KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, sunumunuz ve gayretli çalışmalarınız için tebrik ediyorum. Özellikle deprem ve sel gibi afetlerden sonra yaraların sarılması, insanlarımızın başını sokacağı yuvalarının yeniden inşası konusunda gösterdiğiniz çaba ve başarılı uygulamalar için şahsınız da tüm Bakanlık çalışanlarına teşekkür ediyorum.

Son olarak yaşadığımız İzmir depremi ve tüm afetlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

2021 yılı Bakanlığınız bütçesi, 2020 yılına göre yüzde 19 oranında artırılarak 3,3 milyar Türk lirası olarak belirlenmiştir. Bu hâliyle bütçenizin merkezî yönetim bütçesi içindeki payı yaklaşık yüzde 2,5 olmaktadır. Bakanlığınız, doğal çevreyi korumak, sürdürülebilir şehirler ve yerleşimler oluşturmak üzere, şehirlerimizin kimliğini canlandıran, güvenli yapılaşma, taşınmaz yönetimi ve konut sektörüyle çevreyi korumayı esas alan bir anlayışla görev ve sorumluluk üstlenmektedir. Bu çerçevede kentsel dönüşümden sosyal konutlara, altyapı çalışmalarından millet bahçelerine, sıfır atıktan iklim değişikliğine, yapı denetimi, akıllı şehirler ve korunan alanların artırılması gibi pek çok konuda yüzlerce proje yürütülmektedir. Geride bıraktığımız iki yıl ülkemizde ve dünya genelinde yüzlerce can kaybına yol açan depremlerin, sel ve heyelanların aynı zamanda da binlerce hayvanın ölümüne neden olan orman yangınlarının gündemde yer aldığı yıllar olarak tarihe geçmiştir. Tüm bu gelişmeler bize çevreyi koruma, doğal kaynakları kullanma, afete karşı duyarlı olma, yaşanabilir bir konuta sahip bulunma gibi hususların kentleşme, konut, afet ve çevreye ilişkin politikaların oluşturulmasındaki önemini ortaya koymaktadır. Kentleşme politikalarımızın esasını, yerleşimlerin afete duyarlı olması, doğal, tarihî ve kültürel varlıkların korunması ve yaşatılması, kentlilik kültürünün oluşturulmasına katkı sağlaması, su kaynaklarının...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanımız hatibi dinlemek durumunda, lütfen aralarda konuşun.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - ...ve çevrenin korunması, planlı, çağdaş, altyapılı, yaşanabilir kentler inşa edilmesi, yerel kalkınmanın sağlanması, hizmetlere erişimin kolaylaştırılması ve kentte yaşayan vatandaşlarımızın hayat kalitesinin artırılması oluşturmaktadır.

Eğitim, sağlık, sosyal hizmet, kültür, ulaşım ve kentsel altyapı hizmetlerinin hızlı, güvenli, zamanında, ucuz ve erişilebilir bir şekilde sunulması diğer politikalarla birlikte sağlıklı kentleşmenin bir gereğidir. Yaşanılabilir kentlerin oluşturulabilmesi için ulaşım altyapısı tamamlanmış, çağdaş, donanımlı konut alanları yanında gerekli altyapıya sahip endüstri, teknoloji ve sanayi bölgeleriyle mali ve ticari merkezler oluşturması önemlidir. Doğal afetlerin zararlarının en aza indirilebilmesi için afete maruz kalmadan önce önlemlerin alınması anlamlı olacaktır. Bu kapsamda Türkiye'nin tamamını kapsayacak bir çalışmayla fay hatları, dere yatakları, kıyı şeritleri, tarım alanları ve doğal yapılar gibi imara uygun olmayan alanlar tespit edilerek yerleşime kapatılması, üst ölçekli planların tamamlanması suretiyle yer seçimde yaşanan karmaşanın giderilerek, düzenli kentleşmenin altyapısının oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Bu yönde önemli çalışmalar yapılmış, altyapı hazırlanmıştır. Kentsel dönüşüm uygulamaları başta deprem olmak üzere sel ve heyelana dönük afet öncelikli olarak, insan hayatını önceliğine alan bir anlayışla hızla tamamlanması için el birliğiyle yapılması gerekenleri yapmalıyız. Bu yönde mevzuat dâhil var olan eksiklikler öncelikle giderilmelidir. Kentsel dönüşüm öncesinde, ilgili yerleşim yerinde yaşayanların da sürece dâhil edilmesi sağlanarak, karar alma aşamalarında etkili olmaları, uygulamada karşılaşılan çoğu sorunu önleyecektir.

