KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Komisyon, değerli üyeler; öncelikle iyi çalışmalar diliyorum.

Dün, tabii ki bütçe görüşmeleri nedeniyle katılamadık, toplantının başını izleyemedim ama kanun teklifini detaylı bir şekilde okudum dün gece ve sadece bize yansıması kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanına ilişkin önlemler. İçeriğine baktığımız zaman ise yine geniş kapsamlı bir düzenleme içeriyor ve birçok madde de açıkçası, özellikle 2018 sonrası süreçte çok tartışma konusu olan, İçişleri Komisyonunun gündemine gelen, geri çekilen, tekrar geri gelen derneklerle ilgili, sivil toplum örgütleriyle ilgili düzenlemeler var ve terörün finansmanıyla ilgili. İşte, bu kaynakların belirlenmesi, bizim de tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler bağlamında da gerekli düzenlemelerin yapılması noktasında bir düzenleme içeriyor ama tabii, bu sürecin iyi değerlendirilip kapsamlı bir hazırlanma aşaması gerekiyor, önemli ve hassas bir konu. Mülkiyet haklarıyla ilgili önemli düzenlemeler var baktığımız zaman. Bir nevi, açıkçası, İçişleri Bakanlığının kapsamına giren ve gördüğüm kadarıyla da burada tali komisyon olarak İçişleri Komisyonu belirlenmiş ama yasal bazı önlemler ve cezai hükümler gerektirdiği için Adalet Komisyonunun gündemine gelmiş yasa. Burada İçişleri Komisyonunun da ve bu yasanın ilgili taraflarının da gerekli katkılarının yansıması gerekiyor bu yasal düzenlemeye, burada büyük bir eksiklik görülüyor. Bütçe görüşmeleri devam ederken bırakın yasanın kamuoyuyla detaylı tartışılmasını, Parlamentomuz içerisinde dahi bu alanda çalışan uzmanın, ilgili komisyonun ya da milletvekillerinin dahi bilgisi olmadan, ülkemiz açısından ve Parlamentonun en asli işlevi olan bütçe görüşmelerinin son gününde Komisyonun gündemine gelmesi çok büyük bir eksiklik. Belki daha detaylı ve kapsamlı bir çalışma süreci öngörülmeliydi.

Şahsen ben Avrupa Birliği alanında çalışıyorum ve birçok konuda da Avrupa Birliğiyle ilgili çalışmalarda Komisyonlara katkı sunmaya çalışıyorum. Mesela, Dışişleri Komisyonunun da sürece katılması belki gerekebilirdi burada çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyiyle ilgili düzenlemelere uyumlaştırmayı içeriyor. Bu süreci işletemedik ve gerçekten dün gece ve bugüne yansıyan, belki yasaklamaların olduğu bir dönemde burada, Mecliste sessiz bir ortamda yasa görüşülüyor ama gerçekten önemli etkileri olacak bir yasa; öncelikle bu eksikliği dile getirmek istiyorum.

Yasanın içeriğine baktığımız zaman ise değerli milletvekilleri, değerli teklif sahipleri; gerçekten, burada, İçişleri Bakanına ve İçişleri idari yapısına muazzam bir yetki var ve Bakanın tek başına dahi yetkili olduğu, karar verdiği, süreci başlatabildiği, cezai hükümlülük verebildiği, görevden alabildiği bir süreç var derneklerle ilgili özellikle, sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili. Bunun iyi değerlendirilmesi gerekiyor çünkü bizim taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalarda önümüze çıkabilecek maddeler var burada. Ben Avrupa Birliğiyle ilgili kısma bakacağım çünkü Avrupa Birliği bize Mali Eylem Görev Gücüyle ilgili bazı uyarılarda bulunmuş, ben onları dile getireceğim.

Temel hak ve özgürlükler noktasında ciddi kaygıların olduğu ve bunun da zaten Hükûmet tarafından da kabul edilip bir reform sürecinin başlatıldığını da hepimiz biliyoruz. Özellikle toplanma, gösteri yürüyüşü, ifade özgürlükleri, paylaşımlarımız, söylemlerimiz, dile getirdiğimiz fikirler gerek Meclis içinde gerek toplumun dile getirdiği fikirler ya da yaşanan süreçlere hepimiz şahidiz, ki Adalet Komisyonu üyeleri bunun en önemli şahitleri. O nedenle burada bu noktalarda bir reform süreci başlattık biz ve en önemli reform sürecinin temelinde adalet sistemimizin reformu var; bunun temelinde de ifade özgürlükleri, temel hak ve özgürlükler, mülkiyet hakları var. Bence burada o reform sürecini başlatmışken burada biz yine belli kararları İçişleri Bakanına ya da mülki idare amirinin iznine vermek bizim karşımıza yine sorun olarak çıkabilir.

