| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 43 Milletvekilinin; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/3261) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 19 .12.2020 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu maddeyle, Dernekler Kanunu'nun 32'nci maddesinin (k) bendi değiştiriliyor, fıkraya bent ekleniyor, bir de maddeye fıkra ekleniyor ama genel itibarıyla baktığımız zaman, yine cezacı bir yaklaşım. Hapis cezası 32'nci maddede "üç aya kadar" iken "üç aydan bir yıla kadar" hâline getiriliyor; yani, buna neden gerek görülüyor? Bir zayi belgesi alınacak ve bundan sonra da 5 binden 20 bin liraya kadar bir idari para cezası öngörülmüş, yine bu miktar çok yüksek. Yine, 21'inci madde için 5 bin liradan 100 bin liraya kadar idari para cezası getiriliyor; çok, arada 20 kat fark olan, azami ve asgari anlamda aşırı bir fark var. Marj çok geniş, bunun daraltılması lazım. İdareye çok ciddi, geniş yetki veriliyor.
Yeni bent ihdasıyla, 7 bin lirayı aşan her tür işlemin banka ya da PTT kanalından geçirilmesi lazım. Bu neden 7 bin lira olarak belirlenmiş, ben bunu Abdullah Bey'e sormak istiyorum. 5 bin de olabilirdi, 10 bin de; niye 7 bin lira? Ve buna ayrıca yüzde 10 oranında bir idari para cezası takdir edilmiş, getirilmiş. Hep cezacı yaklaşım, hep "İdari para cezası verelim..." Yani, insanları gerek hapis cezasıyla gerek idari para cezasıyla terbiye etme amacı getiriliyor.
Bir de yine son fıkrada, görevinden ayrılmayan ya da yazılı uyarıya rağmen görevine devam edenlere 1.500 lira idari para cezası var.
Yani, dediğim gibi, bu kanun teklifi ve çoğu maddesi açıkça cezai tedbirlerle insanları sivil toplum örgütlerine üye olmamaya zorlamak anlamına gelmekte diyorum.
Teşekkür ederim.