| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Ticaret Bakanlığı b) Rekabet Kurumu c) Helal Akreditasyon Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .11.2020 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, ben de grubumuz adına size başsağlığı ve sabır diliyorum. Muhterem annenize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Allah mekânını cennet etsin diyorum.
Sunumunuz için teşekkür ediyorum. Gayretli ve başarılı çalışmalarınızdan dolayı sizi ve ekibinizi tebrik ediyorum.
Ülkemiz dünya ticareti içerisindeki payını her geçen gün artırmaktadır. Bununla birlikte, Türkiye'nin 2023 ve 2053'te hedeflediği dış ticaret hacminin yakalanabilmesi için ilave pazarlar yanında dış ticarette işlem sürelerinin kısalması, gümrük hizmetlerinin ve lojistik sürecinin daha etkinleştirilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi gibi atılımların sürdürülmesi büyük önem arz etmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak beyannamelerimizde de belirttiğimiz gibi ekonomide ihracata dayalı, istihdam dostu büyüme modelinin gereği olarak üretimin ve ihracatın ithalat bağımlılığının azaltılarak, sürdürülebilir büyüme ve ihracat artışını sağlayacak politikaları uygulamayı, daha açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde dünya ekonomisiyle bütünleşmeyi öngörüyoruz. Bu kapsamda, ihracatta katma değeri yüksek bilgi ve teknoloji yoğun ürünlerin ihracını, dünya ticaretinde önemi artan, alım gücü yüksek, genç nüfuslu ve dinamik pazarlara yönelmeyi, ulaşılmamış pazarlarla ticareti geliştirmeyi ve nihai tüketiciye ulaşmayı gerekli görüyoruz. Ticaret savaşlarının yoğunlaştığı, ekonomik operasyonların kur, faiz ve sıcak para üzerinde tetiklendiği bir dönemde ekonomik güvenliğin önceliğe alınmasının zaruret arz ettiğini değerlendiriyoruz.
Değerli milletvekilleri, Covid-19 nedeniyle büyük yaralar alan dünya ekonomisi gibi Türkiye ekonomisi ve dış ticaretimiz de bu süreçten olumsuz etkilenmiştir. Bu kapsamda esnaf ve sanayicimiz, çiftçimiz, dar gelirlilerimiz ve muhtaçlarımız için faiz indirimleri, vergi ertelemeleri, kısa çalışma ödeneği, nakit desteği, yardım ve benzeri birçok uygulama hayata geçirilerek toplum kesimlerinin rahatlatılması; eş zamanlı olarak da ekonomide çarkları yeniden döndürmeye dönük kararlı adımların atılması sağlanmıştır. Böylece, salgının ekonomiye etkisi en aza indirilmiş, ekonomik faaliyette yılın üçüncü çeyreğinden itibaren de hızlı bir toparlanma başlamıştır.
