| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | DSİ Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Kasap'ın, Tarım ve Orman Bakanlığınca depreme hazırlık kapsamında yürütülen çalışmalar, doğal afetlerle mücadele çalışmaları, DSİ bünyesindeki hizmet tesislerinde yapılan deprem analizleri ve barajların depreme karşı dayanıklılığı ile sonuç ve değerlendirmeler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .12.2020 |
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de çok teknik konulara girmeyeceğim ve uzun uzun da sormayacağım sorumu, çok kısa ve net 2 soru sormak istiyorum.
Yani biz burada, afetlerin insan yaşamına etkisini ya da onları nasıl önleyeceğimizi, ne kadar az zarar ve kayıpla atlatabileceğimizi araştırmak için bir Komisyon olarak çalışma yapıyoruz ve deprem üzerine ya da işte sel felaketi de bunlardan biri. Şunu da biliyoruz ki birçok çalışma da doğayı olumsuz etkilediği için yani o ekosistemin düzenini bozduğu için yine insan yaşamını aslında yok etmekle yüz yüze bırakıyor ve bu çerçevede de o bölgedeki birçok endemik bitki örtüsünün ve o bölgede yaşayan diğer canlıların da yok olmasına neden olabiliyor. Barajlar da HES'ler de bunlardan biri; depremler kadar doğaya, insanlığın geleceğine yönelik zararlar verebiliyor.
Kendi ilimle ilgili bir soru soracağım: Erciş Zilan Deresi'nde yapılan bir HES var. Danıştayın kamulaştırma kararını durdurmasına rağmen, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle acilen bir kamulaştırma yapılarak özel şirkete, yine, ÇED raporu olmamasına rağmen,, Bakanlığın "ÇED raporuna gerek yok." kararıyla bu barajın yapımına başlandı. Orada bir tarih de yok ediliyor. Yine, o bölgedeki birçok endemik bitki ve yine Türkiye'de sadece Van'da olan inci kefali türü balığın da zarar görebileceği birçok kurum ve çevre kuruluşlarınca da ifade ediliyor.
İkincisi: Hasankeyf de on bin yıllık bir tarih... Evet, biz yaşama sadece ticari yönüyle mi bakacağız, sulama ve enerji olarak mı bakacağız? Bir tarihi, insanlığı yok etmiyor mu?
Zilan Deresi'yle ilgili şunu söyleyeyim: "DSi'nin ya da özel şirketlerin de özel firmaların da yaptığı HES'leri aynı şekilde bütün koşullar çerçevesinde denetliyoruz." dediniz ya, Zilan'da Bakanlığın ÇED raporu kararı gerekli değildir kararını, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ya da açıklayın? Çünkü soru önergesi verdik, buna yanıt alamadık.
Yine, dediğim gibi, bir taraftan sadece afetler yok ederken bir taraftan da barajlar, HES'ler, RES'ler, JES'lerle yok ediyoruz. Geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini, ekosistemi, doğayı biraz daha koruyarak bu çalışmalar yapılamaz mı diye sorayım?
Bir sorum daha var: Tarım ve Orman Bakanlığıyla ilgili bu afet müdahalesinden bahsettiniz. Yine, Başkale depremiyle ilgili söyleyeyim. Evet, orada da binlerce hayvan telef oldu, aynı zamanda binlerce hayvan bir kış boyunca 100 metrekarelik çadırlarda muhafaza edilmeye çalışıldı ve birçoğu da o kış boyunca yavrulama sürecinde telef oldu. Bir kış daha geldi. Tarım ve Orman Bakanlığı... Köy hizmetleri bünyesinde sonuçta bir üretim var, hayvancılık var ve bu ülkenin ekonomisine de katkısı var. Depremzedelerin kendi koşulları o hayvanlarını korumaya ya da barınak yapmaya yeterli değil. Bu yönüyle Tarım ve orman müdürlüğü buna yönelik nasıl bir destek sunmayı düşünüyor bu kış? Bununla ilgili bir bilginiz varsa, yoksa yazılı olarak da bildirebilirsiniz.
Teşekkür ederim.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Ben şey bilgisini vereyim Sayın Vekilim.
