KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar ve basın mensupları; hepinize saygılar sunuyorum.

Sayın Başkanım, tekrar teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için.

Ben Adalet Komisyonunda hukuki bir ukalalık yapmak istemem...

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Estağfurullah.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - ...yanlış konuşmak istemem; herkes konuyu gayet iyi biliyor.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Maliyeciler var aramızda, maliyeyle karışık bugün.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben biraz eski bir maliyeci olarak uygulamayla ilgili, maliyeyle ilgili sorunları gündeme getirmek istiyorum en azından tutanaklara geçirmek açısından çünkü konuyla ilgili sorunlar daha çok uygulamayla ilgili yani bizim mevzuatla ilgili de sıkıntılarımız var, evet; FATF'ın raporunda belirtildiği üzere bazı sorunlar, sıkıntılar var ama uygulamayla ilgili de sorunlar var. Biliyorsunuz, OECD bünyesinde kurulu FATF, bizim de burayla ilgili yükümlülüklerimiz var. Bugün itibarıyla bu kanunun çıkmış olması lazımdı aslında gri listeye alınmamamız için. Önümüzdeki hafta çıkaracağımıza dair bir söz verdik ama onun haricinde şöyle bir sorun da var: 12'nci maddede -Sayın Emre de konuşmasında belirtti, ondan sonra da konuşuldu mu bilmiyorum ama- en önemli konulardan biri, bu, "PEPs" yani "politically exposed persons" denilen siyasi nüfuz sahibi olan kişilerle ilgili konu çok önemli bir konu; yine, raporda belirtilmiş vaziyette. Öyle bir eksiklik var, bunun dikkate alınması lazım. Yani "Üst düzey bürokrasi, yöneticiler ve siyasetçilerle ilgili para akımlarının da bildirilmesi gerekir." diyor.

Bir diğer konu, özellikle maliyeyle ilgili: Şimdi, geçenlerde çıkardığımız bir kanunda servet affı da geldi; 6'ncı defadır çıkarıyoruz. Aslında onunla ilgili olarak Türkiye'ye yabancı para getirilmesi hâlinde ya da servet unsurlarının getirilmesi hâlinde hiçbir vergi almayacağımızı belirtiyoruz. Bu konuyla ilgili FATF'a sorulmuş Maliye Bakanlığı tarafından "Böyle bir kanun çıkarıyoruz, bir mahsuru var mı?" denmiş, onlar da "Yoktur." demişler. Ama şöyle bir durum var: Bizim 28'inde çıkan tebliğimiz -ki daha önce tebliğlerde tebliğler sorulmuyor- kanuna aykırı aslında. Yani sadece sistem içerisinden gelen para değil de fiziki olarak gelen servet unsurlarını da biz dâhil ediyoruz. Dolayısıyla fiziki olarak gelmesi demek bu para sistemi içerisinde olmadan gelmesi demek; daha sonra dâhil oluyor ama kaynağı belli olmadan gelmesi demek. Yani bu sonradan sorun çıkarabilir, bunu tespit ederlerse Türkiye için sorun olabilir, sıkıntı olabilir. Bu önemli bir konu "PEPs" konusuyla beraber.

Bir diğer konu da -MASAK Başkanımız burada- Sayın Başkanım, şimdi, bu uygulamayı yapacak olan kurum MASAK, Maliye Bakanlığına bağlı. MASAK 1990'larda kuruldu, 1990'lardan beri faaliyette. Şimdiye kadar rapora istinaden yaptığı tek bir işlem yok, mal varlığına el koyma yok yani sonuçlandırılmış bir tek işlemi yok. Onun haricinde, bu sene içerisinde 70'i uzman olmak üzere 115 çalışanı şu anda yargıda, dolayısıyla çalışamayacak bir vaziyette. Bilmiyorum, MASAK Başkanı bilgi verirse memnun oluruz ama şu anda MASAK çalışamayacak vaziyette, yani bu kanun değişikliklerini yapıyoruz ama uygulamasını yapamayacak vaziyette. Dolayısıyla uygulamasını yapamayacaksak, şimdiye kadar da sonuçlandırılmış bir tek rapor yoksa bu işleri yapmamızın çok anlamı da yok. Yani biz sadece 18 Aralığa yetiştirmek için bu işlemi yapıyoruz, gri listeye girmemek için yapıyoruz. Tabii ki yapmamız lazım, bizim de desteklememiz lazım, bu konuyla ilgili Türkiye'nin mağdur olmaması lazım ama uygulamaya yönelik de bu işlemlerin yapılması, doğru dürüst yapılması lazım. Eğer -sizin dalaletinizde soruyorum- MASAK Başkanımız MASAK'ın durumuyla ilgili bilgi verirse de memnun oluruz.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.