KOMİSYON KONUŞMASI

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, hoş geldiniz.

Sayın Bakanım Libya, Mısır, Suriye ve İsrail'le olan ilişkilerimizde İhvancı bir politika gütmediğinizi söyleyebilir misiniz? Birinci sorum bu olsun. Suudi Arabistan'la Katar devleti sorun yaşadığında üç yıl önce Sayın Bakan Zeybekci'yle beraber Katar'a uygulanan ambargoya karşı çok ciddi girişimleriniz oldu. Arabistan'ı ziyaret ettiniz, ambargonun kaldırılması için çaba gösterdiniz. Bugünlerde Suudi Arabistan devleti Türk mallarına ambargo uyguluyor, bazı malların dolaylı olarak da ithali hâlinde yaptırım uyguluyor. Ve Suudi Arabistan'da iş adamlarımız, kati teminatları bağlanmış bekliyorlar. Şantiyelerine yatırım yaptılar, almış oldukları işlere başlayamıyorlar. Katrilyonlarca -eski dilde söylersek- liralık yapacakları işlere başlatılmıyorlar. Suudi Arabistan'la bu konuda herhangi bir temasınız var mı? Türkiye'nin ekonomisi sizin için Katar ekonomisi kadar önem arz ediyor mu? Yani Katar devleti için üç yıl önce göstermiş olduğunuz çabayı burada gösterdiniz mi? Son bir yıldır Suudi Arabistan'ın Türk mallarına ve Türk iş adamlarına uyguladığı ambargonun Türkiye'ye ekonomik olarak yarattığı zarar ne kadardır?

Sayın Bakanım, Avrupa Birliği Başkanlığının, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalışan bir kurum olarak 2019 yılında tüm giderleri 969 milyon 832 bin küsurat olarak karşımıza çıkıyor. Bunun 73 milyon liralık kısmı, Avrupa Birliği Başkanlığının bir yıl içerisindeki memur, sözleşmeli personel, işçi, yolluklar, hizmet alımları vesaire tüm alımlarını kapsıyor. Gelin, görün ki, 896 milyon 59 bin 827 liralık kısmı da "Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler" başlığını taşıyor. Bu kuruluşlar hangileridir? Avrupa Birliği çalışmalarında gerçekleştirdikleri faaliyetler nelerdir? Devasa bütçeleri bu kurumlara aktarırken kriteriniz neydi, neye göre transferleri gerçekleştirdiniz? Yandaş ya da kayrılan dernek, vakıf, cemaat yapılanmalarına kaynak aktarımı yapıldı mı? Yapılmadıysa "şeffaflık" "açıklık" "hesap verilebilirlik" kavramları gereği kamuoyunu aydınlatır mısınız?

Sayın Bakanım, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinde hâlâ devam etmekte olan bir yargılama söz konusu, Sivas katliamıyla alakalı yargılama. 31 Temmuz 2020 tarihinde Alman eyalet savcıları Türkiye'den bu yargılamayla ilgili kendilerine herhangi bir iade talebinin gelmediğini açıkladılar. İnsanlık suçuyla yargılanması gereken kişilerin yargılanması ve cezalandırılması için iade talebinde bulundunuz mu, bulunacak mısınız? Bakanlığınızın iade talebi varsa ne zaman yapılmıştır? Bu taleplere, Alman Hükûmeti başta olmak üzere, diğer Avrupa devletlerinin yanıtı ne olmuştur? Sanıklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmış mıdır?

Teşekkür ediyorum.