KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli Bakanlık bürokratlarımız, değerli milletvekili arkadaşlarım, basınımızın değerli mensupları; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, acı kaybınızdan dolayı da tüm ailenize ve size sabır, annenize de Allah'tan rahmet dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.

Şimdi, 2019 kesin hesabı ve 2021 bütçesini görüyoruz Ticaret Bakanlığımızın. 2021 yılında Ticaret Bakanlığına bütçeden ayrılan başlangıç ödeneği 6 milyar 585 milyon 834 bin TL olarak belirlenmiş. Evet, bu tutar genel bütçeli kurumların ödenekleri içinde binde 5'lik yer tutmakta; yeni bütçe, 2019 başlangıç ödeneğine göre de yüzde 15'lik bir artış, 2020 başlangıç ödeneğine göre de yüzde 14'lük bir artışa denk gelmekte.

Sayın Bakan, ben sunumuma öncelikle, önemli olduğunu düşündüğüm için Sayıştay raporlarıyla başlayacağım. Sayıştay raporlarına geçmeden önce yalnız bütçenizle ilgili, bir iki rakamla ilgili sorum olacak. Örneğin 2020 bütçenizde sözleşmeli personelle ilgili, başlangıç ödeneği ve haziran sonu harcamasında çok ciddi oranda bir fark var, bu farkın sebebi nedir, onu öğrenmek istiyorum; başlangıç ödeneği 3 milyon 59 binken 20 milyon 408 bin TL gibi bir ödeme yapılmış. Bunun dışında, gene bütçenizde ağırlıklı olarak cari transferlere pay ayrılıyor ve sunumunuzda da söylediğiniz gibi "İhracatı iş insanlarımızın desteklenmesi için ayrılmıştır bu bütçe." demiştiniz. Şimdi, haziran-ekim dönemine, haziran sonu harcamalara baktığımız zaman başlangıç ödeneğin epeyce altında bir harcama olduğunu görüyoruz. Haziran-ekim döneminde yani şimdiye kadar ne kadar bir harcama oldu bu cari transferlerden? Özellikle pandemiyle mücadele ettiğimiz bir süreçte yani ihracatçılara, iş insanlarına nasıl bir desteğiniz oldu? Aslında bu kalemde 2020 başlangıç ödeneğini aşmış olsaydınız ve esnafımıza daha fazla destek, kredi desteği yerine aktarılmış olsaydı inanın hiç kimsenin itirazı olmazdı. Belki Bakanlık olarak bu konunun üstünde daha fazla durmalıydınız.

Sayın Bakan, şimdi, 2019 yılı Sayıştay denetimlerine baktığımızda; Bakanlığınıza ilişkin 40 bulgu saptanmış, Bakanlık döner sermaye işletmesiyle birlikte 15 eksikten 10'nu, geçmiş yıllardan gelmiş bulgular bunlar yani Bakanlıkça yerine getirilmemiş. Ticaret Bakanlığı, bakanlıklar arasında da baktığımız zaman en fazla sorunlu bulguya sahip bakanlıklardan biri. Şimdi, bu bulguların özellikleri neler oluyor genellikle? Kamu zararı, usulsüzlük, hatalı muhasebeleştirme, fazladan ve yersiz yapılmış ödemeler, işte yanlış yap-işlet-devret modelleriyle ilgili ödemeler ve birçoğu beş yıldır denetim raporlarında olan bazı bulgulardan da Bakanlığınızın usulsüzlükleri kamu zararına, kusura, suç duyurusuna konu olması gereken işlemleri ısrarla devam ettiğini görüyoruz. Bütçe hakkı ve saydamlık ilkeleri açısından da bu çok büyük bir sorun oluşturuyor. Geçen sene aslında sunumunuzda: " İnşallah bunları düşüreceğiz." demiştiniz ama maalesef düşmemiş, hâlâ aynı haşmetiyle bu bulgular devam ediyor.

