| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun çalışmalarında uygulanacak usul ve esaslar hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 01 .12.2020 |
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Evet Başkanım.
Ben de ilk resmî toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Tabii, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni bir Komisyon ve bizler de bu Komisyonun ilk üyeleriyiz. Yeni şeyler söyleme, yeni başlangıçlar yapma ve iz bırakma anlamında da bunun önemli olduğunu düşünüyorum. İnşallah, bu, önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalar Komisyon üyelerine milletimize hizmet etme anlamında ve bu alana hizmet etme anlamında önemli imkânlar ve fırsatlar sunacak.
Tabii, yeni ve modern teknolojiler bizim hayatımızı şu anda tamamıyla etkiliyor. Dijital alanın, bugün, toplumsal ve politik oluşum ve tartışmaların odağında olduğunu görüyoruz. Onlar üzerinden siyaset yapılıyor ve bugün dijital alan artık siyaseti de eğitim öğretim alanını da sağlık alanını da medya alanını da ekonomi alanını da fazlasıyla etkiliyor. Bu geleneksel olarak bildiğimiz alanlar, artık zaman içerisinde işlevini yitirecek gibi gözüküyor. Yine, medya alanından örnek verecek olursak bugün gazetelerin her geçen gün okunma oranının düştüğünü görüyoruz geleneksel mecralarda. Yine, televizyondan haber alma yerine daha çok dijital ortamların ve dijital imkânların kullanıldığını görüyoruz. Bu, tabii, önümüzdeki dönemde dijital alandaki gelişmeler hem dünyanın toplumsal yapısında hem de bizim kendi ülkemizde hayatımızı da ciddi anlamda değiştirecek. Zaten bunun ilk izlenimlerini bugün hep birlikte görüyoruz ve yaşıyoruz.
Şimdi, az önce burada, işte televizyonun da dijital mecraya dâhil edildiği gibi bir bilgi söylendi. Aslında bugün "web.tv" diye bir TV ortamı var ve bunlar da yine TÜRKSAT üzerinden yayın yapıyorlar; daha doğrusu TÜRKSAT'a tabiler, RTÜK'e tabiler, internet üzerinden yayın yapıyorlar. Yani internet üzerinden yayın yapan bütün mecralar artık bizim alanımız yani televizyon da bunu dâhil, "web tv" de dâhil, internet siteleri de dâhil; yine az önce burada zikredildi, ekonomi alanındaki gelişmeler ve diğer alanlardaki gelişmeler de buna dâhil. İşte, bütün bunların hepsinin yönetilebilmesi, bu alana katkı sunulabilmesi anlamında Komisyonumuzun önemli bir işlevi olacak. Bu çerçeveyi ilk başta oturtmak... Tabii, bu, bizim ilk toplantımız, ilk toplantımız olması hasebiyle bu çerçeve üzerine biraz konuşmak aslında önemli ve anlamlı.
Deniz Bey az önce "Siyaset yapmaktan kaçınıyoruz." gibi bir cümle ifade etti. Burası, tam siyasetin yapılacağı yerlerden bir tanesi, siyaset yaparız, her zaman konuşuruz ama daha şimdi peşrev çekiyoruz yani önümüzdeki dönem de muhtemelen daha siyasi konularla ilgili de epey konuşmalar olacak.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de tam onu söylemeye çalıştım.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Evet.
Yani ilk toplantımız olması hasebiyle arkadaşlarımız da muhtemelen çok girmek istemediler ama ben şunu ifade etmek isterim tabii: Az önce "yasakçı" kelimesi kullanıldı. "Yasakçılık" kavramı bugün dünyada çok göreceli bir kavram yani kime göre, neye göre yasakçılık? Milletin hakkını koruma, devletin hakkını koruma, bu hukuku yerine oturtma anlamında bir çalışma yapıldı ve bu çalışmanın da bugün bir süreci yaşanıyor. Önümüzdeki dönemde bu süreç bize ne getirecek, ne götürecek, bunu göreceğiz. Dünyada hiçbir yerde, hiçbir ülkede hukuksuz bir şekilde bir mecranın, bir sürecin yaşanması mümkün değil. Eğer Facebook, Instagram, Twitter ya da diğer sosyal mecralar bizim ülkemizde bir faaliyette bulunacaklarsa, bir imkân elde edeceklerse bunun da elbette bir hukuka tabi olması kadar doğal bir şey olamaz. Bu hukuku koymanın ya da bu hukuku oluşturmaya çalışmanın "yasakçılık" olarak ifade edilmesi aslında bence biraz haksızlık çünkü baktığımız zaman, bugün, Türkiye'de faaliyet gösteren bu şirketlerin -az önce Başkanımız da ifade etti- bir temsilcilik açma noktasında bile direndiklerini, ülkemizi muhatapa almadıklarını gösteriyor. O zaman bizim de elbette hukukun gereğini yerine getirmek ve bu anlamda birtakım çalışmalar yapmak gibi bir hakkımız ve yükümlülüğümüz var diye düşünüyorum. Tabii, bu konu çok tartışıldı, biz bunu Mecliste de çok konuştuk, daha başka yerlerde de konuştuk ama geldiğimiz noktada, biz yasama alanını temsil ediyoruz; yasama alanı tarafından çıkarılan kanunlara herkesin uyması gibi bir sorumluluk var. Bu anlamda önümüzdeki dönemde de buna herkesin dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum.
Tabii, Komisyonumuzla alakalı konuşacak çok şey var, özellikle medya alanında. Bugün, bizim hayatımızda bize daha fazla dokunuyor özellikle siyasiler olarak artık herkesin kendi medyası var, kendi kullandığı bir alanı var, mecrası var; buradan doğan haksızlıklar, hukuksuzluklar var, iftiralar var, sıkıntılar var. İşte, bu alanlar nasıl yönetilecek? Bunlar hep bizim sürecimizde alanımız içerisine giriyor diye düşünüyorum; önümüzdeki dönemde bunların hepsini daha detaylı, daha ayrıntılı bir şekilde konuşacağız.
Ben, tekrar Dijital Mecralar Komisyonunun ülkemize, milletimize ve bu alana hayırlı olmasını diliyorum, bütün arkadaşlarıma da iyi çalışmalar diliyorum.