KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, sabahki konuşmanızda 2020 yılında Elâzığ'da meydana gelen deprem sonrasında altı ay içerisinde 960 konutu yaparak depremzedelere teslim ettiğinizi ve yıl sonu itibarıyla da yaklaşık 8 bin konutu teslim edeceğinizi söylediniz. Evet, bu çok önemli bir başarı, teşekkür ediyoruz size ancak maalesef, bu Elâzığ depreminin Adıyaman kısmı Bakanlığınız tarafından çok görülmüyor. Sivrice depremi sonrası özellikle Gerger, Sincik, Çelikhan bölgesi bu depremden çok olumsuz etkilendi ve şu anda AFAD tarafından yapılan hasar tespit çalışmalarında yaklaşık 800 konut ağır hasarlı olarak tespit edilmiş ancak bu saate kadar vatandaşlarımız hâlen o 800 konutta yaşamaya devam ediyorlar, yaşam mücadelesi veriyorlar ve olası bir depremde buradaki bütün yurttaşlarımızın hayati tehlikeleri söz konusu olacaktır. Onun için, özellikle, Adıyaman kısmının da bir an evvel dikkate alınmasını ve buradaki çalışmaların hızlandırılmasını bütün Adıyaman halkı bekliyor ve biz bunu sizden talep ediyoruz.

Sayın Bakan, hepiniz çok iyi hatırlarsınız, Samsat ilçemizde 2017 yılında 5,5; 2018 yılında da 5,1 şiddetinde 2 deprem yaşandı ve bu depremde de binalarda çok ağır hasarlar meydana geldi ve şu ana kadar depremin üzerinden yaklaşık üç yıl geçmiş olmasına rağmen Samsat'taki bütün deprem konutları teslim edilemedi. Sadece 1'inci etap 395 konutu teslim ettiniz, 2'nci etabın ihalesi yapıldı ancak köylere hiç dokunmadınız. Köylerdeki ağır hasarlı binaların sahipleri, depremzedeler şu anda hâlâ -üç yıldır- konteynerde yaşıyorlar. Buraya gelmeden önce bir muhtar aradı, konteynerlerin aktığını ve bu kışı da burada geçirmek zorunda kalacaklarını ifade etti. Bu konuda da Bakanlığınızın gerekli hassasiyeti göstermesini bekliyoruz çünkü burada çok büyük bir mağduriyet var. Hatta ben size bir fotoğraf göstermek istiyorum, 12 Ekim 2019'da Adıyaman'a gelmiştiniz, Samsat Örentaş Mahallesi'nde -çok iyi hatırlarsınız- Sayın İçişleri Bakanını arayarak "Bir an evvel bu işlemleri yapacağız ve çalışmaları başlatacağız." demiştiniz, 2020'nin sonlarına geldik, henüz bu konuda da somut bir adım göremiyoruz; bu konuda da somut adım atılmasını bekliyoruz.

Sayın Bakanım, bir de bizim Adıyaman'da yılan hikâyesine dönen bir katı atık tesisimiz var. Daha önce katı atıkla ilgili, katı atık tesisiyle ilgili verilen ÇED raporu hakkında sivil toplum örgütlerinin açmış olduğu davada, Şanlıurfa İdare Mahkemesi ÇED raporunu iptal etti ve bu katı atığın yapılacağı yerin özellikle Atatürk Barajı havzası sahası içerisinde olduğu, buradaki Kırkgöz yer altı suyu başta olmak üzere çevredeki sulara olumsuz etki edeceği gerekçesiyle buradaki bilirkişi raporlarına göre iptal etti, bu karar kesinleşti. Bundan sonra Bakanlığınız her ne hikmetse tekrar aynı yere -bakın, size gösteriyorum Sayın Bakanım- yeniden ÇED olumlu raporu verdi. Yani, ne oldu da hukuku arkadan dolanarak -Anayasa'mıza göre hukuk herkesi bağlar, sizi de bağlar- aynı yere ÇED olumlu raporunu tekrar verdiniz? Ne oldu da şehrin kuzeyine, kuzey rüzgârlarına açık ve bütün şehri kirletecek bir yere, oradaki, yerleşim birimlerine zarar verecek bir yere ÇED olumlu raporunu veriyorsunuz. Ben sizlere soruyorum, Atatürk Barajı hâlâ yerinde, Kırkgöz Suyu yerinde, hiçbir şey değişmedi ki, ne değişti? Acaba araya giren aracılar mı değişti? Ne oldu da bu şekilde tekrar olumlu raporu verdiniz? Bu katı atık bütün Adıyaman halkını tedirgin etmektedir, yeri doğru değildir. Buraya boşuna masraf yapmayın, millî servetimizi çarçur etmeyin diyorum çünkü yine davalar açıldı, yeniden bir iptalle karşılaşma ihtimali bulunmaktadır.

Yine, Sayın Bakalım, Koçali Baraj sahasında bulunan, benim de köyüm olan Bağlıca, Gökçay, Doğanlı, Çatalağaç köylerindeki tarımsal iskâna ilişkin çalışmalar maalesef aradan uzunca zaman geçmiş olmasına rağmen bir türlü sonuçlanmadı; yer tespitleri yapıldı, iptal edildi. Köylüyü zorluyorlar, aslında "Tarımsal iskândan vazgeçin, para alın." şeklinde kurum tarafından bir zorlama var, hâlbuki tarımsal iskânın amacı, hepimiz çok iyi biliyoruz ki insanlar üretimden kopmasın, üretmeye devam etsin, doğayla çevreyle barışık bir şekilde yaşamaya devam etsindir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Tutdere, teşekkür ediyoruz, sağ olun.

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Ben teşekkür ederim.