KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Genel Müdürüm, değerli konuklar; hepinize tekrar iyi akşamlar.

Şimdi, Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün yetki alanına giren konularla ilgili belli ki buradan çıkacak olan çalışmalarımız bir deprem odaklı dönüşüm yasasına dönüşecek ama onun dışında da tip imar yönetmeliğinde ya da dönüşüm odaklı yapılacak yapılarla ilgili uygulama imar yönetmeliklerinde de bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor.

Sizin bölümün konusu olduğu için, şimdi, mesela bu kısa kolonla ilgili subasman seviyesi 1 metre olan yerlerde arazi biraz da boşaltılarak bodrum kat da 1,5-2 metre açığa çıkarılıyor, sonra köprülü girişlerle binalara giriliyor. Şimdi, bu riskli yapılar yıkılıp yeniden yapılacaksa, bir, engellilerin girişi açısından ciddi sıkıntılar yaratıyor. Belediye diyor ki: "Buraya rampa yapacaksın." Vatandaş geliyor, oraya yüzde 50 eğimli bir tane rampa yapıyor. Rampayla vatandaş oraya tekerlekli sandalyeyle girecek. Komik çözümler çıkıyor. Bunlarla ilgili olarak bir bodrum katı var olan, iskân edilmiş olan, kat mülkiyeti de olan yapılarla ilgili dönüşümlerde bodrum katlarla ilgili kot meselesinde bir çözüm yapılabilir.

Bazı bölgelerde imar planlarında blok nizam üzerine veriliyor. Şimdi, riskli yapıların bulunduğu yerlerde yıkıp yeniden yapmada bir parsel içinde birden fazla blok olabilir ya da o verilmiş olan imar bloğunun ölçüleri deprem açısından uygun bir form da olmayabilir. Bu konularla ilgili belediyelere dönüşüm odaklı planlarda blokların metrekare artışı yapılmaksızın değişiklik yapabilme yetkisinin tanımlanmasının önemli olduğunu düşünüyorum.

Çatılarla ilgili piyesi söylemiştim. O konuda tekrar çatı katlarının yani yeni metrekare artışı getirilmeden dönüşümün finansmanı ya da güçlendirmenin finansmanında kullanılması için mutlaka bağımsız bölüm numarası alınmasının önemli olduğunu bir kez daha söylüyorum.

En temel sorun şu: Ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılmış, kat mülkiyeti oluşmuş yapılarda dönem içinde imar plan koşullarında meydana gelen değişiklik ya da yönetmeliklerden kaynaklanan değişiklikler yüzünden dönüşümün önündeki giderilebilmesi için yeni yoğunluk artışı getirmeden ama hak kaybı da yaratmayacak bir kolaylık konusunda yine uygulamayı yapacak olan ilçe belediyelere yetki verilmesinin doğru olduğunu düşünüyorum.

Toplulaşmayı teşvik edici, toplulaşmayla birlikte işte yolları azaltıcı, yeşil alanları ve donat alanını artırıcı plan çözümleri konusunda da yine kolaylaştırıcı bazı çözümlere ihtiyaç var.

İstanbul Otopark Yönetmeliği sürekli erteleniyor. Bakanlığın yetkisinde olan bir konu, yine ertelendi. Bakın, arkadaşlar uygulama şansı yok bu yönetmeliğin. Uygulama şansı olmayan bir yönetmeliği düşünüyoruz, getiriyoruz, çıkarıyoruz; ondan sonra altı ay erteliyoruz, bir sene erteliyoruz, yine ertelendi. Bu düzenlemenin içinde kesinlikle otopark yönetmeliklerinin de girmesinin yani binalarda yapılacak olan otoparkların mutlaka uygulamayı yapacak olan, denetimi yapacak olan yerel belediyelerin görüşlerinin alınarak -mesela Fatih gibi yani küçük parsellerin yoğun yerler yani Bayrampaşa- 100-150 metrekare tapu alanı olan parsellerde nasıl bu işler çözüleceği konusunu konuşmamız gerekiyor.

Yine, imar transferleri konusunda kolaylaştırıcı bir çözüm getirmek gerekiyor yani dönüşüme tabi olmayacak olan alanlarda eğer biz orada kat sayısını azaltmak istiyorsak buradan elde edilecek olan imar transferinin başka bir bölgeye gidebilmesi konusunda da bir düzenleme yapmak gerekiyor.

