KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Başkan, özellikle hekim arkadaşlarım konuya çok daha vakıf olacaklardır. O nedenle, biraz daha basite indirgeyerek diğer arkadaşların da anlaması için bazı tespitlerde bulanacağım çünkü bu yapacağımız düzenleme, daha doğrusu, sizin yaparsanız yapacağınız düzenleme, sağlık hizmetlerinde hekimlerin asıl işte taşeron olarak çalışmasını yasaya bağlayan bir düzenlemedir. Şu anda, mevcut durum bir yönetmelikle veya mevzuatta daha alt seviyede bir düzenlemeyle götürülüyor. Buraya getirilen düzenlemeyle, iş, kanun hâline getiriliyor ve sağlık hizmetlerinde hekimler hizmet alımı yoluyla taşeron olarak çalıştırılacaklar. Birkaç gündür Sayın Bakan oradan bize hep şunu söylüyordu: "Biz taşerona karşıyız ancak hangi işlerin asıl iş hangi işlerin yan iş olduğuna karar vereceğiz ve asıl işlerin taşeronda yapılmasına izin vermeyeceğiz." Bakın, bunun tutanakları, çıkardım, hepiniz de burada şahit oldunuz. Sayın Bakan bir öteleme istedi, dedi ki: "Biz, kabine olarak o kadar çok iş var ki süzgeçten henüz geçirmedik, onun için öteleme istiyoruz." Neyi süzgeçten geçireceksiniz? "Bir iş yerinde hangi iş asıl iştir, hangi iş alt işverene devredilebilir? Bunun düzenlemesini yapacağız. Alt işverene devredilebilecek işleri devredeceğiz. Bu taşeron ancak böyle kurtulur ama asıl işi işverenin kendisi yapacak." dedi.

Şimdi, burada, bu düzenlemeyle -Sayın Bakan burada yok- Sayın Bakanın söylediğinin tam tersini yapıyoruz. Burada, asıl iş kalp ameliyatı ise burada kalp ameliyatını bir başka şirkete devrediyor özel hastane Sayın Başkanım. Bir özel hastane düşünün ki kurulmuş, bir kadrosu var ve SGK diyor ki: "Senin doktorlarının yüzde 80'i benim hastama da bakacak." Öyle bir an geliyor ki bu hastanenin canı açık kalp ameliyatı yapmak istiyor ama altyapısı buna müsait değil, diyor ki: "Tamam, ben asıl işveren olarak bu işi yapamıyorum, taşerona yaptıracağım." Kim taşeron? Doktoruyla, pompacısıyla, hemşiresiyle, her şeyiyle gelip o açık kalp ameliyatını yapacak olan şirket yani bir şirkete siz açık kalp ameliyatı yaptırıyorsunuz, örnek olarak söylüyorum veya bir yenidoğan yoğun bakım ünitesi kurmak istiyor. Para var ya, o para! Allah gözünü kör etsin. O parayı kazanabilmek adına diyor ki: "Koy üç tane kuvöz, getir bir tane şirket, içine bir yenidoğancı koysun, çocuk doktoru koysun, hemşire koysun, yenidoğan yoğun bakım ünitesini burası işletsin." Peki, işletti, bebeklere baktı. Sonra, anlaşamadılar, üç ay sonra ayrıldı. Orada etkilenen bebekler perişan olacaklar. Prematüre bir bebeğin bakımı bir ömür sürebilir veya kronik hastalıklara baktığında, kalp ameliyatı yaptığında bir ömür boyu o hastaya bakmak gerekebilir. Burada, siz, asıl asıl işi hastaneden alıyorsunuz ve alt işverene devrediyorsunuz. Bunu yapmamız doğru değil Sayın Başkan, değerli arkadaşlar. Bunu eğer burada yaparsanız... Diyecek ki arkadaşlarımızın bazıları: "Bu zaten yapılıyor." "Bu zaten yapılıyor." diyen arkadaşlarıma şimdiden sesleniyorum: Yapılan yanlıştır. Bugüne kadar yapılan yanlışı kanun olarak karşımıza getirmeniz de doğru değildir. Yanlışa yanlış diyelim, bugüne kadar yapılmışsa da bundan sonra yapılmasın. Buradaki ek madde 10, hem (a) bendi, hem (b) bendi doktorlara taşeron olarak çalışma imkânı veriyor, sözüm ona, tırnak içinde doktorun da gelirinin artmasını sağlıyor.

Efendim, bu Komisyon, bir doktor olarak söylüyorum, sadece doktorun haklarını değil, doktorlarla beraber vatandaşın da sağlık hakkını savunmak zorundadır. Bu uygulama doktorlara yarar gibi görünse de aslında onlara da yaramıyor ama onlar kendi iradeleriyle "Kardeşim, ben yapayım, sana ne!" diyebilir ama bunun uzantısı gelir halkı vurur, vatandaşı vurur, vatandaş da iktidarda kim varsa onu vurur.

O yüzden, bu düzenleme, benim otuz yıllık tıp anlayışıma uymuyor Sayın Başkanım, sizin de uyacağını zannetmiyorum.

Ayrıca, ilerleyen satırlarda, daha önce hekimin sigortalı olması, BAĞ-KUR'lu olması durumuyla ilgili bazı cezai müeyyideler var. Şu anda, önümüze gelen bir önergeyle, daha okunmamış bir önergeyle ek madde 10'un yürürlüğünün, yani şu anda konuştuğumuz bu maddenin yürürlüğünün 2008'e kadar çekildiğini görüyoruz eğer kabul edilirse bu iki önerge de. Yani diyorsunuz ki: "Bir, 2008'den bu yana özel hastanelerin ödemesi gereken bütün primleri affediyorum. İki, bundan sonra da yapılacak bütün işleri kanun çıkararak legalize ediyorum." Bakın, bunun sağlık ortamına vereceği zararları bütün sağlıkçı meslektaşlarım çok iyi bilirler.

Ben, bu çerçeveden bakmanızı istirham ediyorum. Bunun derhâl kaldırılması gerektiğini yani kabul edilmemesi gerektiğini söylüyorum ve uygulamanın da, yönetmelikle yapılan uygulamanın da SGK tarafından derhâl revize edilmesini istiyorum.

Peki, biz ne istiyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak? Yapılmasın mı bunlar kardeşim? Yapılacak ama adabıyla yapılacak. Yani bir özel hastane eğer açık kalp ameliyatı yapmaya karar verecekse oturup kadrosunu kuracak kardeşim. Bir özel hastane yenidoğan prematüre bebeğe dokunacaksa kadrosunu kuracak, devletle ancak bu şekilde iş birliği yapacak; yoksa, Ali'nin külahı Veli'ye, Veli'nin külahı Ali'ye, o öyle, bu böyle. Taşeronlaşmış olan sağlık sistemini hekim bazında da taşeronlaştırmış olacağız. Bunun vebali büyüktür. Sağlık sistemine yansımaları geri dönüşümsüz olarak tehlikeli olacaktır.

O yüzden, gelin buna bu güzel ortamda "Hayır" diyelim ve işimize bakalım, sağlığı da düzgün bir şekilde elbirliğiyle yoluna koyalım.

Teşekkür ederim.