| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) İçişleri Bakanlığı b) Emniyet Genel Müdürlüğü c)Jandarma Genel Komutanlığı ç) Sahil Güvenlik Komutanlığı d)Göç İdaresi Genel Müdürlüğü e)Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .11.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar, değerli üyeler; ben de saygıyla selamlıyorum herkesi.
Sunumunuzu da dikkatli dinledim Sayın Bakan; şöyle ki, FETÖ vurgusundaki kısım oldukça dikkat çekici. Ben üniversitede bir akademisyendim 2000'li süreçte ve gerçekten ciddi bir yapılanma vardı eğitimde, üniversitelerde hatta bırakın üniversiteleri FETÖ'nün kurduğu dershanelere bile üst düzeyden torpillerle öğrenciler alınıyordu; böyle bir mekanizma vardı. Yine, üniversiteler içinde de ciddi bir yapılanma; kurulan üniversiteler, desteklenen... ÖSYM'deki sınavlardan bahsettiniz, o sınav yapılanmaları, o sınavlardaki gerçekten ciddi sorunlar ve ÖYP sistemi getirildi mesela, orada da, yine üniversitelerde farklı bir yapılanmanın yolu açıldı, işte, sınavlara müdahale edildi yani bir mekanizma işliyordu. Ki ben diğer kısımlardan bahsetmiyorum, işte yargısıydı, savunmasıydı, askeriydi, Kozmik Odası'ydı, adaletiydi onlara hiç girmiyorum, sadece üniversitelerde böyle bir güç ve motivasyon vardı ve burada da sizin iktidarınızdaki yöneticilerin bu güç ve motivasyonda sorumluluğu neydi? Belki burasını da bir tartışmak gerekiyor. Ben sadece üniversite boyutunu söylüyorum.
Bunun dışında "Demokrasi ve insan hakları kırmızı çizgimiz." dediniz. Ben bir Avrupa Birliği uzmanı olarak yani AB'yi çalışan bir akademisyenim ve burada mesela, Avrupa Birliği raporlarına baktığım zaman demokrasi ve insan hakları boyutunda sizin Bakanlığınızı ilgilendiren alanlardaki ciddi eleştirler, bu yerel seçimlerle ilgili eleştiriler. Yani demokrasinin temeli olan halkın iradesiyle ilgili buradaki uygulamaları bize sorduklarında ve "Nasıl açıklıyorsunuz?" dedikleri zaman bunun açıklaması oldukça güç. çünkü neticede yerel yöneticilerin mesela yardımlarının bile engellenmesi ya da uzaklaştırılan... Ki onların hepsi için söylenen şu: Seçime girmeleri kabul edilmiş, devletin kurumlarının verdiği yazıyla seçime girmeleri kabul edilmiş ama sonradan görevden alınmaları; alındıktan sonra da yerlerine ne şekilde bir atama yapılıyor yani meclis içerisinden mi ya da Belediye Kanunu'ndaki gibi mi? Yani bu sürecin daha şeffaf ve yasalara uygun şekilde işletilmesi noktasında ciddi eleştiriler var ve gerçekten bu konuda nasıl bir açıklama yapacaksınız?
Göç konusu; dediğim gibi 18 Mart Vize Mutabakatını Sayın Dışişleri Bakanına da sordum "Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik, Avrupa Birliğine gönderdik ama işte, bir virgülü dahi bahane ediyorlar." dedi. Neyi gönderdik biz? Kişisel verilerin korunmasında, terör tanımındaki o 6 kriteri biliyorsunuz; polis iş birliği, belli sorun alanları vardı, diğerlerini burada Mecliste kabul etmiştik ama 6 tanesi ciddi sorun yarattı. Burada biz nasıl bir veri gönderdik oraya ve neye karşı çıkıyor Avrupa Birliği? Bunu size tekrar sormak istiyorum. Yani vize politikasında, gerçekten göç konusunda ciddi bir sorumluluk ve mali külfet yüklendik ülke olarak ama bu, bir nevi siyasi bir koz gibi algılandı Avrupa Birliğinde yani o süreci iyi yönetemedik, sanki biz bunu bir koz olarak kullandık gibi ortaya çıktı. İşte, Covid öncesi süreçte şubat sonu dedik ki: "Biz bütün kapılarımızı açarız." Bunun neticesi ne oldu? Biz hangi kazanımları elde ettik orada? Geri Kabul Anlaşması'nda ve birçok AB raporunda göç ve vizeyle ilgili alanda birçok direktife ve uyumlaştırma istiyor bizden; bunlarla ilgili bir çalışma yapılıyor mu ve nasıl bir süreç olacak vize muafiyeti? Çünkü biz göçle üstlendiğimiz sorumluluğun karşılığında bir Vize Serbestisi Anlaşması yaptık ama bu, neticede bir kısır döngüye dönüştü ve bir sonuç alamadık.
Pasaport konusu çok önemli Sayın Bakan, burada gerçekten KHK'ye göre pasaportlarına el konulan, şerh düşülen yurttaşlar hâlâ bir mağduriyet yaşıyor, özellikle akademisyenler -yurt dışı eğitim ve öğretim faaliyetlerine- çünkü yargısal süreç bitmiş olmasına rağmen bu süreç neticelenemiyor bir türlü. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Resmî koruma tahsisi var, benim dikkatimi çeken ve bana bildirilen bir bilgi. Burada İçişleri Bakanlığının özellikle iş insanlarına yönelik yapılan koruma tahsislerinde bir ayrımcılık yaşandığı, resmî koruma görevi dışında korumanın özel işleri de yürütmek durumunda kaldığı bilgisi paylaşılıyor. Birçok iş insanının mali şartları yerindeyken neden böyle bir koruma hizmeti veriliyor ve nasıl bir süreç işliyor? Bilmiyorum, bir bilgi istiyorum; var mı yok mu?
En son da kadın cinayetleriyle ilgili, gerçekten bu süreç çok önemli, daha dün -sayın vekillerimiz de burada- Genel Kurulda bu konuyu detaylarıyla tartıştık. Sizin verdiğiniz verilerle ilgili hâlâ bir muamma var. Bu konuda sağlıklı bir veri var mı elimizde?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özdemir, süreniz dolmuştur, toparlarsanız sevinirim.
Buyurun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Anlayışınız için teşekkür ederim.
Yani burada hep aynı noktaya geliyoruz. Yani veri nedir? Sizin de bugün verdiğiniz veriler gerçekten açıklanan diğer verilerle çelişiyor. Ya, bir defa bunu bir ortaya koymamız lazım. STK'ler farklı bir süreçte yani burada bir uyumlaştırma sürecine geçmeniz gerekiyor çünkü bunu yapamazsak bir kısır döngü içerisinde dönüyoruz. Eğitim, yargı, kolluk kuvvetleri bunların hepsinin bütün ve istisnasız, herkesin sürece tam anlamıyla destek verdiği bir süreç oluşması gerekiyor ama tutarsızlıklar oluyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sürekli farklı açıklamalar ve İstanbul Sözleşmesi'ni tartışmaya açmamız dahi bizim buradan geriye gitmemize sebep oluyor; maalesef, işte yargı ve kolluk kuvvetlerinin ihmali sonucu olan durumlar ortaya çıkıyor.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Özdemir, teşekkür ediyorum. Süreniz doldu, sağ olun.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ben teşekkür ederim.