Bilindiği gibi 2018 yılının ikinci yarısıyla birlikte ekonomik, siyasi ve jeopolitik belirsizliklerin artması, ticaret savaşları ve euro bölgesinin zayıf performansı küresel ekonominin göreli yavaş büyümesine yol açmıştır. 2019 yılında dünya büyümesi, küresel finans krizi ardından gözlenen en zayıf seviyede gerçekleşmiştir. Salgının birkaç hafta içerisinde küresel ölçekli bir büyüklüğe ulaşmasıyla da 2020 yılının başında dünya ekonomisi tarihî bir bunalım sürecine girmiştir. Salgın tedbirlerinin uygulamaya konulmasıyla bütün sektörler bu durumdan olumsuz yönde etkilenmiş, firmaların üretime ara vermeleri sonucunda ekonomik aktivitelerde büyük bir düşüş olmuştur. Farklı dinamiklerle çok sayıda kriz tecrübesi olan ülke ekonomileri belki de ilk kez, bilinen, geleneksel önlemlerin yeterli olmadığı bir süreçle sınanmış, salgın kaynaklı ekonomik sorunların ve çözümünün tartışılması çok daha karmaşık bir hâle gelmiştir. Türkiye ekonomisi 2019 yılının tamamında yüzde 0,9 oranında büyüyerek, küresele kriz sonrası kesintisiz yıllık büyüme eğilimini sürdürmüştür. 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,4 oranında büyüme kaydedilmesine karşın alınan önlemlerin ekonomik faaliyeti sınırlandırması, ayrıca dış talepteki daralma sonucunda ihracattaki gerileme nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde ekonomi yüzde 9,9 oranında daralmıştır. Esasen, tüm dünyada kısıtlamalardan kaynaklanan ve neredeyse durma noktasına gelen bir sektörel üretim yapısı söz konusu olmuş. Bu dönemde firmaların yatırım ve üretim kararlarını olumsuz yönde etkileyen sermaye ihtiyaçlarının karşılanması da önemli hâle gelmiştir. Türkiye bu yönde önemli teşvik ve destekler uygulamış, alınan etkili tedbirlerle kısa sürede ekonomide çarkların döndürülmesi, üretimin ve ihracatın artırılması mümkün olabilmiştir. Bunların sonucunda, haziran ayından itibaren üretim göstergeleri olumlu seyretmeye başlamış, eylül ayı verilerine göre de sanayi üretimi yıllık yüzde 8,1, aylık yüzde 1,7 düzeyinde artış göstermiştir. Ekim ayında imalat sanayisi kapasite kullanım oranı yüzde 74,9 olmuştur. Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan Satın Alma Yöneticileri Endeksi de 53,9'a yükselerek sektörün performansında güçlü bir iyileşmeye işaret etmiştir.
Dış ticarette mart, nisan ve mayıs aylarında yaşanan ani ve aşağı yönlü gerilemeden sonra haziran ayından itibaren toparlanma yaşanmıştır. Yaşanan olumsuzluklara rağmen ihracatımız 2020 yılının ilk on ayında 135,7 milyar dolara ulaşmış, ekim ayında 17,3 milyar dolarla tarihin en yüksek aylık seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 77,1, ekim ayında ise yüzde 87,9 olmuştur. Cari açığın temel nedeni olan dış ticaret açığının düşürülmesi hem ülkemizin dış finansman ihtiyacının azaltılması hem de sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanması açısından önemlidir. Dış ticaret açığının azaltılması ise yoğun olarak ithal ettiğimiz bazı malların yurt içinde üretilmesinin yanı sıra yüksek katma değerli mal ihracatının artırılmasını da gerekli kılmaktadır. O sebeple, üretim destekleri yanında ihracat için yapılan teşvik tedbirlerinin önemli olduğunu düşünüyor, ihracatın tabana yayılması kapsamındaki çalışmalarınızı da değerli buluyoruz. Bu çerçevede, Kolay Destek internet sitesi, Sanal Ticaret Akademisi, E-öğrenme Platformu, Sanal Fuar Organizasyonu, Kadın ve Genç İhracatçı Yetiştirme Programı ihracatımızı tabana yayma, ihracatçılarımızı bilgilendirme, teşvik ve potansiyelimizi harekete geçirerek daha da artırmak amacıyla bu süreçte devreye sokulan başarılı uygulamalar olarak dikkat çekmiştir.
Dış ticarette Avrupa Birliği en büyük paydaşımızdır. Bununla beraber ülkemizin 21'inci yüzyılda dünyada stratejik ve ekonomik ağırlığının artarak etkin bir güç odağı hâline gelebilmesi açısından Türk Cumhuriyetleri'yle olan yakın tarihî ve kültürel bağlarımız en büyük avantajlarımızdan birini oluşturmaktadır. Bu çerçevede, sosyal ve kültürel ilişki ve iş birliklerinin geliştirilmesinin yanında dış ticaretin artırılmasına da azami gayret gösterilerek her ülke için mal bazında ayrı ayrı iş birliği fırsatlarının ortaya konulması suretiyle ticaretin geliştirilmesine katkı sunulabilecektir.
