KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Ben bilgilendirme amaçlı söyleyeyim, beton üretimi şöyle: Her firma bulunduğu bölgedeki agreganın veya kalkerin kalitesine göre, aynı zamanda o da yetmiyor, şimdi yapı kimyasalları var, o çalışacağı malzemeye göre kimyasalları da seçiyor. Yani bizim Bakanlığın şimdi, benim anladığım, tek kontrol ettiği şu: İşte, bu tabliyede C25 betonu dökülecek ya da C30 betonu dökülecek. Her beton santralinin kendine özgü miks dizaynı var, bu artık reçetelerde de yazılıyor. Yaklaşık 2.400 kilogramdan oluşur 1 metreküp, işte, diyelim ki bundaki su oranı 130-140 litre, mineral katkı şu kadar, kimyasal katkı bu kadar, agrega bu kadar, çimento miktarı bu kadar, o reçetede o yazılı. Dolayısıyla santral bazlı... Yani o reçeteyi kontrol etmeleri zor, İstanbul'da agreganın kalitesine göre, taşıma gücüne göre farklı çıkabilir, yoğunluktan giderse daha çok santraller kilogram üzerinden alır, mesela eğer oradaki taşın kalitesi granite yakınsa 2,4; kalkere yakınsa 1,7 yani hacimsel farklılıklar gösterebiliyor. Dolayısıyla, sadece sonucu kontrol edebilir. Yani C25 basınç dayanımları tutuyor mu, tutmuyor mu? Ama benim sorum şu: Şimdi, geldi, numuneyi de aldınız. Asıl sorun nerede başlıyor biliyor musunuz? İşlenirken, Sayın Genel Müdürüm. Yani biz, o C25 diye mikserden aldığınız, içine çip koyduğunuz betonun, kalıbın içine yerleştiği anda da aynı özellikleri taşıması lazım. Şimdi, biliyorsunuz slabları düşük olduğu için bu özellikle yüksek standartlı betonların, -C45, C50 türü- C35'in üzerindeki betonların işlenmesi zor. Zor olduğu için de ne oluyor? Tabliyede veya kolonda döküm yapılırken bir miktar su veriliyor. İşte, siz burada yoksunuz.

YUSUF ZİYA YILMAZ (Samsun) - Veya fazla vibrasyonla yapılıyor.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Vibrasyon yapsa canımıza minnet.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Su değil de kimyasal da ilave ediliyor.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Orada ne oluyor? Yani kıvamını, işlemesini kolaylaştırmak için, daha çok oradaki işleyen, eğitimi olmayan adamın inisiyatifinde. Yani eskiden, beri hani sektörlerden gelen arkadaşlar, buradakilerin çoğu bu betondan icat edilmeden yukarıdan bağırırdı, o eski domuz arabaları vardı, beton aşağıdan yürüdüğü zaman eğer düşükse elle işaret ederdi "Su ver." derdi. Neye göre verirdi? Ona göre, yani onun inisiyatifine kalmış. Şimdi, burada da o tür sorunları yaşamak mümkün. Zaman zaman şantiyelerde çok rastladığımız için yani ona dikkat edilmesi lazım. Bunun sonucu da şu, şunu kontrol edebilirsiniz: Karot alabilirsiniz. Yani en azından o katlardan bir zaruret getirirsiniz, dersiniz ki hiç olmazsa -Başkanım 3-4 tane karot numunesi yani- betonun numunesiyle yetinmeyip kolon veya kirişten, mesela, bir kolondan, bir kirişten, bir döşemeden 3 tane numune alarak, o zaman betonun yaşına göre birini 7, birini işte 21 birini 28'le kırabilirsiniz, mukavemetlerini kontrol edebilirsiniz. Yani bunun bence karşılığı o. Hani yerine yerleştikten sonra da....

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ BANU ASLAN CAN - Mevzuat aynen böyle Sayın Vekilim.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Ama ben mesela hiç karot alınıp incelendiği görmedim.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ BANU ASLAN CAN - Yedi günde ya da yirmi sekiz günde, değeri düşük çıkanda "Hemen, hadi yıkıyoruz." denmez. Proje değerlerini sağlayıp sağlamadığı, karot numuneleri alınarak tekrardan..

