ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Şimdi, bunların hiçbirini siyasi polemik olarak değerlendirmemek gerekiyor, hepimiz sağlıkçıyız veya o sektöre yakın kesimlerdeniz. Ben, Sayın Bakanımı da, bazı not alan arkadaşları da dinlendirmek için bir fıkra anlatmak istiyorum, aslında yaşanmış bir olay. Ben pediatri uzmanıyım. Bir hasta, 3-4 yaşlarında bir çocuk, ağlıyor. Dedesi ağlamasın diye çocuğun emziğini aldı, cebinden bir poşet çıkardı, böyle naylon poşet siyahlaşmış, yağırlaşmış bir materyal. Muhtemelen lokumdu, ağzına soktu amca, sonra poşete soktu, sonra çocuğa tekrar verdi. Çocuğun şikâyeti ishal, kusmaydı. Şimdi, amcaya nereden başlayalım diye düşündüm aklımdan; acaba hijyeni mi anlatsak hastalığı mı anlatsak, mikrobu mu anlatsak? Sayın Bakanım, şu anda içinde bulunduğumuz durum maalesef bu. Bizim iki tane görevimiz var burada. Bir tanesi yasama, bir tanesi denetleme, demin malumunuz, buyurdunuz. Şimdi, taziyeden bahsedildi demin, mitingler devam ediyor, açılışlar devam ediyor; bunun yapılmaması gerekiyor. "Balık baştan kokar." atasözü artık kaldırıldı mı bilmiyorum yani. Sıkıntı çok büyük ve bunları siyasi polemik olarak kullanmıyorum hiçbir zaman, onu da size söyleyeyim.

Şimdi, Meclis bazında yapılması gerekeni, benim şahsi kanaatlerimi ifade etmek istiyorum, bir tanesi şu: Dışarıda restoranları, lokantaları, kahveleri vesaire kapattık. Gelin Mecliste de yemekhaneyi kapatalım paket servisine geçelim.

İkincisi -örnek olacaksak eğer- kâğıt veya madeni para yerine dijital para veya kart usulüne geçelim Sayın Bakanım. Bu öneri olarak gelsin diyorum. Bizim eksik kalan yanımız, deminki amcanın örneği. Bakın biz, İran ve Çin'den -vesaire- gelenleri ilk önce kapattık, 24 Şubat civarında kapattık ama Avrupa kapılarını kapatmadık. İtalya'dan gelen vekillerimiz oldu, İtalya'dan Şirin Payzın geldi. Bizim tedbirler bazen deminki amcanın örneği gibiydi.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Kapattık.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Kapatmadık, hayır. Avrupa'yı en son kapattık biz.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Kapattık ya.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - İtalya ve Almanya'ya en son kapattık, yapmayın. Ben kendim Tanzanya'dan geldim. Tanzanya'dan elimi kolumu sallaya sallaya geldim ve kendim on dört gün karantinada kaldım, yapmayın.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Komisyon toplantımıza da katılamamıştınız, ilk toplantımıza evet.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Katılamadım ilk toplantıya. Elimizi kolumuzu sallaya sallaya Avrupa'dan, Afrika'dan, her yerden gelindi ama bir tek Çin ve İran kapısını kapattık, sadece o. Ondan sonra dedik ki: "Çok çok iyi gidiyor.", "154 ülkeye şey yaptık." falan ama vatandaşımız maske... Siyasi polemik olarak kullanmıyorum, bunu bilin. Bizde "Kervan yolda düzülür." mantığı hâlâ var.

Ya yemekhaneyi kapatacağız, Mecliste yemekhaneyi kapatacağız. Paket servisi dışarda var içeride niye olmayacak? Şahsi konuşmuyorum, hiçbir zaman polemik mevzusu da yapmak istemiyorum. Sağlık personeli atamaları için Sayın Bakanıma da iletiriz onu, yemekhaneleri hakeza demiştim. Bakın, kavaslar bize kâğıt dağıtıyorlar Genel Kurulda. Kavasların eldiveni yok. Biliyor musunuz bunu? Dikkat etmişsinizdir belki. O kâğıtları oraya koyuyorlar, getiriyorlar, götürüyorlar; eldivenleri yok.

Şimdi, evler için bu asansörle ilgili. Basit bir şeydir ama asansörü eğer kullanmama imkânı olanlar varsa, fiziki olarak uygunsa merdivenleri vesaireyi kullansın. Servis ve toplu taşıma araçları, işçi servisleri, şehir içi ve şehirler arası toplu ulaşım vasıtası için gereken tedbirler bence harfiyen uygulansın. Biraz sert davranmamız gerekiyor.

Ben şunu da önereceğim: Sayın Bakanım, Sayın Başkanım, bu HES kaydı bizim için de olsun. O gün komisyonlarda konuşuldu, hatırlıyorsunuz, HES kaydı milletvekilleri için de olsun madem örnek olacağız o konuda.

