesi için Sağlık Komisyonunu bilgilendirmeleri doğru olacaktır diyorum.

Teşekkür ederim.