KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sabrınız için herkese ayrıca teşekkür ederim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Rekora gidiyoruz konuşmacı adedi olarak bugün.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Ekmek meselesi...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, güzel.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Gayet güzel.

Yani Toprak Mahsulleri Ofisi cidden bu ülkenin -Yasin Vekilimin de dediği gibi- göz bebeği kurumlarından biri, böyle olunca da ilginin olması da kaçınılmaz, çok da güzel bir durum bu.

Genel Müdür siyaset yapar yapmaz, orasına ben karışmam. Her insanın doğumundan ölümüne kadar hayatında siyaset vardır çünkü toplumun içinden gelen bir şey. Ama Genel Müdür Türkiye'de öyle bir tarım ve çiftçi profili çizdi ki, dinlerken bir an, Türk çiftçisinin Fransa çiftçisinden, Hollanda çiftçisinden, Kanada çiftçisinden, ABD çiftçisinden çok önde olduğunu ve de bunların da bizi kıskandıklarını gördüm, gurur duydum. Ama sonra baktım, aslında bu bir rüyaymış. Sayın Genel Müdürüm, siz çiftçinin hâlini görmek istiyorsanız ben cuma günü Amasya'ya döneceğim, buyurun beraber gidelim, sizi iki gün misafir edeyim, çiftçinin hâlini bizzat yerinde görün.

Şimdi, daha dün, Amasya'nın en büyük tarım köylerinden biri Büyük Kızılca'da 10 çiftçinin traktörü, tarım makineleri ve pikap denilen o araçları haczedildi Tarım Krediye olan borçlarından dolayı. Şimdi, bu çiftçiler tarladan kazandıklarını çarçur ettikleri için mi bu borcu ödemediler de traktörü gitti, avlusundaki tarım makineleri gitti çiftçinin? Hayır, çiftçi harcadığından daha az kazandığı için yani zarar ettiği için o traktörler gitti. Traktör çiftçinin tarım makinesidir. Hatta İcra ve İflas Kanunu'na göre tarım makineleri, traktör, bunlar haczedilemez ama maalesef Tarım Kredi gibi tarımın yanında olduğunu söyleyen bir kuruluş tarafından o traktörler haczedildi, götürüldü. Şimdi, Türkiye'nin gerçeği bunlar yani bu gerçekleri bilmek gerekiyor. E, bunları bilmezsek "Biz şurada şu kadar artırım yaptık, burada bu kadar artırım yaptık..." Buğdayın fiyatını yüksek belirleseniz ne olur belirlemeseniz ne olur, buğday almıyorsunuz arkadaşlar, almıyorsunuz. Yani devlet hastanesinin randevu vermesi gibi on beş gün sonraya, yirmi gün sonraya, bir ay sonraya buğday... Ya, o buğdayı çiftçinin koyacak yeri yoksa, deposu yoksa ne yapacak o buğdayı? Mecbur götürecek özel sektöre teslim edecek. Ama maalesef Toprak Mahsulleri Ofisi "randevu sistemi" adı altında o buğdayı almıyor. Alt komisyon toplantısında sordum, konuştuk. Amasya'da 2017-2018'i yapıyoruz, ben hatta 2019'u sordum "Amasya'da kaç kişi Toprak Mahsulleri Ofisine buğday teslim etti?" diye, sadece 3 kişi. 3'ü de zahireci arkadaşlar, çiftçi değil, üretici değil. Böyle bir durumda pembe tablo çizmenin çok gereği yok Sayın Genel Müdürüm ki sizi şu yönüyle de takdir ediyorum; Toprak Mahsulleri Ofisi bir dönem sadece ve sadece depoculuk işi yapıyordu, her şeyi bıraktı, depoculuğa başladı, her şeyini unutmuştu; siz en azından bu kuruma tekrar buğday, arpa, hububat gibi ürünlerle ilgilenmesi gerektiğini de hatırlattınız. O yüzden, iyi şeyleri söyleyin ama burada yapamadıklarınızı da söyleyin, biz de hiçbir şey konuşmadan, bu toplantı bu saate kadar da uzamadan hemen bırakıp gidebilelim ama hâl ve şart öyle değil.

Şimdi, mesela afyonla ilgili, haşhaşla ilgili söylüyorsunuz. Haşhaşı, burada çok iyi durumda olduğumuzu anlattınız ama alt komisyonda böyle değildi. Alt komisyonda haşhaşa sınırlama getirdiğinizi yani haşhaşı tüketemediğinizi, stoklarda olduğunu, o stokların eritilebilmesi için üretimine, ekimine sınırlama getirdiğinizi söylemiştiniz, bugün burada haşhaşı övgüyle anlatıyorsunuz. "Haşhaşta dönümden 2.500 lira kazanıyor bir çiftçi." diyorsunuz. Peki, kaç lira harcıyor şu an o çiftçi, onu biliyor musunuz Sayın Genel Müdür? Bu sene ülkemizde bütün bölgelerimizde kuraklık oldu, bu kuraklığın farkındasınız. Haşhaşı ekmeden önce -ki çoğu çiftçi şu an haşhaşını ekti- suladı o tarlasını, yağmur yağmadığı için suladı, beş saat su verdi. Saati 90 liradan ne yapar arkadaşlar? Haşhaş çıkmaya başlarken tekrar suladı. Haşhaş şimdi kalem boyu olmaya başladı, bir daha suladı. Yani 3 kere suyu daha şimdiden verdi ve alacağı 2.500 liranın dörtte 1'i, beşte 1'i gitti; bunun mazotu mu yok, bunun gübresi mi yok, bunun işçiliği mi yok yani hasat dönemine kadar hiç durmadan para harcayacak oraya. Yani "2.500 lira verdim." demekle olmuyor, önemli olan onun altını doldurabilmek, burada da ve maalesef o doldurma konusunda da gerçekten çok yetersiz kalıyorsunuz.