Bir de şu: Bakan Bey de dedi, bunu siyasi olarak kullanmayalım. Gelin şu meslektaşlarımız için, sağlık personeli için... Bakan da çok mutlu olacağını söyledi. Demek ki onu da engelleyen bir şeyler var. Engel biz miyiz, Komisyon mu, yoksa TBMM mi bilmiyorum. Ama Sefer Bey'in de söylediği şey vardı: Burada Covid-19 dâhil olmak üzere, bakın, brusella var -diğer meslek grupları için, veteriner için vesaire- hepatit grubu var. Bunları meslek hastalığı kapsamına aldıralım. Ki burada şehit kapsamına girecek olan şu anda 160'a yakın sağlık personeli var, inşallah daha fazla olmaz. Ama hepimiz önümüzdeki şeyi aslında görüyoruz, yukarıdan bir çığ geliyor.

Sayın Bakanım, şu andaki verilere göre toplumun yüzde 5'i falan Corona'yla karşılaşmış gibi görünüyor. Ama gerçek rakam mı? Acaba sahada ciddi bir antikor taraması yapılıp...

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Yapılıyor, 2'nci kez yapılıyor şu an için.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - "Karşılaşma oranı yüzde 60'lara varan bir rakam." demesi... Yüzde 60'lara varan rakam tamam, toplumsal bağışıklık için veya riskin en aza indirilmesi için ama böyle giderse bizim, birkaç yıl daha alacak ve bence çok katı tedbirler... Özellikle sizin söylediğiniz o Meclisteki çalışma saatlerini acaba dışardaki iş yerlerine de uygulayabilecek miyiz? Önce can, sonra canan mı?

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Aşılamayı göz ardı ediyorsunuz burada yüzde 60'la ilgili.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Şimdi, aşılama konusuna girersek -Sayın Bakanım da geçmişten bilir- şöyle söyleyeyim: Türkiye'deki aşılardaki "thimerosal"den tutun -bunu burada söylemek zorundayım- domuz jelatinine kadar olan bir periyot vardı. Sayın Bakanım, o konuyu daha iyi bilir. Ben de kendisine vakti zamanında bir dosya getirmiştim, hatırlarsınız. Sağ olsun düzeltti Bakanım. Türkiye'deki aşılar faciaydı. Çok çok ciddi faciaydı, basına falan sızdırmadık. Sayın Bakanım biliyordur, hatırladınız mı bilmiyorum.

Enflüanza aşısı tek başına bir şey değildir. Siz de biliyorsunuz enflüanza aşısı, eğer o virüs Türkiye'ye gelirse vesaire. Ha keza zatürre aşısı tek başına bir şey değildir ama diğer tedbirleri almamız lazım. Riskli gruba mutlaka yapılması lazım, onda hepimiz hemfikiriz. Benim şahsi fikrim -çok fazla vaktinizi de almak istemiyorum- nihai olarak şunu söyleyeyim: "Balık baştan kokar." hikâyesinde baş olarak burasını kabul edelim. En ciddi, en radikal tedbirleri bir an önce Mecliste uygulayalım ki örnek olsun.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Teşekkür ediyorum.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Yemekhaneyi kapatalım diyorum, şahsi fikrim.

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Sayın Bakanım, aşıyla ilgili bir şey söyleyebilir miyim?

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Tabii.

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Yani bunu belki ayrı konuşmamız lazım, biliyorum. Çok medet ummayın.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Aynen aynen, o bir ümit olarak veriliyor.

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Dünya Sağlık Örgütü "Aşıya güvenmeyin." dedi zaten. Ne zaman olacak, ne kadar kuvvetli bir aşı olacak, ne kadar koruyacak, ne kadar uzun süre koruyacak; bunların hiçbiri belli değil. Ne zaman Türkiye'ye gelecek ve yaygın bağışıklama olacak?

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Bizim için en önemli seçenek bağışıklama. Yani bunu güvensiz hâle getirecek, itibarsız hâle getirecek...

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Yok, toplum bağışıklığı...

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Toplum bağışıklığı...

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Hayır aşı değil, şu an tek şey maske.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Hayır, toplumsal olarak bu bağışıklamanın... Yani sürü bağışıklığı mı bekleyeceğiz o zaman?

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Kontrollü bağışıklama.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Bağışıklama kesinlikle son derece önemli. Burada bağışıklamayı itibarsız hâle getiren biliyorsunuz zaten aşı karşıtı bir şey var.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ama arkadaşlar öyle düşünmediler.

SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) - Hayır, onu demedik.

MUSTAFA ESGİN (Bursa) - Yani, aşıyla ilgili, yerli aşıyla ilgili sizin farklı görüşleriniz olabilir.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hayır o değil, onu demedim ben. Bakın, ben en son dedim ki, riskli grubun hepsine yapılsın dedim. Bakın, aşı gelecek ulaşacak ulaşamayacak, tüm gruplara ulaşmayacak. Yani bakın, şu anda basit enflüanza aşısını, grip aşısını biz tedarik edemiyoruz tüm kesimlere. Dünyanın her yerinde olmayan bir puanlama var bizde.