Başkale depreminde ben de gittim orada bulundum beş gün kadar. Orada, Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili müfettişleri devreye girdiler hemen. Tarım il müdürlüğünün bütün personeli devreye girdi ve Başkale'nin bütün köyleri, bütün haneleri gezilerek telef olan hayvanların tespitleri yapıldı.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Özür dilerim, bir parantez açayım. Küpesi olmayan ya da sigortası olmayan hayvanların da zararı karşılanmıyor. Bu konuda da oradaki halka ya da mağdur olan köylüye bir destek sağlanamaz mı? İlla sigortası mı olması gerekiyor hayvanların? Çünkü birçok köylü yeni aldığı için ve sigortasını yapamadığı için, şimdi o zararını da maalesef alamıyor, karşılayamıyor. Bununla ilgili bir çalışma yapılamaz mı?
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Oradaki, tarım il müdürlüğündeki görevli kişiler zaten oradaki şeye vâkıf insanlardı. Yani kimin ne kadar, neyi var belli. Burada, tamamen beyana esas bir çalışma yapılırsa inanılmaz bir hayvan sayısı çıkacak ortaya. Dolayısıyla, oradaki küpe, gerçekten oradaki hayvanları belli ediyor. Bir de hayvanların gömülmesi de yine tarım il müdürlüğü ekiplerinin bünyesinde gerçekleşti. Ne kadar hayvan gömdükleri belli zaten, sayısı belliydi.
Şimdi, bakıyorsunuz, işte, bin tane hayvan gömüldü ama beyanlara bakıyorsunuz, 10 bin tane yani orası da tutarsız. Dolayısıyla orda da bir haksızlık olacak. Yani gerçekten mağdur olan kişilerin hakkını vermek lazım. Bir de çok ses getirip de aradan şey yapanlar olacak.
Diğer konuda, orada, o esnada 314 tane çadır kurulmuş zannediyorum, deprem esnasında değil mi? Küpe zorunluluğu da mevzuat gereği yapılmak zorunda yani onu ülkemizin her yerinde yapmak zorundalar, böyle yani.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Bunu yapmayanlar zaten belirli birkaç aile. Hani, bu konuda bir şey yapılamaz mı diye sormak istiyorum, zaten bütünen değil.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Devlet Su İşleri olarak bunda çok fazla şey değilizde.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Yok, yok, ben bizim o köyün hizmetleriyle ilgili sorunumuzdan kaynaklı sordum.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - HES'lerle alakalı olarak kamulaştırmada, tabii, bu mevzuatın içerisinde sadece Devlet Su İşleri yok. EPDK kamulaştırmaları yapıyor, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da ÇED'le ilgili süreci yönetiyor. Bütün bu saydığımız, sizin sorularınız hep o bakanlıklarla alakalı. Yani kamulaştırmalar EPDK tarafından tamamlandıktan sonra ruhsatlandırıyoruz. "ÇED gerekli değil." kararı çıkana kadar Çevre ve Şehircilik bünyesinde, ondan sonra bize geliyor. Sonra biz inşaat kontrolünü yapıyoruz ve tabii, sonrasındaki süreci de valiliklerle beraber yürütüyoruz. Dolayısıyla, yani o esnada yapılan şeyler çok fazla dâhilimiz yok.
Hasankeyf konusunda, tabii, Ilısu Barajı yapıldı. Hem stratejik konumu var hem de 1.200 megavat kurulu gücüyle Atatürk Barajı'ndan sonraki en büyük ikinci baraj niteliğinde, şu ana kadar da sene başından bu yana 1,9 milyar ülke ekonomisine katkı sağladı. Yani Ilısu Barajı, harcadığımız parayı altı sene içerisinde kendisi çıkarıyor. Yani gerçekten bu ülkenin bu paraya da ihtiyacı var. Bizim çok fazla kaynaklarımız yok, doğal kaynaklarımız yok.
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Şimdi, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir tarih de var.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - O tarihte de Sayın Vekilim, yani gerek Zeynel Bey Türbesi gerek Koç Camisi veya tüm eserler...
MUAZZEZ ORHAN IŞIK (Van) - Türbe taşındı sadece. Bir cami ve türbe. Doğal yani on bin yıllık bir tarih su altında.
DSİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI OĞUZ KASAP - Yani o eserler de en güzel şekilde, hiçbir zarar vermeden Yeni Hasankeyf'e taşındı. Yukarı Hasankeyf zaten olduğu gibi korunuyor.