| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Ticaret Bakanlığı b) Rekabet Kurumu c) Helal Akreditasyon Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .11.2020 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Çok Değerli Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, öncelikle, annenizin vefatından dolayı çok üzüldüğümü ifade etmek istiyorum. Başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Mekânı cennet olsun.
Tabii, AK PARTİ iktidarlarında ihracatı artırmak hedeflerden biriydi ve neticede de 2002 yılında 36,1 milyar dolar olan ihracatımızı 2019 yılı itibarıyla 180,8 milyar dolara çıkardık. Tabii, 2020 yılında Covid nedeniyle 164 milyar olması beklenmektedir.
Geçtiğimiz günlerde, 17/11/2020 tarihli Cumhuriyet Halk Partisi grup toplantısında Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Uşak ilimizden de bahsederek, Hükûmetimizin, deri ihracatında önce yüzde 40, daha sonra da yüzde 20 fon uygulayarak deri ihracatına engel olduğunu iddia etti. Tabii, bu, vatandaş tarafından şöyle algılandı: "Bu kadar dövize ihtiyacımızın olduğu dönemde nasıl olur da Adalet ve Kalkınma Partisi ihracatın önüne engel koyar." denildi. Tabii, burada ben size bunun aslında nasıl olduğunu izah etmeye çalışacağım. Ülkemizde yılda yaklaşık 6 milyon küçükbaş hayvan ve 3,7 milyon da büyükbaş hayvan kesimi yapılmaktadır. Bunların da derileri İstanbul Tuzla, İzmir Menemen, Tekirdağ Çorlu, Uşak, Bursa, Balıkesir Gönen, Bolu Gerede, Isparta, Hatay, Manisa Kula'da işlenmektedir. Türkiye'nin kendi ürettiği deri kendi işlemesine yetmemektedir. Türkiye'de yaklaşık olarak 13 milyon civarında da küçükbaş hayvan işlenmektedir. 6 milyonunu kendisi üretiyor, kendisi kesim yapıyor fakat işlediği küçükbaş hayvan miktarı 13 milyon civarı. Bunun da yüzde 50'si Uşak'taki aşağı yukarı 130 tane tesiste işlenmektedir.
"İthalat rakamları nelerdir?" derseniz, tabii, deri ve deri mamulleri ithalatımız 951 milyon dolar. Bunun içindeki ham madde oranı 213 milyon dolar ve dolayısıyla da "İhracat rakamları nelerdir?" derseniz 1,63 milyar dolar yani ithalatımızın 2 katına yakın. Daha önceki dönemlerde hükûmetler ham derinin ihracatından daha az para kazanıldığı için demişler ki: "Biz bunu mamul hâline getirelim ve ekonomik olarak katma değeri daha yüksek olan ürünler üretelim, bunu satalım." Neticede de 1,63 milyar dolarlık ihracatımızın yaklaşık olarak 932 milyon doları ayakkabı ürünlerinden elde edilmektedir. Bunun üzerine, 1988 yılında 19959 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 13/10/1988 tarihli ve 88/13384 sayılı Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kuruluyor. Burada ne getiriliyor arkadaşlar? Diyor ki hükûmetler: "Biz bu ham deri ürünlerinin -bunun içine "pikle deri" denilen yünü kırpılmış deriyi de koyuyorlar- ihracatının kilogramına 50 sent para alalım ve bunu ihraç etmesinler, nihai ürünü ihraç etsinler." diyorlar ve "Bundan daha fazla para kazanalım." diye... 1988 yılında çıkıyor. Fakat daha sonraları bunu delmek için derinin tam işlenme aşamasındaki ara işlem olan kromlu deri safhasına getiriyorlar ama yaş deri; işlendikten sonra bunu ihraç etmeye başlıyorlar, bunu deliyorlar. Bunun neticesinde kromlu deriyi kaça satıyorlar? En iyi ihtimalle tanesini 10 dolara satıyorlar. Peki, işlenmiş deriyi kaça satıyorlar? 30 ila 50 dolar arasında satıyorlar. Şimdi, siz eğer deriyi tam mamul hâline getirirseniz hem daha fazla para kazanıyorsunuz hem de daha fazla istihdam yaratıyorsunuz. Bu şeyi gören deri sanayicileri ve ihracatçıları Hükûmetimize diyorlar ki: "Biz bundan zarar ediyoruz, kendimize deri yetmiyor. Biz bunu nihai ürün hâline getirelim. Bunlara bir frenleme koyalım." Neticede, 2017 tarihinde Hükûmetimize başvuruyorlar ve -işte Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği- bu küçükbaş hayvanlarda tabaklanmış yaş hâlindeki derilere yüzde 40 oranında fon getiriliyor. Buradaki amaç, Türkiye'de deri işlensin, yurt dışına nihai ürün versin. Şimdi, bunu göz önüne alarak Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki: "Siz, deri ihracatına engel oluyorsunuz." Biz deri ihracatına engel olmuyoruz, biz nihai ürün olsun diye... Yoksa iç piyasadan bunu bulamayan insanlarımız dış piyasadan almak zorunda kalıyor.
