KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyete saygı sunuyorum.

Garo Bey hep Bakan Bey'e güzelleme yaptığımız şeklinde bir ithamda bulundu. Ben de Bakanımıza bir tenkitle başlayacağım müsaade ederseniz. Bir saati aşkın süre icraatlarınızı anlattınız. Hakikaten istifade ettik, yüreğimiz kabardı, keyif aldık ancak bana göre yerelde çok çok değerli bir hizmeti maalesef ıskaladınız, aktarmadınız.

Ben Erzurum özeli için söyleyeceğim. Erzurum'da sizin yaptığınız, sizin müzaheretinizle gerçekleşmiş bir vilayet evi oldu. Zirvede, Palandöken'in zirvesinde bütün dadaşların yüreğine özel bir nokta koydunuz, bir muhabbet noktası. Bunu kayda geçmek lazımdı. 33 odalı bir hususi mekân. Kış turizmine katkı olacak, bundan dolayı minnettarız.

Tortum Şelalesi için çok özel bir düzenleme yaptınız, çok ciddi para harcandı oraya ve dolaylı olarak oralardan 5-10 bin kişi kazanç elde edecek.

Yine, Narman peribacaları için çok özel bir gayretiniz oldu, aktarımınız oldu ve size hususen teşekkür ediyorum ki çok nitelikli bir valimiz var. Gecesini gündüzüne katıp millet için gayret eden bir kardeşimiz var. Onun da ciddi gayretleri oldu.

Bir başkası, YİKOB kanalıyla -asıl bunu aktarmak lazım, kuvvetle muhtemel, 81 vilayetimiz için bunu yapıyorsunuz, Erzurum'da olanı söylüyorum- 4 tane fabrika yapıldı. Binlerce insan istihdam oluyor orada. Şu anda da 5 fabrika ilave yapılıyor. Valiliğin YİKOB bütçesinden bunlar yapılıyor, bundan dolayı teşekkür ediyorum. Tenkidim, keşke Değerli Bakanım bunları da oralarda aktarsak.

Şimdi gelelim, Erzurum'a has bir not düşmeye, Değerli Bakanım. 18 Eylül 1048 tarihi, Türk milleti için çok zirve tarihlerden birisidir, 18 Eylül 1048 tarihi, Pasinler Zaferi'nin gerçekleştiği tarih. Bizans'a karşı ilk galibiyetimizi aldığımız, Anadolu'da Bizans'ı alt ettiğimiz ilk zafer. Biz orada İbrahim Yenal komutasında daha önce bu topraklarda var olduğumuzu gösterdik ve Malazgirt'ten yirmi üç sene önce biz bu zaferi elde etmişiz. Milletçe bu topraklarda 1071'den çok önce vardık biz elhamdülillah, onun belgesidir 1048.

Bir nadan, bir millet cahili, bir tarih bilmez, dün Meclis Genel Kurulunda dadaşların ayranını kabartacak bir edepsizlik yapıyor.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Cahil sensin! Ben sana belgelerini sunarım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ve Erzurum için Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum Kongresiyle ilgili sözüm ona kayıt düşüyor.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Adam mısın sen?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nadanın önde gideni, dünya cahili diyor ki: "Efendim, Mustafa Kemal, Erzurum'da ve Sivas'ta." diyor "Kürdistan...

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Hepsinin belgesi var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, konuşmacıya müdahale etmeyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Kürdistan vilayetlerinde Erzurum ve Sivas'ta kongre yapmıştır." diyor.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes sırası geldiğinde görüşlerini ifade ediyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ve bu adamı ben bugün öğrendim ki...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsim kullanmadı.

Hepimiz temiz bir dille, saygılı bir dille konuşalım.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tarih öğretmenliğine de yazık ya yazık! Bu kadar mı nadanlık?

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Sen bilmiyorsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Temiz bir dille konuş.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bak, Erzurum tarihte hep Türk kentiydi, ilanihaye öyle olacak. Orada Kürt kardeşlerimizle asla ayrımız gayrımız yok. Senin zihnin lekelenmiş, senin zihnin bölücülükle dizayn edilmiş.

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, karşılıklı konuşmayalım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Seni kınıyorum, seni lanetliyorum, Erzurumlular adına lanetliyorum! Sen bölücüsün, sen bölücüsün!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar. Birbirimize saygı içinde görüşlerimizi ifade edelim, lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, temiz bir dille konuş!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bu güzel bir dil, bu onların anladığı bir dil. Şimdi...

(Gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Aydemir, konuşmanıza dönün lütfen.

Karşılıklı konuşmayalım, lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hatip temiz bir dille konuşuyor(!)

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Erol Hocam, ben...

Güzel Hocam, size her konuşmanızda, buradaki heyetin hepsi özel saygı duyduğumuzu söylüyoruz. Konuşmanızda Ayşe Hanım'ın ifadelerinden hareket ederek biraz böyle sert birtakım ifadeler kullandınız ve çözüm sürecine bir güzelleme yaptınız. Öyle değil mi? Size ben bir hadise anlatayım: Dün Dışişleri Bakanlığı bütçesinde Hişyar Bey gelmişti. Erzurum'da, ben 4'üncü sıra milletvekili adayıydım, onun amcasının oğlu da 5'inci sıra milletvekili adayıydı. Erzurum'da o dönem adaydık, 7 Haziranda. O çocuk Kürt, Şeyh Sait'in öz be öz torunu. Şeyh Sait'e artistlik yapıyor da "Şeyh Sait" diyor. Arkadaş, özbeöz torununa propaganda imkânı tanımadılar. (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen değerli arkadaşlar, hoşunuza gitmek zorunda değil, konuşmacıyı dinleyeceğiz. Sırası geldiğinde siz de görüşlerinizi ifade edeceksiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çözüm süreci...

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Ne konuşuyorsun diyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, sen bir daha onu ağzına almayacaksın. Erzurum'a bu iftirayı atan adam bunu yapamaz!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bir usulümüz yok. Değerli arkadaşlar, karşılıklı konuşma usulümüz yok. Sırası geldiğinde siz de görüşlerinizi ifade edeceksiniz. Lütfen...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli bakanım...

TULAY HATIMOĞLULARI ORUÇ (Adana) - Hakaret etme hakkınız yok.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Siz çözüm sürecinde...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kimse, kimseye hakaret etmemeli.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Hakaret ediyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Bakanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nasıl bir hakaret oldu, onu ben tam anlayamadım doğrusu, görüşlerini ifade ediyor.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Görüş değil, hakaret.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kime hakaret etti.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Kişiye hakaret var. Vekilimize hakaret ediyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Allah Allah... Görüşlerini ifade ediyor. Hoşunuza gitmeyebilir, katılmayabilirsiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - "Artistlik" hakaret mi ya?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size sıra geldiğinde siz de görüşünüzü ifade edersiniz. (HDP sıralarından gürültüler)

Buyurun Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Erol Hocam, size o zamana ait bir mevzu daha söyleyeceğim. Yani senin bilgini düzeltme adına söylüyorum, Erol Hocam sana saygımdan dolayı. O zaman Sayın Bakanımız bizim teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcımızdı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Dinlemeyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Teşkilattan sorumlu...

"Dinleme" değil mi? Nasıl? Demokrasi anlayışın bu değil mi senin?

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Saygısızlık yapmayın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, Değerli Bakanım, hatırlayacaksınız, Karayazı İlçe Başkanımızı. Çözüm sürecinde, bizim İlçe Başkanımızı aldı, götürdüler yarı beline kadar çukura soktular, arabasının içerisindeki Kur'an-ı Kerim'i, büyük Kur'an-ı Kerim'i aldılar, çocuğa ne işkenceler yaptılar, ben şahidiyim. Olayın birinci derecede aktörlerinden biriyim, şahidiyim. O, çözüm süreci güzellemesi yapıyorlar ya, Erol Hocam bilmiyor tabii. Erol Hocam, Doğubayazıt'tan örnek verdi, kuvvetle muhtemel...

(HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ya, müdahale edemezsiniz, lütfen bir dinleyin.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Doğubayazıt'ta...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Katılmak zorunda değilsiniz ama dinlemek zorundasınız, lütfen!

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Hakaret etti!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kim, kime, ne hakaret etti? (HDP sıralarından gürültüler) Olur mu öyle şey, görüşünü söylüyor. Kime hakaret etti, kime hakaret etti, lütfen ama...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Erol Hocam, ben çok saygılı konuşuyorum sana.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle yaparsak burada bu düzeni kuramayız. Usullerimize uymak zorundasınız, Komisyonun bir usulü var. Herkes sırası geldiğinde görüşünü ifade eder.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Katılmak zorunda değilsiniz.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Tutanaklara bakalım, hakaret etti. Taraflı davranıyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tutanakları getirin gösterin, nerede, ne hakaret edildiğini? Sonradan getirin gösterin bana.

