| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | DSİ Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Kasap'ın, Tarım ve Orman Bakanlığınca depreme hazırlık kapsamında yürütülen çalışmalar, doğal afetlerle mücadele çalışmaları, DSİ bünyesindeki hizmet tesislerinde yapılan deprem analizleri ve barajların depreme karşı dayanıklılığı ile sonuç ve değerlendirmeler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .12.2020 |
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Devlet Su İşlerimizin değerli yöneticilerine de Türkiye Büyük Millet Meclisine hoş geldiniz diyorum.
Çok önemli bir cumhuriyet kurumu, son derece başarılı işler yapmış bir kurum. Yani başta Atatürk Barajı olmak üzere; Karakaya, Keban gibi Türkiye'nin hem sulama hem enerji ihtiyacını büyük oranda gideren büyük tesisler yapılmış. Yanılmıyorsam, Atatürk Barajı 50 milyar metreküpe yakın bir su rezervine sahip.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - 48,7 milyar.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Evet, çok büyük bir baraj.
Şimdi, bir kuraklığın içinden geçiyoruz. Afet ve depremlerle ilgili önemli tehditlerden bir tanesi de insanların afet sonrasında kullanacağı içme ve kullanma suyuyla ilgili tedarik. Bu konuyla ilgili yasa gereği Türkiye'de bütün yerel yönetimlerin içme ve kullanma suyunu, endüstrinin ihtiyacı olan suyu temin etmek ve bunu şehirlere ulaştırmak size verilmiş durumda, bu yetki sizde. Bununla ilgili de gerekli barajları, su toplama rezervuarlarını, göletleri yapma yetkiniz var.
Şimdi, tabii, bu Komisyonun ana amaçlarından bir tanesi de işte, Marmara'yı etkileyecek olan büyük İstanbul depremi öncesinde ve sonrasında alınacak tedbirleri konuşmak, ki bunlardan bir tanesi İstanbul'un su ihtiyacının giderilmesiyle ilgili çalışmalar. Bugün itibarıyla, baktım, İstanbul'da rezervuarlarda bulunan su miktarı barajların yüzde 22,4'üne düşmüş durumda. Ocak ayı içinde bu bir miktar daha düşecek, herhâlde yüzde 16-17'lere kadar gelecek ve gerçekten ondan sonra yani Allah'tan yağmur beklemenin dışında bir seçeneğimiz kalmayacak.
Şimdi, şunu soracağım: Yani siz Devlet Su İşleri kökenlisiniz, çok değerli bir kurum, okul gibi yani. Ben Teknik Üniversiteliyim; Teknik Üniversite ne ise, ODTÜ ne ise Devlet Su İşleri de o değerde bir kurum.
Şimdi, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın hemen yakınında bulunan Melen Çayı'nın üzerine bir baraj yaptınız. 2014 yılında başladı çalışmalar ve 2018'de de su tutmaya başlayacaktı. Şimdi, 1.300 metre uzunluğunda, sıvılaşma ihtimali yüksek, mansap ve özellikle mansabın barajın yapıldığı zaman iki yanındaki yamacın davranış özellikleri birbirinden farklılık gösteren, su tutma kapasiteleri zayıf olan bu yerde yani nasıl olur da Devlet Su İşlerinin bütün bu teknik kadroları, silindirle sıkıştırılmış 1.340 metre uzunluğundaki bir baraj inşaatına, yukarıdan gelen telkinlere ve zorlamalara direnemediniz? Şimdi, bu gerçekten... Çünkü burada bilim var, burada mühendislik var. Zemin özellikleri farklılık gösteren sıvılaşma eğilimi olan yerde, zemin güçlendirilse bile bu uzunluktaki silindirle sıkıştırılmış bir beton baraj gövdesinin, 675 milyon metreküplük su rezervinin basıncına nasıl dayanacağını öngöremediniz.
İki, şimdi bu barajın arkasında kil çekirdekli bir dolgu yapacaksınız, kalker ya da taş dolguyla barajın olası sıkıntılarını gidermek için bir dolgu yapacaksınız. Bir depremde önde silindirle sıkıştırılmış olan bir baraj gövdesi, arkasında da kil çekirdekli bir dolgu... Bu farklı hareket ederse... Orada dünyadan kötü örnekler verdik yani Allah göstermesin bu bize de başka bir sıkıntı yaratır mı? Ya, bu konuyla ilgili mühendisler arasında farklı görüşler var yani bir beton, silindirle sıkıştırılmış beton yüzeyi ile bir dolgunun aynı çalışamayacağı, farklı özellikler göstereceğine ilişkin. Bazı bilim adamları da diyorlar ki: "Ya, bunun en doğrusu, yıkılıp buraya yeniden kil çekirdekli, daha geniş bir tabana oturan yapının yapılması." Gerçekten çok övünç duyduğum bir kurumla ilgili Sayın Bakana... İsmini de Ilısu Barajı'na vermişsiniz, keşke o baraj gövdesindeki çatlaklara ismi verilseydi daha doğru olurdu, tarihe geçerdi yani. Burada bu Kurum buna neden direnç gösteremedi?