Avrupa Birliği 2020 Raporu, bu anlamda çok önemli bir kaynak bizim için. Yapacağımız düzenlemelerde neleri öncelemeliyiz? Burada karar birimleri çok önemli yani süreci başlatacak olan adil yargılama. Teröre iltisak edenler ya da teröre kaynaklık eden o transferleri yapanlar için bizim ceza hükümlerimizde zaten bir cezası var bunun. Masumiyet karinesi ve yargı süreci, adil yargılama ve sonuçlanması, gerekli cezai yaptırımların yapılması... Bu yasanın arka planında dernekler...

Gerçekten, bu dönem Bakan Yardımcımız Sayın Ersoy'la da çok karşı karşıya geldik komisyonlarda. En son İçişlerinden alınıp Plan ve Bütçede bir torba yasayla derneklerle ilgili, o verilerle ilgili düzenlemeleri, ki Kişisel Verilerin Korunması Kanunu var, buna rağmen biz bu düzenlemeyi yaptık ve rapor da bizi "Siz Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nu Avrupa Birliği uyum mevzuatı olarak çıkardınız ama siz yaptığınız bütün yasal düzenlemelerde Kişisel Verileri Koruma Kanunu'na aykırı düzenlemeler yapıyorsunuz." diye uyardı. Ki yaptık Dernekler Kanunu'nda ve karşımıza çıktı.

Şimdi, burada da aynı şekilde ama burada daha ciddi, mülkiyet hakkı ve hani, burada, İçişleri Bakanının, sanki, bize, Meclise göndermiş olduğu bir yetki talebi gibi geldi bana, ben okuduğum zaman özetinde. Yani bu, İçişleri Bakanı, derneklerle ilgili sıkıntıları var, terör, uyuşturucu, transferler, bunlar zaten cezai hüküm gerektiriyor ama burada, satır arasında bir mesaj veriyor olarak ben algıladım bütününü okuduğum zaman en baş cümlesinden en son cümlesine kadar. Avrupa Birliği, uyum raporlarında bizi uyarıyor, diyor ki: "Zaten, temel hak ve özürlükler ve adalet sisteminde gerilemeye gidiyorsunuz ve yaptığınız çalışmalar da uyum göstermiyor. Bu noktalarda politika oluşturmalısınız, önemli istatistikler toplamalısınız." Yani buna bir ihtiyaç var mı? Neden birden bu yasa hızlıca Meclis gündemine geldi? Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi... Biz zaten Birleşmiş Milletlerin üyesiyiz. Neden bu kadar yıl sonra bu yasa gündeme geldi, bunu tartışmalıyız. Yani böyle bir ihtiyaç mı var, bir veri mi var elimizde bu derneklerle ilgili yani transferler mi var?

Suç şebekelerinin çökertilmesi, suçtan kaynaklı mali varlıklara el konulmasına ilişkin bir düzenleme, evet, iyileştirme gerekiyor ama nasıl bir iyileştirme? Bağımsız, adil yargılama süreci ve suçun tespiti, ispatı ve sürecin adil şekilde başlatılması mı? Buna dikkat etmemizi istiyor.

Mali Eylem Görev Gücü "FATF" dediğimiz ortak değerleme raporuna ilaveten "Kara paranın aklanması, terörizmin finansmanının yasal çerçeveyle iyileştirme." Evet, burada da bir düzenleme gerekiyor ama dediğim gibi, nasıl bir düzenleme? Bunu da Komisyonun bilgisine sunuyorum, Komisyon üyelerinin, teklif sahiplerinin bunun değerlendirmesi noktasında. "Siber suçlar, mali varlıklara el koyma, tanık korumaya ilişkin mevzuat" evet, burada bir iyileştirme ama yine aynı noktaya geliyoruz. Burada tamamen, topyekûn mülki idare amirinin ya da İçişleri Bakanının yetkisinde değil, onun adil yargılanma sürecinin başlatılması ve adil yargılama süreci sonrasında da derneğin faaliyetleriyle ilgili, Ceza Kanunu'muzun gerektirdiği düzenlemelere yönelik suçun ispatı, ceza hükmü sonucunda da zaten yapılması gereken aşamalar belli. Zaten, derneklerin kuruluş aşamasında ve üyeleri noktasında da bu çalışmayı yapıyoruz biz, yapılması gerekiyor zaten.