Şimdi, konuşmanızda güzel bir şey söylediniz, dediniz ki "Haşhaşa ekmeden önce destek veriyoruz."

TMO GENEL MÜDÜRÜ AHMET GÜLDAL - Fiyat veriyoruz.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - "Fiyat veriyoruz. Bunu diğer ürünlerde de yapmak istiyoruz ama teknik sebeplerden dolayı yapamıyoruz." dediniz. Öncelikle, en azından bu söylemi duymak keyifli çünkü bu bir mahsule desteğin o mahsul ekilmeden önce verilmesi veya fiyatının o mahsul ekilmeden önce belirlenmesi bizim yıllar önceki projemizdi Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu noktaya gelinmesi gerçekten keyif verici. "Teknik olarak yapamıyoruz." demenize de ben katılmıyorum. Eğer siz bunu bir an önce hayata geçirmezseniz, hangi bölgede hangi buğday ya da arpa veya mercimek; yeşilidir, kırmızısıdır veya haşhaşıdır, ekileceğini belirleyip ekmeden önce de fiyatını belirlemezseniz, inanın, ekecek çiftçi bulamayacaksınız, kesinlikle bulamayacaksınız.

1980'de benim ilçemin en büyük köyünün ilkokulunda 167 öğrenci vardı, o ilçenin en büyük köyünün kırk yıl sonra şu an ilkokulunu kapalı. Niye? Tarıma dayalı ekonomiden millet kaçtı. Bununla ilgili hiçbir şey yapılmıyor. Köylerde genç kalmadı. Köyde üretim yapacak genç yok. Hangi köye giderseniz gidin "genç" diye söylediğinizde size getirdikleri gençlerin yaş ortalaması 45, 50, 55 yani Toprak Mahsulleri Ofisi gerçekten bir şey yapacaksa o köye geri dönüşlerle ilgili işlemi yapması lazım. Bunun için de doğru destek, doğru fiyat, daha düşük maliyeti bir şekilde hayata geçirmeli yoksa "Ben buğday ekip de para kazanıyorum." diyen çiftçi şu an görmedim, yok ama mecbur yani ekmek zorunda, ne yapacak? Çiftçi de bir şekilde şu işi ayarlayabilmiş: Bu sene aldığı verimden bir dahaki sene daha fazlasını alarak yani bu sene buğdayda 400 kilo aldıysa, bir dahaki sene bunu 500, 550'ye çıkarabilirse ayakta kalmaya çalışıyor. Ama bu seneki gibi, 2020 yılındaki gibi kurak bir süreç yaşanırsa çiftçi maalesef batıyor. Şu an Amasya bölgesinde Toprak Mahsulleri Ofisinizle mutlaka görüşüyorsunuzdur, hiç arpa alabilmiş mi? Alamadı çünkü arpa çıkmadı, yok, tamamen yandı, arpalar bir karış olmadı, kendi de çıkmadı, sapı da çıkmadı. Şimdi, Toprak Mahsulleri Ofisi bu çiftçiyle ilgili bir şey yapabildi mi? O çiftçi o arpayı yetiştirebilmek için gecesini gündüzüne kattı ama kuraklıktan dolayı olmadı. Şimdi, burada yazıyor işte "Ofis çiftçinin dostudur." keşke kara gün dostu olsaydınız, o "kara gün" kelimesini silmeseydiniz. İşte kara gün tam bu seneydi, o arpa ekenlerin, buğday ekenlerin lazım olduğu gündü ama maalesef siz orada yine yoktunuz. Bunları anlatmak gerekiyor. Bunları sizler söyleyeceksiniz ki bizler de "Helal olsun." diye sizleri takdir etmemiz gerekecek.

Şimdi, yine alt komisyonda soğanı izlediğinizi beyan etmiştiniz ve hatta "Soğanla ilgili de sözleşmeli üretici modeli üzerinde de duruluyor, bununla ilgili araştırma yapıyoruz." demiştiniz, acaba soğanla ilgili bu çalışmalarınız devam ediyorsa hangi aşamada, ne gibi düzenlemeler yapılacak, bunu cevaplarsanız iyi olur.

Yine, şimdi, haşhaşla ilgili iyi şeyler söylüyorsunuz ama mesela Afyon Alkaloidleri Fabrikası; bir türlü o sorun çözülemedi. Yani o sorun çözülemediği için de haşhaş daha katma değerli bir ürün hâline gelmiyor. Bu fabrikayla ilgili son gelişmeler nedir, ne değildir, bununla ilgili yine cevap verirseniz memnun oluruz.

Haşhaşta stok fazlalığı nedeniyle 2020 yılında ekimin biraz daha sınırlandığını söylemiştiniz. 2021'de de bu sınırlama devam ediyor mu yoksa aynı sınırlamayı kaldırıp mevcut sistemle...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süreniz tamamlandı Sayın Vekilim.

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Teşekkür ederim Başkanım, ben de tamamlayacağım hemen.

Onu bir merak ediyorum.

Yine, toplantıda şey demiştiniz "2002-2019 yılları arasında buğday ihracatından yani buğday satmamızdan 11,5 milyar dolar gelir elde ettik." ama ithalatla ilgili bilgi verilmemişti, 2002-2019 yılları arasında ithalat için buğdaya ne kadar dolar para ödedik? Bunu da bildirirseniz memnun olurum.

Bir de Amasya'da 2020 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi ne kadar buğday, arpa aldı -mısır, herhâlde daha yeni oluyor- ve kimler şey yaptı, o listeyi yine tarafıma verirseniz mutlu olurum.

Teşekkür ediyorum, başarılar diliyorum.