Dönüşüm çalışmalarının her aşamasının yerleşim yeri sakinlerinin bilgisi dâhilinde, şeffaflık içinde yürütülmesi, dönüşüm talebinin vatandaştan geleceği bir farkındalık oluşturmasının yanında, bireysel karşı çıkışların toplumsal talepleri engellemeyeceği bir düzenin de oluşturulmasını kolaylaştıracaktır. Yapılaşmada estetik değer ve kültürel kimlik oluşturulması önem arz etmektedir. Bina üretiminde ise depreme dayanıklılığı esas alan teknoloji ve standart malzeme kullanımı mutlaka sağlanmalıdır. Şehirlerimiz kalkınma vizyonuyla eş güdüm içerisinde, çok merkezli, karma kullanımı destekleyen, özellikle erişilebilirliği sağlayan bir yaklaşımla planlanmalıdır. Mekânsal planlama sistemi, merkezî kuruluşlarla iş birliği içerisinde belirlenen ilke ve kurallar çerçevesinde, mahalle düzeyinde etkili katılım mekanizmalarını, izleme ve denetleme süreçlerini içerecek şekilde geliştirilmelidir. Topoğrafyaya uyum, coğrafi özellikler ve tarihî değerlerin gözetilmesi esas alınmalıdır. Dönüşüm ihtiyacı olan alanların sayısının ve büyüklüğünün artmış olması, dönüşüm uygulamalarının aynı anda yürütülmesindeki mali, idari ve teknik zorluklar nedeniyle kentsel dönüşüm uygulamalarına ilişkin önceliklendirme ihtiyacının çözüme kavuşturulması acil bir gerekliliktir. Zira, kentsel dönüşüm meselesi sadece İstanbul gibi büyükşehirlerde değil, Türkiye'nin birçok yerinde ihtiyaç halini almış; hatta sadece kentlerde değil, kırsal alanda da yaşanılan sel, heyelan, taşkın gibi nedenlerden ötürü zorunluluk ve öncelik hâline gelmiştir. Dönüşüm alanlarında ortaya çıkan kentsel değer artışının yönetilmesine ilişkin sorunların mutlaka giderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, imar planları üzerinden rant baskısı yapılmasının da önüne geçilmelidir.

Deprem gerçeği, riskli bina kadar riskli bölgelerin de belirlenmesinin hız kazanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. En son yaşanan İzmir depremi, olası İstanbul depremiyle ilgili gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir. Doğal afetler sonucu yıkımların yüzde 61'i deprem, yüzde 14'ü sel, yüzde 15'i toprak kayması, yüzde 5'i kaya düşmesi, yüzde 4'ü yangın, yüzde 1'i çığ, fırtına, yağmur afeti nedeniyle olmaktadır. Bu istatistik, deprem öncelikli ancak tüm afetlerin zararlarını azaltacak tedbirlerdeki zarureti ortaya koymaktadır.

Konut piyasasında doğru ve uzun vadeli analizler yapılabilmesi ve yerleşimler itibarıyla arz ve talep dengesinin kurulabilmesi için ülkemizin gayrimenkul envanterinin çıkarılarak mevcut yapıların nitelik ve nicelik boyutu itibarıyla tanımlanması ve bu doğrultuda kentleşme ve konut politikalarına yön verilmesi gerekmektedir. Sunumunuzda önemli sayıda konuta ilişkin iyileştirme ve dönüşümün gerçekleştirildiğini ifade ettiniz ancak veriler hâlâ mevcut konut stokunun önemli bir kısmının iyileştirme ihtiyacının olduğunu göstermektedir.