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Bu ikinci bir kontrol yani az bir düşük olanları siz...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ama başka bir şey ki bu. Başka bir konu.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Şöyle: Betonun, diyelim ki mikser numunesinde C35, C30 gibi çıkmışsa...

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Mikser numunesi iyi çıktı ama karotta farklı çıkabilir, kötü çıkabilir.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Düşük çıkınca yapılıyor.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Devamında özellikle demir. Biz, aslında demirin de yerinde olmasını istiyoruz. Şimdi, bu yapı denetim şirketleri, özellikle bu demirin teslimi konusunda belli sıkıntılar yaşanıyor. Yani betonun mukavemeti önemli. Tamam, dedik ki beton istediğimiz standartlarda oldu. Şimdi, devam ediyoruz, daha iş bitmedi. İşlenmesi de tamam, geldik donatıya. Donatı da bizim istediğimiz yerde olması lazım. Bunun da bir kontrolü gerekiyor. Bu yapı denetim şirketleri, yani bu konuda, aslında -ben zaman zamanda konuşuyorum- biraz daha bunların denetimini yükseltmek lazım. Zaman zaman bir şantiyeye gidip, işte, demir donatısı yerinde mi veyahut hani kolon etriye sıklaştırmaları -çok fazla detaya girmeden söyleyeyim- projede bizim öngördüğümüz yerde mi veya bağlıyorlar zaman zaman, atlamalı da bağlıyorlar, ona da girmeden onun da kontrol edilmesinde...

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ BANU ASLAN CAN - Çelik çubukla ilgili de bir çalışmamız var Vekilim ama yerinde uygulama...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Çelikle ilgili ben şunu söyleyeyim.

ULAŞ KARASU (Sivas) - Kaynağında demir çubuk lazım.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Abi şöyle: Demir çubuklarla ilgili çok problem yok. Türkiye çelik üretiminde dünyada belli bir sıralamada, yani o eskisi gibi değil. Dolayısıyla, daha o demir üretimi, haddehanelerde çok ciddi ihraçlar...

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - 8'inci sıradayız.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Yani, bence daha yukarıda biliyorum ama.

Sonuç itibarıyla şu: Yani o ilk üretimde zaten dünya standartlarında atma, kopma, çekme değerleri otomatikman, şeyin üstünde de yazılı artık, yani inşaata gelirken demirin üzerinde, her bağın üzerinde bir kimliği de var...

BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Etiketi var.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - ...etiketi de var. Oralarda da görülüyor. Yani orada çok ciddi problem olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla, benim sorum: En azından şu demiri de, yapı denetim şirketleri tarafından fotoğraflar mısınız, ne yaparsınız bilmiyorum ama orada bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

Biraz da hasar tespitleri konusu. Yani siz, tabii, depremde veya herhangi bir felaket anında bir tespite gidiyorsunuz. Hâlbuki, bundan öncesiyle ilgili yani bir şehri esas alıp bununla ilgili bir "master plan" hazırlayıp yani "Binaların durumu budur." diye bir çalışmanız var mı? Yani hakikaten, ben de teşekkür ediyorum. Yani İzmir depreminde bu tespitler konusu çok hızlı gerçekleşti, bunlar hakikaten, bir kangrene dönüşüyordu ama bu, malumun tespiti. Bir de hasar görmeyen binalar var veyahut da genel, bu işin insicamı nedir? Mesela, İzmir'de toplam kaç tane bina... Artık siz, onun şekil ve şemailinden "İşte, 3,6'ya şu kadar dayanır, 5'e bu kadar dayanır, 7'ye şu kadar dayanır." gibi bir çalışmanız var mı? Bence, bunu bir an önce yapmalı, çünkü depremden sonra 10 liraya mal ettiğinizi, depremden önce belki 1 liraya mal ederek bu işlerin altından kalkmak daha mümkün diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.