Uşak'ta da deri üreten bu sektör var tabii ki, nihai ürün üreten de var. Nihai ürün üreten 10 kişi, diyelim ki diğerleri 80-90 kişi civarında; ihracatlarına bakarsanız o 10 kişinin ihracatı belki 2'ye katlıyor. Bunlar dediler ki: "Biz bundan çok zarar görüyoruz." O dönemde, biz Sayın Bakanlarımızla da görüştük ve bu, yüzde 20'ye indirildi. "Dışarıdan da bu kromlu deriye fon konulsun yani ona da vergi konulsun." dediler. Aşağı yukarı yüzde 10 da ona fon konuldu.
Yani demem o ki arkadaşlar, buradaki esas, temel amaç, deri ürünlerinin Türkiye'de işlenmesi ve bunun ihraç edilmesi. Ham madde olarak deriyi kromlu hâle getirene kadar -onun kırpıntıları var, yün atıkları var ve dolayısıyla çok fazla su kirliliği oluşturuyor, bunun arıtması var ve çok maliyetli bir iş- esas maliyetli işi biz yapıyoruz, ucuza satıyoruz. "Onu nereye satıyorsunuz?" derseniz, en çok İtalya, Almanya gibi ülkelere satıyoruz ve onlardan nihai ürün olarak bunları kat kat fazlasına alıyoruz.
Hükûmetimizin temelde yapmak istediği, katma değeri yüksek ürünlerin ihracatının sağlanması. Yoksa, Sayın Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi, deri ihracatına bizim herhangi bir engelimiz yok. Bunu düzeltmek isterim.
Bir de tabii ki bu sözleri diyelim ki normal, sıradan bir kişi söylese, hadi görevi olmayan bir milletvekili söylese tabii ki bu çok önemli değil ama bunu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ana muhalefet partisinin liderinin söylemiş olması gerçekten de bizi ziyadesiyle üzmüştür.
CAVİT ARI (Antalya) - Genel Başkanımız doğru söyler, Genel Başkanımız doğruyu söyledi.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani Türkiye'nin yarınları... Peki, şöyle bir şey...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
Hatip devam etsin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Genel Başkanınız doğru söylüyorsa... Peki, o zaman... (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Güneş, devam edin lütfen.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Man Adası'nı iddia ettiler, Man Adası'nda arkadaşlar mahkûm oldular. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Arı, karşılıklı konuşmayalım. Böyle bir usulümüz yok. Lütfen, rica ediyorum.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Peki, o zaman, hani Külliye'ye giden CHP'li vardı. Muharrem İnce'de soruyor: "Külliye'ye giden CHP'li nedir?" diyor. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, böyle bir usulümüz yok, karşılıklı konuşmayalım.
Sayın Güneş, siz Hükûmete dönüp devam ederseniz memnun olurum.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, şunu ifade etmek isterim; o zaman şöyle bir şey var: Demek ki elinize tutuşturulan her belgeyi orada çıkıp okumayacaksınız. Önce tamamen bilgi sahibi olacaksınız, ondan sonra bunları iddia edeceksiniz.
SÜLEYMAN GİRGİN (Muğla) - Gerçekleri söylüyoruz, gerçekleri.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ondan sonra şunu iddia ediyor: "Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri sanayiye gidemiyormuş." diyor. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'nu davet ediyorum, Uşak'a davet ediyorum, Uşak'ın köylerine davet ediyorum, sanayicilerin yanına davet ediyorum, dericilere davet ediyorum.
MAHİR POLAT (İzmir) - Sen kimsin Genel Başkanımızı davet ediyorsun? Haddini bil!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - O zaman şunu söylememesi lazım: "AK PARTİ milletvekilleri sahaya çıkamıyor." diye iddiada bulunmaması lazım. (Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, niye rahatsız oluyorsunuz? Size söz sırası geldiğinde cevap verirsiniz. Lütfen...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biz yaz ayları boyunca tamamen sahadaydık, tamamen köylerdeydik.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar size söz sırası geldiğinde cevabınızı verirsiniz, lütfen dinleyin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sanayicimizin, dericimizin, esnafımızın, tüccarımızın, çiftçimizin tamamen yanındaydık. Ve dolayısıyla da biz onun kendi milletvekillerine talimat verdiği gibi periferiye gitmiyoruz, memleketlerimize gitmiyoruz, kendimiz zaten vatandaşın içindeyiz arkadaşlar.
(Gürültüler)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok uzattınız ama lütfen, rica ediyorum...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve dolayısıyla da arkadaşlar doğru, söylemek gerektiğini düşünüyorum ben.
Sayın Bakanım, çok değerli milletvekilleri; ben 2021 yılı Ticaret Bakanlığı bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, saygılarımı sunuyorum.