Seçim beyannamemizde de belirttiğimiz gibi, herkesin insanca yaşayabileceği nitelikli bir konutunun bulunmasının insan haklarının bir gereği olduğuna inanıyoruz. Dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın konut edinebilmesi için uygun yöntemler ve finansman modellerinin uygulamaya konulması, muhtaç ve kimsesizler için devlet eliyle sosyal konutlar üretilmesi gerekmektedir. TOKİ'nin, rant projeleri yerine dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya ve buna ilişkin finansman modelleri geliştirmeye yönelik projelere yaygınlık ve ağırlık kazandırması yerinde olacaktır.

Türkiye'de hem kamu hem de özel sektör eliyle önemli konut yatırımları yapılmaktadır. İnşaat teknolojisinde önemli bir birikime sahip bulunan inşaat sektörü dünyada da önemli yatırımlar yapmaktadır. İnşaat sektörü, etkilediği birçok yan sektörle birlikte istihdama da önemli katkısı olan bir sektördür. Konut yapımı, yerleşimlerin gelişme eğilimleri ve özelliklerine göre, talep dikkate alınarak yönlendirilmelidir. Yaşlı, çocuk ve engellilerin ihtiyaçlarına uygun konut ve çevreleri tasarlanmalıdır.

Konut ve her türlü bina üretiminde güneş enerjisi ve gün ışığından daha fazla yararlanılmasına dikkat edilerek ısı yalıtımını ve depreme dayanıklılığı esas alan teknoloji ve standart malzeme kullanımı sağlanmalıdır. Bu şekilde ancak sağlıklı, güvenli, kaliteli ve ekonomik konut üretimi mümkün olacaktır. Bununla birlikte, inşaat yapımı sürecinde zemin etüdü ve yer seçiminden iskân ruhsatı aşamasına kadar denetim mekanizması etkin bir şekilde yürütülmelidir. Mevcut gecekondu bölgelerinde sürdürülen ıslah çalışmalarıyla bu bölgelerin kent merkezleriyle sosyal ve ekonomik açıdan bütünleşmesi temin edilmelidir. İmar planları yoluyla rant oluşturulmasına fırsat verilmemelidir. Akıllı şehir uygulamaları kapsamında yerel yönetimlerin akıllı şehir projelerinin seçilmesi ve hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

Değerli Komisyon üyeleri, Türkiye'nin kalkınma politikalarının, uluslararası gelişmelere paralel olarak, ekonomi, çevre, toplum etkileşimleri çerçevesinde sürdürülebilir kalkınmaya doğru bir gelişim göstermesi gerekmektedir. Bu çerçevede sürdürülebilir kalkınma ilkelerini hayata geçirmek üzere ekonomik refahın artırılması ve çevrenin korunması yönünde strateji ve politikalar geliştirilmelidir.

Her tarafı tabiat, tarih ve kültür değerleriyle dolu olan ülkemiz doğrudan ülke içerisinden veya diğer ülkelerden kaynaklanan çeşitli kirlenmelerle etkilenmektedir. Çevre kirlenmesiyle birlikte düzensiz yapılaşma, arazi kullanımındaki değişimler doğayı hızla tahrip etmektedir; biyolojik zenginliklerimiz tehlike altına girmekte, türlerin nesli tükenme aşamasına gelmektedir. Bununla birlikte vatandaşlarımız, hayat standardının yükselmesi, afetler ve çevre farkındalığının artması gibi nedenlerle doğanın kendisi için öneminin ve vazgeçilmezliğinin daha çok farkına varmaktadır. Doğal kaynaklarımızın korunmasının esasen yaşamsal ihtiyaçlarımızın karşılanması kadar zorunlu bulunduğu bu şekilde anlaşılmaktadır.

Gelecek nesillerimize bozulmamış, zengin biyolojik varlık mirası ve yaşanabilir, sağlıklı, temiz bir çevre bırakmak sorumluluğumuzdur. Bunu temin için ülkemizde korunan alanlar ilan edilmiş, edilmeye de devam edilmektedir. Bu yönde yapılan ve planlanan projelerle hem ekosisteme destek verecek ve küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirecek hem de ülkemizin tüm doğal değerlerini koruyacak projeler uygulanmaktadır. Korunan alanlarda endemik, nadir, nesli tehdit ve tehlike altında olan tür ve habitatların sınıflandırılmasını, koruma ve kullanma ilkelerinin belirlenmesini ve yönetilmesini sağlamak amacıyla biyolojik çeşitlilik araştırma çalışmaları da yürütülmektedir.

Çevresel kalitenin artırılmasında, iklim değişikliği ve küresel ısınmayla mücadelede, karbon salınımının azaltılmasında, taşkınlarla mücadelede ve türlerin yok olmasının engellenmesinde ekolojik koridorlar büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmalarla birlikte hem kişisel hem kurumsal farkındalık artacak, kural ve kurumlar buna göre şekillendirilecektir.

Ülkemiz, 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne, 2004 yılında 189'uncu taraf olarak katılmıştır. Bu çerçevede, bildiğimiz kadarıyla, korunan alanlarımızda iklim değişikliğine uyum sürecinde tür ve habitatların izlenmesi, restorasyonu, ekolojik koridorlar ile tür ve eylem planları çalışmaları devam etmektedir. Ayrıca, bu alanlarda nesli tehdit ve tehlike altında olan türler için koruma ve izleme çalışmaları da yürütülmektedir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak çevre politikamızın esasını herkesin temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının temin edilmesi oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, çevre sorunlarını kalkınma, çevre koruma ikilemi yerine akılcı bir koruma, kullanma ve geliştirmeyi öngören, sürdürülebilir kalkınma modeliyle aşarak gelecek nesillerimize temiz, doğal ve kültürel değerleri korunmuş, yaşanabilir bir çevrenin intikalini sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi esas olmalıdır.

Doğal, tarihî ve kültürel değerlerin kirlenmesini, tahrip edilmesini ve yok olmasını önlemek için çevre konusuna, bilimi ve aklı esas alan tarih, kültür, inanç ve millî menfaatlerimizle çatışmayan bir bakış açısıyla yaklaşılması gerekmektedir. Ekonomik ve sosyal politikalar ile çevre politikası arasında uyum sağlanmalı, insan sağlığı, ekolojik denge, kültürel, tarihî ve estetik değerler korunmalıdır. Çevre sorunları, kirlenmenin ortaya çıkmasından sonra çözümü aranan sorunlar olarak değil, genel kalkınma planının bir unsuru olarak önceden belirlenen kıstaslar çerçevesinde ele alınmalıdır.

Kıyı, deniz, akarsu, göl, yapay göl ve diğer sulak alanların çevresi ile ekosistemlerin tamamı bütünlük içinde ele alınmalı; su, hava, toprak ve denizi birlikte dikkate alan entegre çevre politikaları geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Tabii zenginliklerimize toplum olarak sahip çıkma anlayışının kuvvetlenmesi ve çevre duyarlılığının geliştirilmesi için eğitime ve kamuoyunun bilgilendirilmesine önem verilmelidir.

Yatırım projelerinin yer seçiminde çevre duyarlılığına önem verilerek yatırımlarda çevre dostu teknolojinin kullanılması esas olmalıdır. Ülkemizin sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin ve genetik kaynakların araştırılması, korunması ve ekonomik değer kazandırılması sağlanmalı, biyogüvenlik ve genetiği değiştirilmiş organizmalar konusundaki risklerin en aza indirilmesi için tarım, çevre ve teknoloji politikaları birlikte ele alınmalıdır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, salonda bir uğultu var, hatibin konuşmasının daha iyi anlaşılması bakımından, rica ediyorum...

Buyurun.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Yer altı ve yer üstü su kaynaklarının kirlilikten korunması, hidrolojik dengeyi gözetecek şekilde kullanılması ve atık suların arıtılarak tarım ve sanayide kullanımı teşvik edilmelidir. Katı atık yönetimi etkinleştirilmeli, katı atık yönteminde kaynak verimliliğinin ve çevresel sorumluluğun sağlanması temin edilmelidir.