Şimdi -konu sizi ilgilendirdiği için- sit alanlarıyla ilgili de şunu söyleyeyim: Sit alanlarıyla ilgili Sarıyer'de Fatih Sultan Mehmet ve Baltalimanı Mahalleleri 6306 sayılı Yasa'ya göre riskli alan. Şimdi, riskli alan olan yerlerin mülkiyeti kamu arazisi, imar planını Bakanlığın yapması gerekiyor fakat Bakanlık burayla ilgili bir plan yapmadı. Yapmadığınız gibi 2004 yerel seçimlerinden önce çok ciddi de bir kaçak yapılaşma oldu. Gecekondunun üzerine bir kat daha yapıldı. Herkes imar barışından yararlandı. Kaçak yapılarda oturan malik sayısında da bin küsur bir artış meydana geldi yani dönüşüm biraz daha zorlanmış oldu.

Şimdi, burada bir eleştirimi yapmak istiyorum. Bakanlık tarafından riskli alan ilan edilen bir bölgede gerekli imar planını yapmadığınız için imar planına dayalı mülkiyetin tesisi de söz konusu olamıyor ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Müdürlüğünün -benim de meslektaşım olan çok sayıdaki mimar ve şehir plancısı- Eyüp ilçesindeki Kemer Yapının 350 bin metrekarelik yeşil alanı ve spor alanını niçin imara açtığını ve bunu yaparken de mahkemenin iptal kararından dört gün sonra yeni planı nasıl askıya çıkardığını da açıkçası merak ediyorum -merak etmiyorum da- bu meseleyle ilgili Bakanlığın nitelikli, yetişmiş, gerçekten fedakâr kadrolarını buna mahkûm eden anlayışı da buradan eleştirmek istiyorum yani mahkeme bir planı iptal ediyor, iptal edilen plan dört gün sonra askıya çıkıyor. 6306 sayılı Yasa'ya göre riskli alan ilan edilen bir bölgeye sekiz senedir plan yapamıyoruz ama bir spor alanı, burası 350 bin metrekare -350 dönüm- golf sahası, bu, özel bir şahsa ait... İmar artış vergisinin birincisinden muaf değildi ama iptalden sonra ikincisi çıktığı zaman yasa çıkmıştı. Nasıl? Bu işler Bakanlık açısından hiç iyi olmadı. En sonunda da zaten burası... Yani bunlar tabii üzerinde çok konuşmamız gereken konular. Yani bir spor alanı ipotek gösterilerek yüz milyonlarca dolarlık bir kredi kullanılıyor, o kredi batığa dönüşüyor. Şu anda Ziraat Bankasının elinde 350 bin metrekarelik bir golf sahası var. Biz dönüşüm için de yılda 1 milyar lira bir para koyabiliyoruz Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesine. O nedenle, bu plan anlayışıyla birlikte hem kamu bankalarının kaynaklarının riskli yapıların dönüştürülmesi hem kentlerde yıkılma tehlikesi olan, kentlerde çöküntü alanların iyileştirilmesi konusunda siyasi bir iradenin mutlak kullanılması gerekir. En büyük dileğimiz ve temennimiz... Bu Komisyonu çok önemsiyorum, çok değerli uzmanlar var. Bayındırlık Bakanlığı olsun, Ulaştırma Bakanlığı olsun, Afet İşleri Genel Müdürlüğü olsun, MTA olsun, Rasathane; her biri gerçekten çok başarılı binlerce teknik insanın çalıştığı kurumlar. Belki de bu kurumların üzerindeki şeyi biraz açmak gerekiyor, bu kurumları daha özgür çalıştırmak gerekiyor. Buralarda oluşmuş olan birikimleri -bu yapılmış olanlara değil- yeni yapılacak olan alanlarla ilgili de açmakta fayda olacağını düşünüyorum.

Tabii, finansmanın yönetimi ve finansman modelini çözemezsek gene eski şeye geliriz. Belki biraz sonra Sayın Tapu ve Kadastro Genel Müdürümüz de burada olacak, ona ilişkin de bazı önermelerimiz olacak ama finansmanı kamu bankalarıyla uzun ölçekli, faizsiz ya da çok düşük faizli krediyle çözemiyorsak o zaman biz teknik olarak burada bu dönüşümün maliyetini karşılayacak bazı imar hareketlerini konuşmak zorunda kalırız.

Sayın Başkanım, size düşen en önemli sorumluluklardan bir tanesi, bu riskli yapıların dönüştürülmesiyle ilgili eğer kamu bir finansman ayıracak ve bunu da vatandaşlara uzun vadeli kullandıracaksa o zaman biz buraya dönelim; hiçbir imar artışına, yoğunluk artışına, hiçbirine girmeden bu sorunun çözülmesi konusunu konuşalım. Ama bunlar sağlanamayacaksa o zaman bu tabutlarda şu anda yaşayan insanların bu riskini azaltmak için bizim ara çözümleri de konuşmamız gerekir. Yani bu konuda Komisyona Maliye Bakanlığı ya da ilgili bakanlıkların, Hazinenin bir biçimiyle bir yol göstermesi lazım.

Teşekkür ederim.