| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Mehmet Güllüoğlu'nun, afet ve afet yönetimi hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 25 .11.2020 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkür ederim.
Öncelikle bu ayrıntılı sunum için teşekkür ediyorum.
Hepimiz biliyoruz, sizler de sunumunuzda aktardınız, gerçekten Türkiye, ülkemiz bir deprem bölgesi ve birçok bölgesi de ciddi anlamda riskli bölge, Van da bunlardan biriydi, İstanbul da bunlardan biri. Van'da yaşanan deprem çalışmalarının sekiz ay içinde yer aldık. Gerçi o günden bugüne, yine biliyorsunuz Şubatta Van'da tekrar deprem oldu. Hem Başkale... Aslında İran'da gerçekleşen deprem aynı zamanda Başkale'yi, Saray'ı ve Özalp ilçelerini de etkiledi ve sonrasında yine Saray, Özalp merkezli bir deprem oldu.
Şimdi, burada AFAD'a ilişkin bazı sorular sormak istiyorum: Hani, birçok yerde çalışmalarınız olduğunu söylediniz ancak acil müdahale esnasında çok ciddi eksiklikler yaşanıyor. Mesela, AFAD sivil toplum örgütleriyle, yerel yönetimlerle bir kriz koordinasyonu çerçevesinde çalışmayı neden hedef almıyor? Yani merkezinde elbette ki kendisi olacak, AFAD olacak bu noktada bir sıkıntı yok ama şöyle bir eksiklik de yaşanıyor: AFAD biraz daha teknik konular üzerindeyken sivil toplum örgütleri bire bir halk içinde olduğu için, halkla birlikte yani toplumun içinde olduğu için oradaki hassasiyetleri, halkın psikolojisini vesaire daha iyi biliyor. Koordineli bir çalışma daha erken, zamanında yerine ulaşma sorunları daha da kolaylaştıracaktır.
Yine, AFAD personellerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz, özellikle AKUT kurtarma merkezlerinin? Yani, bir yerde deprem olduğunda başka illerdeki ya da bölgedeki kurtarma ekipleri gidiyor ama bu kurtarma ekipleri... Aynı anda başka bir yerde de deprem olma ihtimali ya da sel, başka bir afet olma ihtimali var. Hani, bunu yeterli görüyor musunuz?
Yine, arama kurtarma ekiplerinin aslında ciddi yaşam riski de var, bütün hayatlarını ortaya koyarak bu çalışmaları yürütüyorlar. Gerçi bu soru size değil, belki hani burada onların adına, haklarıyla ilgili bir söylemde bulunmak istiyoruz. Gerçekten, hem özlük koşulları noktasında ciddi sıkıntıları var hem hayati riskleri var, bununla ilgili en azından kurumunuz olarak onların haklarıyla ilgili... Ve yine yıpranma payı mesela çalışma süreleri içerisinde yok. Bununla ilgili, kurum olarak çalışanlarınızla ilgili bir çalışma süreciniz var mı?
Yine, Van depremiyle ilgili şunu söyleyeyim: Zemini açısından çok riskli bir alan yani ıslak zemin. Hani, kentsel dönüşüm dediniz, bu Van için nasıl... Bunun üzerinde bir planlamanız var mı? Hem İran sınırında olmasından kaynaklı depremler etkili oluyor hem kendisi bir deprem fayı hattı üzerinde. Burada, bununla ilgili, Van'da kentsel dönüşümle ilgili ya da yapıların güçlendirilmesiyle ilgili bir şey var mı? Biliyorsunuz, Van depremi 2011 Ekim ve Kasımda gerçekleşti, şu anda bile ağır hasarlı olarak tespit edilen 15 bin bina var ve bu binalarla ilgili hâlâ bir işlem yapılmadı, bu binalarda binlerce insan hâlen ikamet etmekte ve yaşamakta. En ufak bir depremde yaşanacak tahribatı ve can kaybını söylemeye gerek yok sanırım. Bununla ilgili bir çalışmanız var mı ya da bununla ilgili bilginiz var mı, ne yapmayı planlıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.