Değerli Komisyon üyeleri, ihracatta sektörel ve mal grupları çeşitliliğinin sağlanması, katma değeri yüksek mallara ağırlık verilmesi, Türk malı imajının yerleşmesi için moda marka oluşturulması, tanıtım ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi son derece önem arz etmektedir. Moda ve markaya yönelik tekstil ve konfeksiyon sanayisi, elektrikli ve elektronik makine ve cihazlar sanayisi, otomotiv ana ve yan sanayisi, makine imalat sanayisi, demir çelik sanayisi, gıda sanayisi ve bilişim sektörleri bu kapsamdaki sektörlerin başında gelmektedir. Esnaf ve sanatkâr kesiminin faaliyetlerinin desteklenmesi, bu amaçla esnafımıza istihdamı da artıracak kredi, vergi, prim ve benzeri teşviklerin verilmesi, ekonomiye yeni girişimcilerin kazandırılması ve yerel potansiyelin harekete geçirilmesi bakımından gerekli bulunmaktadır. Salgın sürecinde esnaf ve sanatkârımıza yönelik Halkbank kaynaklarından yeni işletme kredisi verilmesi, kredi geri ödemeleri için erteleme imkânları gibi önemli destekler sağlanmıştır. Ayrıca esnaf ve sanatkârımızı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan AVM ve büyük market zincirlerinin şehir merkezlerinde şube açmalarının adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde yeni kurallara bağlanması, haksız rekabet şartları oluşturarak küçük esnafa iş fırsatı bırakmayan kurum, belediye ve benzeri işletmeciliklerin yeniden düzenlenmesi de yerinde olacaktır.
Şoför esnafı, alacağı araç ve kullanacağı yakıta ilişkin verginin farklılaştırılması suretiyle desteklenmeli ve korunmalıdır.
Geleneksel sektörlerde yerli üreticilerin rekabet gücü artırılmalı, jeopolitik konumumuzdan faydalanılarak lojistik imkânlarımız geliştirilmelidir.
Tanıtım ve fuarlar ihracat artışımızı desteklemektedir. Bu nedenle, Bakanlığınızca salgın şartlarına uygun olarak internet üzerinden fuar organizasyonu gerçekleştirilmesi ve ilgililerin katılımının sağlanması önemli bir adım olmuştur.
Salgına bağlı olarak hem iç pazarda hem de yurt dışında daralan talebin olumsuz etkilerini ülkeler ihraç fiyatlarını düşürerek aşmaya çalışmaktadır. Bu ise yerli sanayimizi düşük birim fiyatlı ithalat tehdidiyle karşı karşıya bırakmakta ve yerli üreticilerimizi koruma ihtiyacını önemli oranda artırmaktadır. Bu kapsamda 3 binden fazla üründeki ilave gümrük vergisinin uygulama süresinin uzatılması üreticilerimizi koruma adına önemli bir adım olmuştur. Ayrıca ihracatçılarımızın karşılaştıkları sorunların başında gelen ihraç pazarlarına yönelik lojistik maliyetlerinin azaltılması ve teslimat sürelerinin düşürülmesi amacıyla yurt dışı lojistik merkezlerinin oluşturulmasıyla da ihracatçımız desteklenmiştir.
Bize göre, ülkemizin kalite odaklı ve yenilikçi yaklaşım ve uygulamalarla ticaretin kolay ve güvenli yapıldığı, tüketici haklarının gözetildiği ve korunduğu önemli ticaret merkezlerindin biri hâline getirilmesi temel amacımız olmalı, aynı zamanda da Türkiye'nin ticarette uygun yapısının bilinirliğinin artırılması için dünya kamuoyuna tanıtılması gerekmektedir.
