ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - 1990 yılında MASAK mali suçlarla ilgili yetkilendirilmiş bir kurum olarak faaliyete başladı ancak bizim gerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'muz gereğince gerekse Türk Ceza Kanunu kapsamı içerisinde "MASAK'a şüpheli işlemler noktasında suç duyurusunda bulunup bu manada el koymayla beraber daha sonra müsadere edilen, cezanın içerisinde eriyen birçok husus var. Bunların FATF raporlaması noktasında bir idari mekanizmayla beraber denetimi ve raporlanması noktasında eksiklik." diyor. Yani yoksa MASAK'ın şüpheli işlem noktasında suç duyurusuyla beraber soruşturma, kovuşturma, daha sonra ceza verilen, müsadere edilen birçok mal varlığı var. Dolayısıyla bunun, FATF'ın beklediği şekilde bir idari mekanizmayla takibi, raporlanması ve bunun bildirilmesiyle ilgili bir eksiklikten bahsediyor. İnşallah, bu yasamızla beraber bizim o idari mekanizmanın Denetim ve İşbirliği Komisyonuyla beraber daha sistematik bir şey hâline gelecek. Yoksa geçmişten bugüne birçok ceza yargılaması sonucunda el konulan mal varlığı da var, bunu da ifade etmek isteriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Var mı, var mı Abdullah Bey? Müsadere edilmiş var mı hakikaten? Yok diye biliyorum.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Konseye bildirmediniz ama değil mi?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, konseyle alakası yok onun.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Hayır, hayır şeye daha doğrusu FATF'a; o anlamda söylüyorum.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bildirildi. Bakın, hayır yani tamamen onların beklediği, diğer Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, sizin bir idari mekanizma olarak da sadece mal dondurmayla ilgili bir sistem kurmanız lazım ama bugüne kadar bizimki tamamen yargılama sistematiği içerisindeydi. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu gereği içerisinde gerek MASAK'ta gerekse soruşturma konusu yapılan işlemler var, o daha sonra da müsadere hâline gelmiş ve cezanın içinde erimiş. Bunu bağımsız bir el koyma, mal varlığı dondurma şekliyle beraber raporlanamadığından bahisle "Bir iç mekanizma kurun." diye talepte bulunuyor. Dolayısıyla "Bugüne kadarki bu cezalandırmada hiç olmamıştır." diye bir şeyi de benim kabul etmem mümkün değil; onu ifade etmek istedim Bülent Bey.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama olmamış yani.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ceza verilmiş ama el konulmuş.