EUROPOL'le ilgili: Sayın Bakan, biliyorsunuz, vize muafiyeti uyumlaştırması noktasında bizim en kritik noktamız EUROPOL yani Türkiye ve Avrupa Polis Teşkilatındaki uyumlaştırma. Burası bizim en sıkıntılı alanımız. Diğer sıkıntılı alanımız da terörün tanımı. Bu noktalarda ciddi eksiklikler var ve biz bunu uyumlaştırma sürecindeyiz şu an, Avrupa Birliğiyle bir müzakere sürecindeyiz. Burada da ciddi sorunlar yaratabilir bu. Bu tür bir faaliyetin içinde olması ve terör tanımı çünkü çok geniş -işaretledim ben burada- diyor ki: "Böyle bir faaliyette bulunması." gibi. Nasıl bir faaliyet? Zaten, bu sıkıntılı bir süreç yani biz bunu tanımlayamadık henüz hâlâ. Her türlü faaliyeti o terör tanımı içine koyabiliriz, her türlü dernekler ve derneklerin, bildiğiniz üzere, sivil toplum kuruluşlarının uluslararası kurumlardan aldıkları fon ve bağışlar çok ciddi, bunlar çok önemli kaynaklar bizim için, resmî bunlar, devletlerin anlaşmalarıyla elde edilen fonlar. Bunun kapsamını genişletip faaliyeti bu alanın içine katmak gibi ucu açık ifadeler var yasa teklifinde. Bunların belirginleşmesi gerekiyor. Belki, terörle iltisakı ispatlanmış dernekler için bunlar yapılabilir ama burada çok ucu açık, "herhangi bir faaliyetin herhangi bir mülki idare amirinin." Yani, biraz, objektif kriterlerden çok subjektif değerlendirmelerin de içine girebileceği düzenlemeler var burada. Bu tür riskler yaratabilir bu ve bizim başlatacağımızı söylediğimiz reform sürecinde de bize ciddi ve raporlara da yansıyan geri gidişler olarak dönebilir diye ben uyarmak istiyorum. Subjektif nitelemeleri burada kaldırmamız gerekiyor, ucu açık, belirginleşmeyen nitelemeleri kaldırmamız gerekiyor çünkü uluslararası fonlar, katkılar, Avrupa Birliği, dünyanın birçok kurumunda bu tür ilişkiler var ama bunların takibi, tespiti zaten devletlerarası ilişkilerle belirlenmiş fonlarda ya da resmî kanallar aracılığıyla başvuru yapılan; kendi tarafından gidip bir fon alma gibi bir durum yok. Buna da dikkat etmek gerekiyor. Ölçülebilir, orantılılık ilkeleri... "Her türlü belgeyi isteyebilir." diyor mesela. Gelip her türlü belgeyi isteyebilir. Kayyum atanabiliyor. Bunların dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Terörün tanımı gibi çok önemli, ciddi bir sorun hâlâ... Ki bu bizim taahhüdümüz, biz devlet olarak taahhütte bulunduk, biz bunda bir düzenlemeye gideceğiz ama bu bir kısır döngüye döndü ve bunu tamamen belirleyemedik ve şu an zaten ülkemizde terörle iltisakı, terörün tanımı kapsamının içine girip bize gerçekten, uluslararası anlamda itibar kaybettiren ve maalesef, ulusal düzeyde de hak gaspları olan durumlarla karşı karşıyayken, yani bu temel yapısal sorunu biz adalet sistemimizde çözmeden bu tür bir yasayı onaylamamız daha da ciddi sorunlar yaratabilir ve daha büyük kaygılar yaratabilir diye iletmek istedim. Dediğim gibi, orantılılık ilkesini ve belirginlikleri dikkate almanızı sunuyorum.

Yine, Avrupa Birliği müktesebatıyla uyumlu bir mal varlığı geri alım birimi kurulması gerekiyor. Yani bizim bu tür, uluslararası anlamda ciddi düzenlemeler gerektiren alanlar, iyileştirme gerektiren alanlar varken bu yasanın gündeme gelmesi ve sanki tamamen İçişleri Bakanlığının bir talebiymiş gibi, bize, Meclise sunmuş olduğu bir talepmiş gibi bunu değerlendirmenin ve böyle bir yasayı detaylı düşünmeden geçirmenin ciddi kaygı yaratacağını düşünüyorum.

Söz verdiğiniz için ben teşekkür ediyorum.