| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper İlki'nin depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremlerin zararlarının en aza indirilmesi için alınması gereken tedbirler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .12.2020 |
NECİP NASIR (İzmir) - Hocam, sunumunuz için teşekkür ediyorum.
İlk başta hemen "1975 yönetmeliği" deyince ben "Evet" dedim. Sunumda da ifade ettiğiniz gibi, İzmir depreminde aslında yıkılan yapıların hepsi, bildiğiniz gibi, 1975 yönetmeliğine tabi yapılardı. Sunumda da ifade ettiğiniz gibi, bir sürü uyumsuzlukların bir araya gelmesinden kaynaklanıyordu. Ben de orada görevliydim. Yani görevli derken, on beş gün sürekli sahadaydık. Hatta Barış Apartmanı'nda Kentsel Dönüşüm Genel Müdürümüz Vedat Gürgen'le bizzat Barış Apartmanı'ndaki etriyeleri kontrol ettik. Etriye sıkılaştırmaları mükemmel yapılmıştı. O bölgede yıllarca ben de inşaat yaptım. "Pump" derdik, sıkı beton gelsin diye, biliyorsunuz hazır beton yoktu, beton hataları vardı. Daha önce biliyorsunuz zemin etütleri olmadığı için zemin etütleri yapılmadan yapılmıştı. Bir sürü bu hataların haricinde 75 yönetmeliğinin çağrıştırdığı bende bir şey oldu, ondan hemen elimi kaldırdım. Oradaki yıkılan binaların ortak bir özelliği vardı Hocam. Bizim İzmir'de de bir konsol çıkmalarımız var meşhur "kapalı çıkma" diye tabir ettiğimiz, bir o. Bizim 75 yönetmeliğinde yanlış hatırlamıyorsam "Güçlü kiriş, zayıf kolon." anlayışı o dönem mevcuttu. Ondan ziyade, yıkılan binaların en büyük ortak özelliği hepsinin altının dükkân olmasıydı. Yani 75 yönetmeliğinde düzensizlik hesapları yoktu, yumuşak kat hesabı yoktu, döşeme düzensizlik hesapları yoktu. Yani tabii öyle olunca da biz dedik ki "Bir sürü yanlış üst üste gelmiş, zemin etüdü yok, elle dökülen betonlar..." Ama şunu da burada ifade edeyim, ben de inşaat mühendisiyim. Türkiye'de bu Yapı Denetim Yasası çıkmadan önce İzmir İnşaat Mühendisleri Odasının İzmir'de yaptığı denetimlerde çok büyük başarılı çalışmaları olmuştur, bunun da hakkını teslim edelim. Bunu burada ifade etmek istiyorum ama orada bu yumuşak kat hesabının olmaması yani düzensizlik hesapları "A1, A2" diye, sonra "B1, B2"lerin... Komşu katlar arasındaki yumuşak kat... Bu bir yerde de "Ya, biz mühendisler olarak acaba yıllarca yanlış şey mi yaptık?" diye de bizde tereddüt oluşturdu. Tabii ki zemin, betonun uygun olmaması, bir de bu yumuşak kat hesap, düzensizlik hesaplarının olmaması sorun yaratmıştır diye düşündük. Bilmiyorum, yani onların da etkisi var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
TÜRKİYE DEPREM VAKFI YÖNETİM KURULU ÜYESİ PROF. DR. ALPER İLKİ - Ben çok teşekkür ediyorum.
Yüzde 100 söyledikleriniz doğru fakat şunu düşünürseniz, daha evvelki depremlerle de birleştirirseniz ve oradaki diğer yandaki bina, bir sonraki bina, bir arka sokaktaki bina da aynı yönetmelik ve aynı felsefeyle yapıldığını düşünürseniz aslında yönetmeliğin kurallarına uyduğunuz zaman... Şimdi, etriye sıklaşması var evet bazılarında ama kancası 90 derecedir, 135 değildir. Çirozu yoktur, 25/80, 25/100 kolonlar hepsi yıkılanların. Çiroz yok, bir tane çiroz göremezsiniz. Şimdi, dolayısıyla kısmen uyuyor ama bir taraftan da bazı şeyler uymuyor. O yüzden yumuşak kat olup yıkılmayan bir sürü bina var. Şimdi, söylediğiniz doğru 75 yönetmeliği hiç şüphesiz mükemmel bir yönetmelik değildi, öyle olsa 98 ve sonraki yönetmelikler çıkmazdı. Ama esas vermek istediğim şey şu: 75'e siz bu binalar biraz olsun uysaydı majör konularda, çirozmuş, kancaymış... O söylediğiniz kusurlar belki yapıda biraz daha hasara sebep olacaktı ama can kaybına sebep olmayacaktı. Yani yüzde 100 uygulanıp da can kaybına neden olan bina görmedim diye ben aslında başta söylemek istedim, onun da arkasındayım ama hiç şüphesiz tabii ki yönetmeliklerimiz gelişiyor, bu da doğru.
NECİP NASIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum.