| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 20 .11.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar ve tüm katılımcılar; şöyle ki, Avrupa Birliği müzakere sürecine 2005 yılında başladık ve gerçekten 2009 yılında da çevre "chapter"ını, faslını açma başarısını gösterdik.
2009 yılından bugüne 7 bakan değişti ve neredeyse bir buçuk yılda bir bakan değişiyor. Sayın Bakan, sizi, baktığımız zaman, gerçekten çok ciddi çevre ve şehircilik sorunları varken radikal kararlarla sorun çözen, kısa vadeli sorun çözen bir Bakan olarak değil de maalesef kronik, yapısal, çevresel sorunlarımızı -tabii ki yanlış politikalar neticesinde bugünlere gelen sorunlarda- sanki bu sorunları çözen değil de bu doğa ve çevre afetleri sonrasında olay yerinde hemen hızlıca bulunmanızla, müdahalenizle hatırlayacağız.
Umuyoruz ki bundan sonraki süreçte -görevinizde sanırım iki yılınız kaldı- iktidarınızın öncelemediği, önemsemediği çevre, kent sorunlarını kısmen de olsa çözen bir Bakan olarak hatırlanırsınız ama ben bugünkü bütçenize baktım, gerçekten çok sorunlu bir bütçe. Bir defa, dağılımını söylemediniz, bu kadar küçük bir bütçenin binde 2 düzeyinde bir pay ayrılmış. Avrupa Birliğine baktığımız zaman, gerçekten bütçelerinin yüzde 35'ini çevre ve doğal kaynaklara ayırıyorlar ve uzun vadeli bir perspektif ortaya koyuyorlar. Yani olası karşılaşacağımız çevre sorunlarına nasıl... Biz sizin bütçenizde bunu görmedik, mevcut afetlerde neler yapıldığını söylediniz.
Evet, rapora biraz atıf yapmak istiyorum. Avrupa Birliğinin son raporunu incelediniz mi Sayın Bakan? Bürokratlar burada, AB müdürlüğünüz de buradaydı. Gerçekten, AB ilişkilerimiz zaten tarihin en kötü noktasında ama sizin Bakanlığınızı ilgilendiren konularda gerçekten mevzuat düzenlemesinde geriye gidiyoruz. Birçok alanda, AB atık su, atık yönetimi, çevresel etki direktifi gibi... Bunları doğru uygulamadığınız tespitleri var, halkın katılımı ve çevresel bilgiye erişim hakkına ilişkin AB müktesebatına uyum sağlamadığınız var. İklim değişikliği, Paris Anlaşması -bugün Sayın Bakan da söyledi- ciddi bir sorun olarak duruyor. Çevreyle ilgili yatay mevzuatta hazırlık noktasında geri düzeydeyiz. Mekânsal veri altyapısının kurulması direktifi, ÇED mevzuatındaki hükümler, çevreyle ilgili birçok sorun ve en önemlisi, bakın, halkın katılımı ve çevresel bilgiye erişimi hakkında "ciddi endişeler" ifadesini kullanmış yani ve bu Kanal İstanbul sürecinde de bunlara şahit olduk zaten. Hava kalitesi, atık yönetimi, doğanın korunması, yani başlığını açtığımız bir mevzuat uyumlaştırılması yapmamız gereken bir noktada ciddi geriye gidişler var.
Zamanım çok kısıtlı, Kanal İstanbul konusuna gelmek istiyorum bir İstanbul Milletvekili olarak. Gerçekten temel bir sorun alanı, maliyetli bir proje, katılımcı ve şeffaf bir süreç maalesef yürütülemiyor. Sadece bir toplantı yapıldı. Bakın, Büyükşehir Belediye Başkanımız göreve geldiği andan itibaren 17 farklı bilim alanında 29 bilim insanıyla, uzmanla bilimsel verilere dayalı çalıştay yaptı, sonra bir toplantı yaptı. Bunlar gerçekten -ben de bir akademisyenim- ÇED raporu niteliğinde ama siz bunları yok saydınız. Yani burada gerçekten Sayın Başkan İmamoğlu'nun ortaya koyduğu ve ısrarla hepimizi uyardığı, size de zaman zaman atıf yaptığı şeylerle ilgili gerçekten nedir amacınız? Neden böyle bir katılımlı toplantı yapmıyorsunuz ve o raporları neden incelemiyorsunuz ya da siz kendiniz yapıyor musunuz? Projenin gereği olan gemi trafiği, gemi kazaları; bunların hiçbir gerçekliği yok, verilerle de ortada zaten. Doğal olarak şöyle, bakın, çok ciddi veriler de var, bu çalıştay sonucunda bilimsel veriler. Yapılan alan -benim de seçim bölgem olan bir alan- Kanal İstanbul, çok büyük bir kısmı orman köyü niteliğinde ve yüzde 7'si orman alanı, yüzde 44'ü ise tarım alanı. 134 milyon metrekare tarım alanı yok olacak, tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri ve buradaki geçim kaynakları sona erecek. Su sorununu Sayın Zeybek dile getirdi, gerçekten ciddi bir su kaynağı sorunu yaşayacağız ve orman alanlarımızı tahrip edeceğiz. Ama en önemli sorun, İstanbul'da deprem sorunuyla ilgili ciddi kaygı yaratan sonuçlar doğuracak. Bununla ilgili, gerçekten İstanbul'un en temel sorunu, belki Kanal İstanbul süreciyle beraber deprem sorununu masaya yatırmanız gerekiyor. İşsizlik, yoksulluk, trafik, eğitim, sağlık yani sizin iktidarınız döneminde İstanbul'da ve uzun süre yönetimini gerçekleştirdiğiniz İstanbul'da ciddi sorunlar yumağı oluştu. Yapılar, imar sorunu ve bunları öncelememiz gerekirken ve Sayın Başkanın da böyle bir iradesi varken neden bu iletişimi sağlamıyorsunuz, bunu dikkatinize sunmak istedim.
Sayın Bakan, şunu söylemek istiyorum: Depremle ilgili gerçekten ne yapacağız? Yani bu kadar riskli bir sorun karşısında nedir öneriniz? Bütçenizde nasıl...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özdemir, son cümlelerinizi alalım.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, şunu söylemek istiyorum Sayın Bakan: Gerçekten, baktığımız zaman, sorunlar var Bakanlığınızı ilgilendiren. Bakın, Meclise de birçok yasa geliyor, sizin sorun alanınızı ilgilendiren konular ve hepsi de çok sorunlu ve çok kritik. Zaman zaman geri çekilmesi ya da... Sizin AK PARTİ'li milletvekillerinizin imzasıyla gelen bu yasa teklifleriyle, çevreyle ilgili -daha dün birçok tartışma vardı- sizin bu konuya bakışınız nedir?