KOMİSYON KONUŞMASI

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Teşekkür ederim.

Öncelikle alt komisyonda da değinmiştik. Sayın Genel Müdürümüzün özel sektörden gelmesinin verdiği avantajı bugün sunumunda da bizzat sonuçlardan görebiliyoruz, o konuda da kendisini takdir ediyoruz çünkü 2017 ve 2018'de zararda olan bir kurum bugün itibarıyla kâra geçmiş görünüyor. Tabii, bu yeterli mi, değil mi; bu, ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husus.

Şimdi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2018 yılı raporunda "diğer öneri ve tavsiyeler, cevaplar" kısmında yer alan bulgu 5'te "tohumluk, damızlık ve diğer ürün satışlarından kaynaklanan gerçek ve tüzel kişilerden alacaklarının tahsili" önerisi yer almakta ve kuruluşunuz da cevabında, gerçek ve tüzel kişiliklerden alacaklarınızın zamanında tahsilinin hassasiyetle takip edilmekte olduğunu söyledi. Biz şu anda TİGEM'in 2017-2018 Sayıştay denetim raporlarını görüşüyoruz. Doğal olarak veriler de geçmişi yansıtıyor. Günümüz itibarıyla TİGEM'in gerçek ve tüzel kişilerden alacak toplamı ne kadar kaldı? 2018-2020 yılları arasında alacağın ne kadarlık kısmını tahsil edebildiniz? Bir de bu bulgu doğrultusunda TİGEM'in bazı alacaklarını tahsil etmesinin mümkün olmadığını, hatta alacak yerine tazminat ödemek zorunda kalacağınızı CİMER'e yansıyan bir vatandaş şikâyeti üzerinden anlatmak istiyorum.

Samsun Havza ilçesine bağlı Mesudiye köyünde hayvancılık yapan bir vatandaşımız TİGEM'in Karacabey Tarım İşletmesinden Mayıs 2018'de süt hayvancılığı yapmak üzerine 18 adet gebe simmental düve almış ancak on beş gün sonra aldığı gebe düvelerden 12 tanesi ölü doğum yapmış ve yapılan analizlerde hayvanların brusella hastalığı olduğu tespit edilmiş. Kuruluşunuz ilk olarak hayvanların satıldığına dair sağlıklı olduğunu iddia etmiş ancak vatandaş işin peşini bırakmayarak Ankara-Samsun arasında mekik dokumuş ve her defasında hayvanların hasta olduğunu ispat etmiş. Bu aşamaya kadar TİGEM sadece "Biz, sağlıklı hayvan verdik." savunmasını yaparken olayın CİMER'e de yansıması üzerine hayvanlardan kan örneği almaya razı olup vatandaşın zararını pazarlıkla ödemeye yanaşmış, hastalıklı hayvanları da Sivas'taki Et ve Süt Kurumu Kombinasında kesime göndermiş. Fakat işin ilginç kısmı burada başlıyor. Vatandaş yine işin peşini bırakmıyor, hayvanların sağlıklı olduğuna dair TİGEM tarafından kendisine gönderilen listedeki hayvanların kulak küpelerini Bakanlığın "HaySag" isimli mobil uygulamasında teker teker sorgulatıyor. TİGEM'in: "Aşıları tam, sağlık hayvanlar." diye gönderdiği listedeki hayvanların birçoğunun, hatta işletmedeki hayvanların bile zorunlu kesime gönderildiği ortaya çıkıyor, daha sonra konuyu Tarım Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına iletiyor.

Sorum şu: Bu konuyla ilgili müfettişlerin hazırladığı rapor sonuçlanmış mıdır, sonuçlandıysa vatandaşa satılan hastalıklı hayvanlar nedeniyle TİGEM ne kadar alacağından vazgeçmiş ve ne kadar tazminat ödemek zorunda kalmıştır? Ayrıca, bulgu 7'de TİGEM'in finansman sıkıntısı nedeniyle ticari banka kredisi kullandığı Sayıştay raporunda yer almıştır. Kuruluşunuzun bu öneriye "Mevcut stoklar hızla nakde çevrilerek yabancı kaynak kullanımı azaltılırken bir yandan da esas faaliyetlerin aksamasına meydan vermeden, azami tasarruf yapmaya gayret ettiği." cevabı verilmiş. Yine cevabınız içerisinde, 2018'de 59 milyon lira olan finansman giderleriniz, 2019'da 27 milyona -biraz önce de söylediğiniz gibi- 2020'de de 18 milyon civarına indirildiğinin başarısından bahsetmiştiniz, tebrik ediyoruz. Tasarrufla ilgili borcu yarı yarıya indirdiğinize göre TİGEM'de yıllardır israf edilen kaynaklar neler? Nelerden tasarruf ettiniz dolayısıyla, bu borçları bu şekilde indirme yoluna gidebildiniz? Tabii, bir yandan da kuruluşunuzda makam aracı alarak kullanılmak üzere 2020 model Mercedes Vito araç da tasarruf kapsamında mı kiralandı? Bu araçlara ne kadar ödeme yaptınız? Kiraladığınız bu araçlar dışında, 2020 yılında kaç araç kiralaması yaptınız?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Öztürk, Sayın Vekilim, ben bu öneriyle ilgili size söz vermiştim ama siz...