İkincisi de endişelerim konusunda... Bu silindirle sıkıştırılmış baraj gövdesi ile dolgunun, birbiriyle depremde nasıl davranışlar göstereceğini analiz ettiniz mi? Yabancı firmalarla, teknik firmalarla çalıştığınız biliyorum ama bize de bilgi verirseniz teşekkür ederim.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Şimdi, Sayın Vekilim, tabii, baraj tipini belirlerken pek çok faktörlere bakıyoruz öncelikle. Yani oradaki ihtiyaca göre baraj yüksekliğini falan belirliyoruz ama ondan sonraki işte, bizim topoğrafyadaki formasyon artı -bunların hepsine baktık- zemin emniyet gerilmesi en önemli faktörler. Bunlara bakıyoruz, ondan sonra da hangi baraj tipini yapacaksak eğer, onunla ilgili malzeme var mı ona bakıyoruz. Yani Melen Barajı, ilk planlama esnasında kil çekirdekli kaya dolgu olarak düşünülmüş aslında ama o bölgede yapılan çalışmada uygun evsafta kil bulunamamış, yine, uygun evsafta kaya da bulunamamış. Dolayısıyla ön yüzü beton kaplı kayaya dönülmüş, onda da birtakım engeller oluşmuş, işte, yamaçlarda -biraz önce sizin de dediğiniz gibi- dolgu baraj yaptığınız zaman dolu savağı sağ veya sol tarafa almak zorundasınız. Oradaki kazı derinliği çok belirgin değil. Ne yapılması lazım? İşte, bunun en emin yolu, dolu savağın gövdenin üzerine alınması. Bu da ya SSB dediğimiz silindirle sıkıştırılmış beton ya da "hardfill" dediğimiz beton barajlar yine gündeme geliyor. Bütün bunların çalışması neticesinde SSB'ye karar verilmiş ama SSB, ülkemizde başarıyla uygulanan bir metot.
Ayrıca, yine bu planlama çalışmaları esnasında hangi barajda olursa olsun oradaki sondajların da ne yapılacağı belli aslında. Bu sondajlar bize o aşamada çok fazla sıkıntı yaratmamış, o sondajlardan aldığımız veriler. Zaten biz bunu o zaman görmüş olsaydık gerekli tedbirler alınırdı. Neticede "talveg" dediğimiz dere veyahut da akarsu tabanı ile sol sahilde yine sorun yok, sağ sahilde biraz sıkıntı var. Bizdeki çatlaklar da esasen baktığımız zaman 3 tane çatlak. O çatlaklar esas -siz de bilirsiniz- derz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Dilatasyon.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Dilatasyon, onları biz veriyoruz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Ama öngörülemeyen bir şekilde büyümüş tabii.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Tabii, bu kadar uzun bir beton dökerseniz, beton istediği yerden çatlamasın diye biz oraya dilatasyonu veriyoruz ki buradan ayrılsın. Bizim öngördüğümüzün biraz üzerinde geliştiği için burada hem ölçüm cihazlarına baktık, yetinmedik; bu konuda, barajlar konusundaki dünyaca en bilinen firmalarla ve projecilerle bir araya geldik ve dolayısıyla... Bir de şuna da bakmak zorundasınız: Hızlı bir şekilde yine İstanbul'a bu tesisi kazandırma noktasında...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Ama kuraklık geldi.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Yani şimdi, tabii kuraklık ayrı bir konu, onu da anlatayım.
Bu çalışmalar neticesinde biz buna karar verdik. Burada önemli olan, su yükü altındaki kaymayı engellemek. Dolayısıyla da arka tarafına bir dolgu yaparak bunu neticelendireceğiz. Buradaki kaya dolgu, kil çekirdekli değil de kaya dolgu yapıyoruz ve bir de oradaki vana odası kısmı var, vana odasının da engellenmemesi için o kısmı da "hardfill"le geçiyoruz. Bu şekilde yaklaşık yedi sekiz ay gibi yoğun çalışmalar neticesinde biz buna karar verdik ama yine bizim iş programımıza göre 2022 yılının sonuna kadar biz bunu bitirmeyi hedefliyoruz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Başladı mı çalışmalar?
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Tabii, tabii çalışmalar başladı, bu yıl içerisinde başladı, 2022 yılı sonunda da bitiriyoruz. O çatlaklar içerisinde aslında epoksiyle, vesaireyle falan da kapatılabilir ama biz yine de orayı da bir membranla kapatarak kesinlikle içerideki galerilerde suyun girişini de engellemeye çalışacağız, genel dizaynımız bu. Ama buna üzerinde her türlü analizler yapılarak karar verilmiştir, İSKİ Genel Müdürümüzle de bir araya gelindi, onlar da bir...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Depremde 2 farklı yapının nasıl davranacağına ilişkin simülasyonlar yapıldı mı?
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Tabii, onların hepsi yapıldı, herhangi bir sıkıntı yok onlarda, 3 boyutlu analizleri yapıldı, herhangi bir sıkıntı görülmedi. Bize göre bir problem yok ama tabii, kuraklık noktasında tabii ki zaman zaman kuraklığı yaşıyoruz, hemen hemen her on yılda bir bu kuraklık yaşanıyor. Bizim hesaplarımıza göre İstanbul'da üç ay kadar daha su var ve zaten ekim, kasım aylarından itibaren yağışlarla beraber su toplanıyor ve dolayısıyla bundan sonra da herhangi bir sorun olacağını düşünmüyoruz, yani aralık, ocak, şubat aylarında mutlaka gelen yağışlarla o şeyi dolduracağız. Ama bizim için önemli olan öncelikle Melen ve ondan sonra da yine diğer yapacağımız barajlarla... İSKİ Genel Müdürümüzle bir araya geldik, onlar da katkı verdiler, hangi barajlarda ne yapacağız, ne kadar su toplayacağız, birlikte çalışmaya başladık, yani onların da bize vereceği katkılar var şüphesiz. Dolayısıyla el birliğiyle, sadece Melen'le yetinmeyeceğiz, diğer barajları da peyderpey devreye alacağız. Ama İstanbul için öngördüğümüz, işte 2024-2025 yıllarından önce Melen'i bitireceğiz.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet, teşekkür ediyoruz.