İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii, öncelikle, sözlerime başlamadan önce, İzmir'de meydana gelen depremden dolayı hayatını kaybeden hemşehrilerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum, yaralanan kardeşlerimize acil şifalar diliyorum; tüm İzmir'imizin ve tüm ülkemizin başı sağ olsun diyorum.

Tabii, ülkemizde çeşitli dönemlerde ciddi şiddette depremler meydana gelmiştir. 1983'te Erzurum depremi, 1993'te Erzincan depremi, 1999'da Marmara Gölcük depremi, Düzce depremi, Bingöl depremi, Simav, Van, Elâzığ. Tabii, burası bir deprem bölgesi. En büyük yıkım da 1999 depremlerinde meydana gelmiştir. Bu deprem neticesinde 17.480 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 285.211 bina, 42.900 iş yeri yıkılmıştır. Tabii, 1999 depreminden sonra önemli kararlar alınmış ve önemli yaptırımlar uygulanmıştır; Hükûmetlerimiz de bu uygulamaları daha sıkı bir şekilde yerine getirmiştir; yapı denetim gibi, inşaatların denetlenmesinde çok önemli bir adımı da atmıştır.

Şimdi, tabii ki Sayın Bakanımız da ifade etti, Türkiye'deki yaklaşık olarak 9,8 milyon binanın 1,5 milyonu depreme dayanıksız ve kötü binalardır. Tabii, bunların değişmesi, dönüşmesi için Bakanlığımız önemli adımlar atmaktadır ve hızla değişim, dönüşümü yapmaktadır. Yani sanki muhalefet partileri bu depremde yıkılan binaların faturasını tamamen Sayın Bakanımıza veya Hükûmetlerimize yıkma gibi bir hataya düşmektedir. Bunların yapımından biz sorumlu değiliz, 2000 öncesi yapılan binalarda. Ama biz şunu yapıyoruz: Allah'a şükür devletimiz şimdi daha güçlü, imkânlarımız daha iyi ve deprem olan yerlerdeki mağdur vatandaşlarımıza kısa sürede ulaşıyoruz, onların acılarını sarmaya çalışıyoruz, onlara her türlü yardımı yapıyoruz. Bunlar nedir? İşte, taşınma yardımıdır, iaşe yardımıdır, kira yardımıdır ve evlerini de yapıyoruz. Dolayısıyla da bu yönden gerçekten hükûmetlerimiz çok başarılı; işte, Elazığ, Malatya'da meydana gelen depremler için yaklaşık 32 bin konuta başlanmış, bunların da 303'ü tamamlanmış.

Burada arkadaşlardan birileri şunu ifade etti, çok üzüldük tabii: İşte, TOKİ sadece zengin kesimlere hitap ediyormuş gibi, rant oluşturuyormuş gibi bir algı oluşturdu; herhâlde bilgisizlikten veya yeterli bilgi sahibi olamamasından kaynaklanan bir durum diye ben ifade etmek istiyorum. 975 bin konut yapmış TOKİ. Daha önceki, 1984 yılında kurulan TOKİ 2002'ye kadar 40 bin konut üretmiş. Daha önceki dönemlerde "TOKİ'nin vatandaşlarımıza ev yapıp da vermişliği var mıdır?" derseniz herhâlde çok azdır. Şimdi, bakın, ben şöyle söyleyeyim: TOKİ, bu 975 bin konuttan 438 binini dar ve orta gelirli grup için... -Sayın Paylan dinliyorsunuz değil mi?- ondan sonra 153 binini alt yoksul gelir grubu için yapmış, ondan sonra 164 binini gecekondu dönüşümü için yapmış. TOKİ'nin sosyal projelerinin yanında kendine finansman sağlamak için yaptığı projeler de var; bu çok az. Ne kadar o? 21 bin gibi bir rakam. Bunun yanında, hastane yapmış, üniversite yapmış, okul yapmış; ne bileyim, yani her türlü hizmeti vermiş. Dolayısıyla TOKİ, belki de kurumlar arasında en faydalı, en verimli hizmeti sunmaktadır. Ben buradan da tüm çalışanlarımıza canıgönülden teşekkür ederim.

Sayın Bakanım, tabii, çevre çok önemli, çevre temizliği çok önemli. Siz bununla ilgili çok büyük adımlar atıyorsunuz işte, OSB'leri sürekli elektronik ortamda izliyorsunuz, arıtma tesisleri yapması için zorluyorsunuz, hava kirliliğini önleme anlamında pek çok adımlar atıyorsunuz. En önemli attığınız adımlardan da bir tanesi, seçimlerde bize de zararı olmasına rağmen şu poşet uygulaması; gerçekten de takdire şayan bir adım. Yani bu çevre bizim ve dolayısıyla da bu çevreyi korumak da bizlere düşüyor.

Burada diğer bir önemli adım da tabii, su kullanımıyla ilgili. Ülkemizde çok büyük tasarruf yapmamız gerektiğini ben düşünüyorum, yer altı sularımız çok azalıyor maalesef. Organize sanayilerimizde su kullanırken sadece enerji fiyatını baz alıyoruz; esas suyun kullanımını, ne kadar kullanıldığını... Herkes keyfekeder su kullanıyor; bunlara da tedbir getirmek gerektiğini düşünüyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Zamandan da tasarruf edelim İsmail Bey.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Aynen, hemen. Başkanım uyarıyor.

Ben kendi ilimden, şöyle bir şeyden bahsetmek istiyorum: Türkiye'de çevre temizliği adına bugün 2019 yılında 500 bin ton tekstil telef ürünleri üretilmekte ve bunlardan geri dönüşüm vasıtasıyla 475 bin ton elyaf üretilmektedir. Bu kadar elyafı üretebilmeniz için yaklaşık 1 milyon 319 bin ton pamuk üretmeniz lazım ve bunun için de 311 bin 700 hektara pamuk dikmeniz lazım ve bunu sulamak için de Ankara'nın kullandığının 20 katı kadar su kullanmanız lazım. İşte, bu geri dönüşümden elde edilen ve pamuk ihtiyacını azaltan geri dönüşümün yüzde 70'ini Uşak ilimiz üretmektedir. Dolayısıyla da günlük 900 ton, işte elyaf atıkları olsun, pet şişeler olsun bu gibi malzemeleri geri dönüştürerek biz ip üretiyoruz, diğer taraftan araba lastiklerinden de kauçuk üretiyoruz ve tekrar bunları kullanıma sunuyoruz. İşte, Uşaklı hemşerilerimizin sizlerden en çok beklediği "Bu sektörün stratejik sektör olarak alınması, bunların işte AR-GE'sine, üretimine, geliştirmesine, ondan sonra teçhizatlarını yenilemesine, enerji yenilemesine destek verilmesi yine enerji desteği verilmesi, bazı vergilerden de muaf olması gibi talepleri var." diye sizlere iletiyorum Sayın Bakanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hemen bitiriyorum Başkanım.

Gerçekten de şimdiye kadar iktidardaki milletvekilleri olsun, muhalefetteki milletvekilleri olsun sizlerin çalışmalarından övgüyle söz etmesi bize gurur verdi; Allah razı olsun diyorum.

Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere zatıalilerinize, tüm ekibinize canıgönülden teşekkür ederim.

2021 yılı bütçenizin hayırlara vesilesi olmasını diler, saygıyla selamlarım.