Buyurun Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Beş dakika süre...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi de artıracağım bu müdahalelerden dolayı.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, şimdi, Değerli Bakanım, bunların demokrasi anlayışı bu. Karşı tarafa asla tahammül etmezler, hakikatlere bunların yüreği de kulağı da kapalıdır. Kaldı ki bir şey daha söyleyeyim, arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim, ben hep söylüyorum bunu. (HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakın, böyle bir usulümüz yok; lütfen, rica ediyorum artık.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, arkadaşlar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen, söz verdiğimizde görüşlerinizi ifade edeceksiniz, böyle bir usul yok, burası sohbet ortamı değil. Lütfen, rica ediyorum.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - 7/24 hakaret ediyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz şu anda sürekli yapıyorsunuz, farkında değilsiniz, lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz konuşurken de başkaları o zaman yapar, lütfen ama... Yapmayın bunu.

Sayın Aydemir, devam edin lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Çözüm sürecini anlatıyorum, çözüm sürecinde aday olduğumda yaşadıklarımı anlatıyorum, bundan niye rahatsız oluyorsunuz ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Allah Allah...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Allah Allah... Yok artık ya! Allah aşkına, olur mu böyle?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamam değerli arkadaşlar ben uyarımı yaptım, lütfen

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde... Erol Hocam tespiti doğru yapmış, o tespit üzere hareket ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız dün grup toplantısında da konuştu. Kürt sorununu biz çözdük, bitirdik, elhamdülillah. Kürt sorunu neydi? Bakın, ben, o gün Ulaştırma Bakanlığı bütçesinde konuşurken altını çizerek söyledim, Doğu Anadolu Bölgesi'nin bir milletvekiliyim ben. Bizim o bölgelere yapılan yollar 1'inci sınıf. Demin, Ekrem "Beş yıldızlı." dedi ya, beş yıldızlı yollar yaptık ki bütün Türkiye sathına yapılmış yollardan daha fazlasını yaptık. Problemdi, hizmet gitmiyordu; hizmet gidiyor. İnsanların kendilerini ifade etmesinde sıkıntı vardı -Bakanımız demiş de yanlış mı söylemiş- ama problem bitti, izale ettik gitti. Dolayısıyla böyle bir problem yok şu anda. Bu problem ne biliyor musunuz arkadaşlar? Kimilerinin zihinlerine raptettiği, kendilerine yol bulabilme adına, siyasette, siyaset kulvarında yürüyebilme adına Kürt'ü payanda etme hareketi. Yani birinin Kürt adına konuştuğunu duyduğum zaman zıvanadan çıkıyorum arkadaş ya! Kimsiniz siz ya! Ben onların oylarıyla seçilmiş, buraya gelmişim, onların temsilcisi benim. Kürt değilim ama Kürt kardeşim var burada, onların içinden çıkmış.

Ben bir şey söylüyorum Değerli Bakanım, ne dersek diyelim, elbette kalpler mühürlü oldu mu anlamazlar. Erol Hocam, yahu sadece ve sadece AK PARTİ'nin müşahidi olduğu için ağaca bağladılar, katlettiler garibimi; bir bakkal, köyde bir bakkal. Bakın, ben Erzurum'dan örnek vereyim: Bir yıl önce, Savcı Küçük diye bir belediye meclis üyemiz, Turnagöl diye köyümüz var Karayazı'da, oranın muhtarı, bir büyük vatansever, Kürt, esaslı bir Kürt, adamı 60 küsur yaşında katlettiler bir yıl önce. Bu mudur Kürt adına hareket etmek? Fazla değil, bir-bir buçuk ay önce hatta bir buçuk ay olmadı, Hakkâri'de yol yapan Kürt işçiler katledildi, zırnık sesleri çıkmadı. Bu mudur Kürt adına hareket etmek? Kürt'e eğitim vermek, Kürt çocuklarını eğitmek adına giden öğretmen katlediliyor, asla ve kata bir kınama yok. Buna biz isyan etmeyip kim etsin ya!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ek süre veriyorum İbrahim Bey, devam edin, lütfen toparlamaya çalışın.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Başkanım, tabii, ben burada bir şey söyleyeyim, arkadaşlar yanlış anlamasın; Cemal Bey bizim Komisyon üyesi ve onun kullanmadığı süreyi ben talep etmiştim. Dolayısıyla yani bir haksızlık yok, onu bilmenizi istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Eyvallah ama siz yine de en kısa sürede en etkili anlatırsınız.

Buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim, Bakanımız vukufiyeti yüksek...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - On dakikanın üzerine on dakika daha alınması ilk kez olan bir şey.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, yok, beş dakika alıyoruz arkadaşlar, dedik ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, yok, on dakika almadı. Normalde aslında o süreye ihtiyacı yok yani kesintilerden dolayı ek süre verdim kendisine.

Buyurun lütfen.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Geçerse ondan kullanayım dedim ben.

Şimdi, Bakanımız bu konuda ehliyetini, liyakatini, vukufiyetini ortaya koymuş bir büyük vatansever. Millet de yüreğini onun arkasına koymuş, ekibinin arkasına koymuş. Bütün bir kadro, Jandarma, Bakan yardımcıları, kim varsa hepsi milletin yüreğine girdi, bu mücadelede hakikaten bir büyük çığır açtılar. Bugün mesela bir şey söyledi, "52 katılım var. Geçen yıl 130 civarındaydı ve 52'ye kadar bu sayı indi." dedi. Bundan en çok kim mutlu oluyor biliyor musunuz Değerli Bakanım -gerçi siz biliyorsunuz çünkü sahada görüyorsunuz- en çok Kürtler mutlu. O garibim insanlar, o eşkıyanın tasallutundaki insanlar şu hâlden dolayı o kadar mutlular ki, çok sık bizi arıyorlar mesela. "Ya, Allah aşkınıza, bu mücadelede bir an bile geri durmayın, şu vicdansızları, şu imansızları bitirin." Kürt'ün talebi huzur, Kürt'ün talebi müreffeh bir zeminde yaşamak ve bunu da ak hareket başardı. Sayın Cumhurbaşkanımıza, size, kadrosuna şükran duyuyoruz seçmenlerimle beraber. Allah razı olsun, Allah önünüzü her daim açık eylesin. İnşallah, Cenab-ı Hakk'ın inayeti de bizim arkamızda; bu, tarihin gelmiş geçmiş en imansız yapısını bitireceğiz biz, bu bitecek, hiç bunların şansı yok. Dolayısıyla bundan dolayı teşekkür ediyorum.

Tabii, Değerli Bakanım, biz bunları söylüyoruz ama ben biraz önce tenkit bağlamında Erzurum için bir şey söyledim ama orada o bir 5 fabrikayla ilgili de bir talebim vardı, onu unuttum. Güzel Bakanım, orada bir 10 bin liraya ihtiyacımız var. Cansın Bakanım, onu unutmadan söyleyeyim de.

Bir ikinci talebim de burada...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün bu konuşma bunun için miydi ya!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Tamam, Değerli Bakanım, Allah razı olsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Sayın Aydemir, bir bağlayabilirsek çok sevinirim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hemen bağlıyorum.

Değerli Bakanım, bir arkadaşımız burada söyledi, galiba Olcay Bey söyledi; bu ehliyet affına dönük bir büyük talep var. Benim istirhamımdır sizden, bunu bir düşünüp -Olcay galiba söyledi bunu- buna dönük yardım talep ediyoruz ve dualarımız her daim sizinle. Allah'ın izniyle, bu milletten aldığınız dualar ilanihaye size yetecektir.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, çok teşekkür ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bir serzenişim daha var, onu da söyleyeyim. Burada vatanseverliğinden zerre şüphe etmediğim, çok iyi bildiğim, ağabey diye tavsif ettiğim, tarif ettiğim birtakım insanların da İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken bir özel kayıt düşmeleri lazımdı sizin mücadelenize dönük. Onu duymayınca ondan dolayı da böyle bir mutazarrır hâl gelişti bende; onu da söylüyorum, isim de açmıyorum.

Bütçemiz bereketli olsun değerli Bakanım. Allah'ın izniyle her şey güzel olacak; Allah'ın izniyle. Size hürmet ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun.

Hepinize saygılar sunuyorum.