RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Ben, tabiatıyla, konuşmanın tamamını dinleyemedim, sonradan geldim ama öncelikle, bana iletilmiş bir şeyi Radyo Televizyon Üst Kurulundan birisi varken kayda geçsin diye söylemek istiyorum. Dün bir grup engelli derneğini kabul etmiştik parti olarak. Sanıyorum grubu olan diğer siyasi partileri de ziyaret etmişler. "RTÜK'ten bir ricamız var." dediler: Bir görme engelliler vakfı adına para yardımıyla insanların bağımsız hareket edebileceğine dair "Tünelin ucundaki ışık" diye paraya dayalı bir reklam spotu döndüğünü, bundan rahatsız olduklarını, bunun kendilerini rencide ettiğini, görme engelliler için veya diğer engellilikler için, diğer dezavantajlılar için ilgili bir Bakanlık olduğunu ve bu Bakanlığın imkânlarıyla bunların sağlanabileceğini, bunu RTÜK'e iletip iletemeyeceğimizi sormuşlardı. Ben bunu şu sebeple söylüyorum: Bu da bir şiddet. Yani, insanlar hayatlarındaki bir yoksunluk veya eksiklikle ilgili -bu fizyolojik olabilir, duyusal olabilir- böyle bir suistimal veya kullanılma hissine kapılıyorlarsa bu da kötü ama RTÜK için tabiatıyla söylenebilecek çok şey vardır ama kurumlar siyasi oldukları zaman buraya gelen arkadaşlara, sınıfta öğretmenler yapar ya, sınıfta devam çok azdır, 5 kişi vardır, başlar, "Nerede öbür arkadaşlarınız?" Onun için değil ama ben bu görme engelliler derneğinin... Görme Engelli Avukatlar Derneğiydi. Bildiğim kadarıyla diğer partileri de gezdiler. Sanıyorum ki o partilere de iletmişlerdir ama burada o kabulde bulunan arkadaşlar olmayabilir diğer siyasi partilerde. Bu tür para toplama yoluyla, "Tünelin sonundaki ışık" vesaire gibi ifadelerle kendi mağduriyetleri üzerinde bir duygusal sömürüyle beraber tacize uğradıklarını ve bundan hoşlanmadıklarını söylediler. Ben bir RTÜK yetkilisi olarak size bunu aktarmış olayım. Arkadaşlarım da durumdan haberdar olsunlar ama kadına şiddet konusunda RTÜK'ün çok iyi bir süzgeci olmadığı herkesin malumu. Bunun farklı sebepleri olabilir. Reklamlar dâhil buna. Televizyonlardaki diziler, filmler vesaire. O bakımdan, umuyor ve diliyoruz ki atamalar siyasi olsa bile duruşun kadın veya insan üzerine olması gerekir ama maalesef ki Komisyonumuz bile öyle, çağırırken kimin, niye çağrıldığı hâlâ tartışmalı isimler vardır.

Teşekkür ediyorum.