Şimdi, özellikle arkadaşlarımızın da üstünde çok ciddi durduğu TURQUALITY'yle ilgili bulgulardan ben de söz etmek istiyorum ancak bunlarla ilgili detaylara girmeden önce, ben sizin geçen yılki sunumda TURQUALITY'yle ilgili yapılan eleştirilere verdiğiniz cevap üzerinden gideceğim. Şimdi "TURQUALITY programı kapsamında desteklenen firmaların çoğunluk hisseleri yabancı şirketlere satılan markaların desteklenmeye devam edilmesi." Bu şimdi yıllardır devam ediyor ancak geçen seneki sunumunuzda şöyle demiştiniz: "Şimdi, yabancı firmalara bir taraftan: 'Gel Türkiye'de yatırım yap, diğer taraftan da sen yabancısın, seni teşvik çıkarıyoruz.' diyoruz. Hâlbuki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın da teşvikleri var ki Türkiye'ye yabancı yatırım çekebilelim." Daha devamı var tabii bunun ben zaman açısından girmeyeceğim. Şimdi, TURQUALITY'le ilgili özellikle bu bulguda baktığımız zaman, TURQUALITY'nin kuruluş amacına baktığımız zaman nedir? Devlet destekli bir markalaşma programı ve global Türk markalarını yaratmak üzerine programlanmış bir yapı ve hedefleri var tabii; o da marka potansiyeli olan firmalara global bir marka olma yolunda finansal kaynak sağlamak. Şimdi "Türk firmaları ve Türk malıdır." deniyor, şimdi Sayıştay da aynı şekilde söyleniyor. "Bu çerçevede çoğunlukla hisseleri satılan markalar artık yeni kurumsal çatılar altında tanımlanacak ve örneğimizde yer alan markalar bağlamında kurumsal çatılar artık söz konusu yabancı şirketler olacaktır." diyor Sayıştay. Sayıştayın bu konuda çok ciddi bir önerisi var ve sizin yaklaşımınız TURQUALITY'nin kuruluş amacına da aykırı düşüyor. O nedenle, yani sizin belki kendinize göre olumlu bir yaklaşımınız var ama eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletiyse o zaman çıkarılan kanun, karar ve tebliğlere uygun yol yürünmesi gerekmektedir. O nedenle ya TURQUALITY'nin kuruluş amacını, yapısını bir gözden geçirmek lazım ya da sizin bu tutumunuzdan bir an önce vazgeçmeniz gerekiyor çünkü bu desteklerin devam ettiğini görüyoruz.

Şimdi, yine "Mal TURQUALITY'si kapsamda desteklenmesi gereken bir ayakkkabı markasına hizmet TURQUALITY'si kapsamında desteklenmesi." Açıkçası bunun da çok detayına girmek istemiyorum, arkadaşlarımıza bahsetti ama burada da çok ciddi bir problem görülüyor gerçekten. Yani, burada bir ayrımcılık var, hakikaten bir ayrımcılık... Ya, ayrıcalık sağlanmış bu firmaya. Nereden anlıyoruz? Bu firma 2015/9 sayılı Tebliğ kapsamında perakende sektörü içerisinde değerlendirilen tek marka olarak görülüyor, tek bir ayakkabı firması. Hâlbuki perakende olarak mağazalarına mal satan birçok hazır giyim firması bu destekten bu şekilde yararlanmamış, marka sayılarının oranlanması suretiyle yararlanmış. Ne diyor Sayıştay? "Eğer bir mağaza, mağazasında kendi markaları dışında da markalar satıyorsa sadece kendi markası oranında desteklenebilir." Ama siz diyorsunuz ki: "Hayır, biz bunun tamamını, yüzde 100'ünü destekliyoruz." Burada çok ciddi bir usulsüzlük var hakikaten. Ben sormak istiyorum... Tabii, Sayıştayın da şöyle bir önerisi olmuş, öneri değil aslında bir anlamda: "Önceden aldığı toplam 30 milyar 912 milyon 418 bin TL desteğin iadesi, mağazalarında sattıkları diğer markalar oranında sağlanmalıdır." Birinci sorum: İade sağlandı mı? Böyle bir girişimde bulunuldu mu? Bir de bu firma hangi firmadır, bizleri bilgilendirirseniz seviniriz. Aynı şekilde, bulgu 16 ve 17'de bir ayakkabı firmasıyla ilgili bulgular var, onlar da bu aynı firma mıdır, onu da sormak istiyorum.

Devamında, tabii, daha birçok konu var Sayıştay denetim raporlarında; ben onların detaylarına girmeden biraz esnafla ilgili konulara değinmek istiyorum.

Şimdi, Bakanlığınızı değerlendirdiğimiz zaman, Türkiye ekonomisi nasıl yönetiliyorsa Ticaret Bakanlığının da o şekilde yönetildiğini görüyoruz yani biraz hesap vermekten uzak, kaynakların belli yerlere aktarıldığı, mevzuat eksikliklerinin yıllardır değiştirilmediği, düzeltilmediği bir şekilde. Türkiye bu şekilde, Bakanlık da maalesef bu şekilde.