Değerli Komisyon üyeleri, gümrük işlemleri Bakanlığın en başta gelen fonksiyonlarından birini oluşturmaktadır. Ülke güvenliği gümrük kapılarından başlamaktadır. Egemenlik haklarının tescil edildiği en önemli noktalar olan ve bu nedenle de devletlerin olmazsa olmaz kurumlarının başında gelen gümrük idarelerinde uluslararası standartlar ve yükümlülüklerimiz doğrultusunda bürokrasinin ve maliyetlerin azaltılması, ticaretin ve seyahatin kolaylaştırılması, etkin kontrol yöntemlerinin uygulanarak kaçakçılığın önlenmesi ve işlemlerde şeffaflık ve öngörülebilirlik sağlanması esastır.
Yasa dışı ticaretin ve kaçakçılığın önlenmesiyle dürüst ticaret erbabının iş ve işlemlerinin basitleştirilmesi, bu amaçla teknolojik, beşeri, idari ve operasyonel kapasitenin artırılması önem arz etmektedir. Ayrıca usulsüzlüklere zemin hazırlayan yapıların, düzenleme ve uygulamaların önüne geçilmesi için etkin bir otokontrol ve denetim mekanizmasının uygulanması gereklidir. Bakanlığınız faaliyetlerinden, teknolojinin imkânlarından da faydalanarak bu yönde önemli adımlar atıldığını ve ilerleme kaydedildiğini memnuniyetle takip ediyoruz. İlaveten, ticaretin devamlılığının sağlanması ve toplum sağlığının korunması adına gümrük kapılarında önemli tedbirlerin alındığını da müşahede ediyoruz. Bu kapsamda uygulamaya konulan temassız ticaret, gümrük işlemlerine ilişkin sürelerde esneklik sağlanması, ithalatta yerinde gümrükleme uygulaması, tek pencere, kâğıtsız gümrük gibi dijital gümrük uygulamaları sayesinde işlemlerin mümkün olduğunca temas kurmadan gerçekleştirilmesi Bakanlığınız yaptığı başarılı uygulamalardandır.
Türkiye'nin kaçakçılıkla mücadelede kullanılan teknik sistem ve bilgi teknolojileri bakımından sahip olduğu güçlü konumu sayesinde dış ticaret hacminde ve yolcu araç sayısında önemli bir azalma yaşanmasına rağmen 2020 yılı ilk on ayında yakalama rakamı geçen yılın bütünündeki düzeye ulaşmıştır. Uyuşturucu madde, sigara, elektronik sigara ve akaryakıt kaçakçılığıyla mücadelede de önemli sonuçlar elde edilmiştir.
Sayın Bakanım, Bakanlığınızın bütçe programlarından birisi de kayıt dışı ekonomiyle mücadeledir. Türkiye ekonomisinin önemli sorun alanlarından biri olan kayıt dışıyla mücadele başta vergi politikaları olmak üzere birçok farklı alanı ve kurumu da ilgilendiren niteliğe sahip bir konudur. Kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına almak ve kalıcı bir başarı sağlamak bu konuda etkili bir mücadeleyi gerektirmekte, aynı zamanda vergi adaletini sağlayacak, reformist adımları da atmayı zorunlu kılmaktadır. Kayıt dışı ekonominin önlenmesi, yasa dışı gelirlerin izlenmesi ve kara para faaliyetleriyle mücadele edilmesi için kurumlar arası iş birliği ve koordinasyon önemli bir unsurdur. Bu nedenle, kamu kuruluşlarının, özel sektörün, meslek kuruluşlarının ve odaların içinde olacağı toplumsal bir seferberlik başlatılması hâlinde uzun yıllara sâri bu sorunun çözülmesi de mümkün olabilecektir.