Değerli Komisyon üyeleri, millî emlakimizi ilgilendiren konular bakımından da vatandaşlarımızın güncel bazı sorunları bulunmaktadır. Esasen, tarım nitelikli hazine arazilerinin kullanıcılarına satışı, belediye mücavir alan sınırları içindeki uzun süreli kullanılan hazine adına kayıtlı bazı arazilerin satışı, 2/B uygulaması kapsamında satış ve ecrimisil uygulamasıyla ilgili olarak Meclisimiz tarafından bazı yasal düzenlemeler yapılmış ve vatandaşlarımızın lehine mağduriyetlerini gideren önemli adımlar atılmış, kronik hâle gelmiş bazı sorunlar çözülmüştü. Ancak uygulamada bu satış ve kiralama için belirlenen bedellerin ödenebilirliği konusunda vatandaşlarımız zorluk yaşadıklarını belirtmektedir. Bu nedenle, hem vatandaşlarımızı mağdur etmeyen ve fırsatçılara meydan bırakmayan hem de devletimizin hak ve çıkarlarını gözeten bir iyileştirme yapılabilir mi, bunun değerlendirilmesinde yarar görüyoruz.

Tapu ve kadastroyla ilgili de bazı hususları ifade etmek istiyorum. Kadastro, devletin asli işlerinden birisidir. Mülkiyet hakkının esasını kadastro ve tapu oluşturmaktadır. Türkiye'nin hemen tüm bölgelerinde kadastro sorunları vardır. Kadastro yenileme kapsamında önemli mesafeler alınmıştır. Mülkiyet hakkına esas verilerin yenilenmesi, doğru tespiti adına önemli bir çalışma yürütülmektedir. Bununla birlikte, yeni belirlenenle eskisi arasında farklılık olması hukuki ihtilaflara, yargıya taşınan uyuşmazlıklara ve kamu zararlarına yol açmaktadır. Bunun dışında, veraset ve benzeri nedenlerle paylaşılmamış mülkiyet hukuki bir mesele olmakla birlikte kangrene dönüşen sorunlara neden olan bir durumdur ve bunların çözümüne katkı sunacak, daha basit hâle getirecek yol ve yöntemleri Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün üretmesi yararlı ve yol gösterici olacaktır.

Yine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzle ilgili olarak yabancıların Türkiye'de taşınmaz edinimi ve vatandaşlık talepleriyle ilgili önemli bir iş yükü ve bürokrasi vardır. Özellikle, taşınmaz aracılık hizmetlerinin belli bir yasal altlığının olmaması nedeniyle binlerce kontrolsüz, vergisiz iş takipçisi bulunmakta, stratejik önemi olan bu hizmetlerin bu nedenle kontrol altına alınması önem arz etmektedir. Ayrıca, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzde çalışan personelin döner sermayeden pay almasını da önemli bir talep olarak burada ifade etmek istiyorum.

Sayın Bakanım, sürem içerisinde birkaç tane de soru sormak istiyorum seçim bölgem İstanbul'la ilgili olarak. 2020 yılının hemen başında depreme karşı "İstanbul'un Her Yerinde Kentsel Dönüşüm" sloganıyla yıkım ve inşa seferberliği başlattığınızı duyurmuştunuz. Bu seferberlik hâli devam ediyor mu? İstanbul'un dönüşüm ihtiyacını bugüne kadar ne ölçüde karşılayabildik?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İki dakika ek süre veriyorum Sayın Aksu.

Buyurun.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Çalışmalar öncelik sırasına göre mi yapılmakta yani deprem bakımından, yoksa sorunsuz dönüşüm alanları bakımından mı önceliklendirilmektedir?

Son olarak da çevre mühendislerinin Bakanlıkta daha fazla istihdam edilme yönünde talepleri vardır; bunu da bilgilerinize sunmak istiyorum.

Ben, bu düşüncelerle Bakanlığınızın 2021 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Sizleri saygıyla selamlıyorum.