Şimdi, aslında Ticaret Bakanlığı corona sürecinin kara tablosunda ilk hesap vermesi gereken Bakanlıklardan biri. Esnaf açıkça üvey evlat sayılmış; corona sürecinde nakdî destekleme talepleri geri çevrilmiş, bazı vergi ödemeleri ertelenirken hâlâ da yüksek faizlerle kredi teklifleri veriliyor. Açıklanan son faiz kararları ve sokak kısıtlamaları eş zamanlı olarak bir esnaf ve istihdam destek paketiyle desteklenmediği için zaten bir ayağı çukurda olan ticaret hayatının diğer ayağı da kesilmek üzere.

Ticarette satın alma gücünün yüzde 40 daraldığı; TÜİK'in aksine, girdi maliyetlerinin coronanın başlangıç ayına göre yüzde 60-70 oranında arttığı bir ortamdan bahsediyoruz. Ticaret tüm bu alanların kesişiminde girdi maliyeti ve yüksek vergi yüküyle boğuşmaktadır Sayın Bakan.

Şimdi, TOBB verilerine göre 2020 yılı Ocak-Ekim döneminde 2019 yılının aynı dönemine göre kapanan şirket sayısında yüzde 12,67; kapanan gerçek kişi sayısında da yüzde 16,61 oranında artış olmuş.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan, lütfen tamamlar mısınız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam, toparlıyorum.

KOBİ'lerin yıl başından bu yana yüzde 40 artan kredi borçları 857 milyarı geçmiş durumda.

Şimdi, ikinci salgın döneminde kapanma planı daha yüksek faiz oranlarının, biraz düşmüş olsa da daha yüksek -bunun ne kadar süreceğini bilmiyoruz ama- döviz fiyatlarının ve daha fazla borçluluğun olduğu bir döneme geldi Sayın Bakan. Yaklaşık 370 bin iş yerinin faaliyeti durduruldu şu kısa dönemde, 17 Kasımdan itibaren ve yaklaşık 2 milyon işçiyi etkiliyor bu durum. Acilen bu esnaflarımıza destek vermek zorundasınız. Gelir kaybını destekleme ve işsizliğe karşı koruma paketi derhâl hayata geçirilmelidir; diğer ülkeler bunu yapmıştır.

Biz esnaf ziyareti yapmıştık okulların açıldığı dönemde. Özellikle kırtasiye esnafının en büyük şikâyeti şudur: Mahalle arasına açılan özellikle -adını da vereceğim ben- işte, BİM, A101, Şok gibi mahalle arası marketler ve market zincirlerinin aynı dönende, okulların açıldığı dönemde kırtasiye satmalarına izin verilmesinden dolayı çok büyük bir mağduriyet yaşadıklarını, siftah bile yapamadıklarını söylediler. Rekabet Kurumunun bu konuda ne söyleyeceğini merak ediyorum. Burada da rekabet anlamında esnafımız ezilmiş olmuyor mu? Açıkçası, tüm bunlara baktığımız zaman...

Bir de, son olarak kadın ve genç girişimcilik çalışmalarınızla ilgili bir şey sormak istiyorum: Kaç kadın, genç girişimci ve kooperatif sisteme ihracatçı olarak girmiş, hangi büyüklükte bir ihracat rakamına ulaşmışlardır? Toplam ihracat içindeki payları nedir? Çünkü ihracat yapma anlamında kooperatifleri ve kadın-genç girişimcileri iki yıldır desteklediğinizi söylüyorsunuz, yaptığınız eğitim programlarını açıklıyorsunuz ama bu konuda da bize rakamları sunarsanız... Yani yaptığınız çalışmaların bir çıktısı olarak ne olmuştur? Bunları da sizden açıkçası duymak isteriz. Bu bağlamda açıkçası ticaretin içinde olduğu duruma birçok arkadaşımız zaten değindiler, o noktaya girmeyeceğim ama AB ilerleme raporunun da dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum, onların da dikkate aldığı gibi.

Şeffaflığın, kurumunuzda şeffaflığın sağlanması ve kurumsal yapınızdaki eksiklerin giderilmesi için çalışmalarınızı arttırmak zorundasınız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan, ek süreniz de bitti.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Topyekûn bir vizyon ve strateji faaliyeti içerisine girmek zorundasınız.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen tamamlar mısınız.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum, ticaret hayatının ülkemize daha hayırlı olmasını diliyorum ve sizleri selamlıyorum.

Teşekkür ederim.