Değerli Komisyon üyeleri, ürün güvenliği, Rekabet Kurumu ve Helal Akreditasyon Kurumuna ilişkin hususlara da kısaca değinmek istiyorum. Ürün güvenliğinin temini, tüketicinin korunması bakımından görev alanına giren hayati fonksiyonlardan birisidir. Piyasa gözetimi ve denetiminin yapılması, tüketicinin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi, hak arama yollarının gösterilmesi, bunun için tanıtıcı filmler, broşürler, kamu spotları gibi her yaşa ve kesime uygun yöntemlerin kullanılması önemlidir. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da ifade edildiği gibi, temel amacı piyasaya ve mevzuata uygun güvenli ürün arz edilmesinin sağlanması olan piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin sağlıklı uygulanması ve kalite altyapısının geliştirilmesi ihtiyacı devam etmektedir. Ayrıca, farklı kamu kuruluşlarının faaliyet yürütüyor olması nedeniyle uygulama birliğine yönelik bir çalışmanın yapılması da yerinde olacaktır.
Esasen 12 Mart 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ve bir yıl sonra yürürlüğe girecek olan 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu'nda ürün güvenliğine ilişkin önemli adımlar atılmıştır. Kanunla, Türk malı imajına zarar veren, güvensiz, tağşiş yapılmış, son kullanma tarihi geçmiş ürün ihraç edenlere ceza öngörülmekte, e-ticaret ürün güvenliği kapsamına alınmakta ve güvensiz ürünün asli sorumlusuna ulaşmak amacıyla izlenebilirlik mekanizması getirilmektedir.
Rekabet Kurumu Türkiye'de yirmi yılı aşan bir süredir hizmet vererek önemli bir fonksiyon ifa etmektedir. Hatırlanacağı gibi, uygulamadaki bazı sorunları gidermek üzere 16 Haziranda 7246 sayılı Kanun'la Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'da önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikle muafiyet hükümlerinin kendiliğinden uygulanabilir hâle getirilerek iş dünyası bakımından bürokratik yükün azaltılması ve hukuki güvenliğin artırılmasına yardımcı olunması sağlanmıştır. Bu kapsamda Rekabet Kanunu'nun iş dünyasını aydınlatıcı faaliyete de önem vermesi, başta muafiyet sistemi olmak üzere, pişmanlık, taahhüt ve uzlaşma gibi kolaylıklar konusunda bilinçlendirici ve yol gösterici bir rol üstlenmesi gerekmektedir.
Bu arada, rekabet hukukunun etkin, hızlı ve objektif biçimde uygulanmasını teminen, Adalet Bakanlığınca açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde de vurgulandığı üzere yargıda ihtisaslaşmanın gerekli olduğu alanlardan birisi de rekabet hukukudur. Zira Rekabet Kurulu kararlarının kanun yollarıyla kesinleşmesinin iki yılı bulması, iptal üzerine yeniden alınan kimi kararlar bakımından bu sürenin on yılı aşabilmesi, mahkemelerimizin iş yükü ve konunun karmaşık analiz gerektiren boyutu dikkate alındığında yargısal denetimi gerçekleştirmek üzere bir ihtisas mahkemesi yerinde olacaktır. Ayrıca, ticaretin az sayıda aktörün kontrolü altında tutulmasını önleme yönündeki asli faaliyetlerin etkinlikle sürdürülmesi yerinde olacaktır.
Helal Akreditasyon Kurumu ülkemizdeki ve yurt dışındaki helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmekte olan yeni bir kurumdur. Kurumun görev ve yetkilerini etkin bir şekilde gerçekleştirmesi, küresel düzeyde kabul görecek bir helal belgelendirme sisteminin oluşturulması ve helal ürün ticaretindeki teknik engellerin aşılması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca, helal ticaretindeki mevcut engellerin azalmasına ve helal ürün ve hizmet ticaretinin gerçek potansiyelinin ortaya çıkmasına da vesile olacaktır. Kalkınma planında da ifade edildiği gibi, ülkemizin gittikçe büyüyen küresel helal ürün pazarından daha fazla pay alması için yapılacak her çalışma helal belgeli ticaret hacminin, dolayısıyla ülkemiz ticaretinin de gelişmesi ve artırılmasına katkı sağlayacaktır.
Bu düşüncelerle, ben, Bakanlığınız bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.