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - En sonunda öneriyle ilgili de görüşümü bildirip bütünü, hepsini de söyleyeyim diye düşündüm.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki peki.

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Ayrıca, sosyal medya hesabınızdan yaptığınız bir açıklamada "Karacabey Tarım İşletmenizde kombine verimli bir ırk olan simmental ve sütçü kapasiteye de sahip olan siyah alaca ırkıyla ilgili üstün vasıflı damızlık yetiştiriciliğimizi sürdürüyor, ülkemiz için de en iyisini üretmeye çaba harcıyoruz." ifadelerini kullanmıştınız. Takip ettiğimiz kadarıyla TİGEM'e bağlı kuruluşlarda brusella, tüberküloz ve üç gün hastalığı görülürken en çok zarar bruselladan dolayı yaşanmış son üç yılda 4.052 hayvan, hayvan hastalıklarından dolayı ya telef olmuş ya da zorunlu kesime gitmiştir ve bu zorunlu kesime giden hayvanların 2.027 tanesi yani yarısı TİGEM'in Karacabey Tarım İşletmelerinde tespit edilmiş. Bu konuyla ilgilide iki soru sormak istiyorum: İlki, TİGEM'in Karacabey İşletmelerinden son üç yılda hayvan hastalıkları dolayısıyla zorunlu kesime giden hayvan sayısı kaçtır? Karacabey işletmemiz brusellada rekor kırarken, siz sosyal medyada bu işletmeyi öven bir paylaşımda bulunuyorsunuz. İkinci sorum da işletme çalışanları size Karacabey hakkında yanlış bir bilgilendirme mi yapıyor, yoksa siz bu işletmeyi temize çıkarmak için böyle bir mesaj atma ihtiyacı mı hissettiniz?

Biraz önce de Ceylânpınar'daki göçer vatandaşlarımızla ilgili bahsettiğimiz konuya gelecek olursak bununla ilgili daha önceden İçişleri Bakanlığı ve Çevre Şehircilik Bakanlığıyla aynı zamanda Urfa Valiliği tarafından da buralardan çıkarmayla ilgili süreci neredeyse iki yıldır konuşuyoruz burada. Bununla ilgili ne safhaya geldiniz? Yani nedense bu Komisyon toplantıları zamanına yakın görüşmeler yapacağı hep söyleniyor ama bugünün Komisyon toplantısı bittiğinde bir sene sonraki Komisyon toplantısında da yine "Önümüzdeki bir ay içinde tekrar yeni bir görüşme yapacağız." şeklinde geçiştirme cevaplarla konu kapatılıyor gibi geliyor. Çünkü yıllardır artık bu konu özellikle TİGEM için bir kangren hâline geldi. Oradaki vatandaşların da sayısının çoğalmasının sebebini dışarıdan yeni bir göçer aldığından ziyade, 2007'den bu yana o bölgedeki insanların da nüfus çoğalma oranını da hesap edersek aile içinden yeni aileler çıkıyor, dolayısıyla nüfusun artışı bundan da kaynaklanabilir. Ama bir yandan orada hem işgalci pozisyonuna düşüp hem de bir yandan bahsettiğiniz gibi hayvancılıkla ilgili hastalıkların sürekli orada yansımasının sebebi de bu olabilir.

Bir de o bölgede bildiğim kadarıyla Antep fıstığı çalışmalarınız var, sunuda da hiç değinmemişsiniz. Antep fıstığıyla ilgili özellikle yıl içinde bazen fiyatlarda çok aşırı yükselmeler vesaire söz konusu olduğunda "TİGEM, bu konuyu, en azından fiyat dengeleme mekanizması olarak piyasaya girip piyasada bu konuda fayda sağlayabilir mi?" diye de merak ediyorum.

Teşekkür ederim.