KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Başkanım, teşekkür ederim.

Sunum için de teşekkür ediyoruz.

Şimdi, odanız yok.

İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI TAHİR TELLİOĞLU - Hiçbir şeyimiz yok.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Ben şimdi oda isimlerini sayıyorum, biraz magazin olsun: Bakkallar Odası, Kıraathaneciler Odası, Düğün Salonu İşletmecileri Odası, Fırıncılar Odası, Leblebiciler Odası, Lokantacılar Odası, Tatlıcılar, Pastacılar ve Şekerciler Odası, Hallaç Esnaf Odası, Şoförler Odası, Berberler Odası, Soğuk Demirciler ve Kaynakçılar Odası, Taksiciler Odası ve Yorgancılar Odası.

İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ KONFEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ MUSTAFA ŞAHİN - At Arabacılar Odası da var Sayın Vekilim.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - At Arabacılar Odası da var, evet.

Tabii, şimdi, deprem son derece önemli. Bizim bileşenlerimiz işte kanun yapıcılar, sizin de söylediğiniz gibi denetleyiciler ve uygulayıcılar diye yaparsak eğer... Temelde bu riskli yapıları sadece kamunun eliyle yapmak mümkün değil yani ne TOKİ yapabilir ne KİPTAŞ yapabilir, yaparsa da yıllar sürer bu, mümkün değil. Sabahleyin Müteahhitler Birliğiyle de konuşurken şu öneride bulunmuştum ben: Bunu ancak yapsatçılarla, mahalle müteahhidiyle, -işte onlarla mülk sahipleri Bire bir iyi temas kurabilenlerle şüphesiz yerel yönetimler, belediyeler aracı olur ama- ancak bunlarla gerçekleştirebiliriz ve dolayısıyla da bunların önünün açılması gerekir. Şimdi, müteahhitler sınıflandırılmasında söylediğiniz gibi 200 binden ancak 30 bine kadar düşüyor.

Sayın Başkanım, biz ne yaparsak, hangi kanunu çıkarırsak çıkaralım -benim kişisel düşüncem- alanda bunu gerçekleştirebilecek, büyük beklentileri olmayan tıpkı bizim o mahalle...

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Arkadaşlar işte...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - ...müteahhitleri dediğimiz arkadaşlarla bunu biz gerçekleştirebiliriz. İmkânları kısıtlıdır, doğru ama zaten biz gerçek anlamda deprem dönüşümünün gerçekleştirilmesi için parsel bazlarına belki daha çok eğileceğiz. Ada bazında veya daha büyük alanlarda bunu yapmanın kısa vadede çok mümkün olmadığını düşünüyorum, hele İstanbul şartlarında asla mümkün değil. Bu bize çok zaman kaybettirir ve depremin ne zaman geleceğini bilmediğimiz için bize pahalıya mal olabilir, hem ekonomik olarak hem can kaybı olarak hem genel olarak Türkiye'nin geleceği açısından da pahalıya mal olabilir. Ben muhatabımızın sizin başında olduğunuz arkadaşlar olduğunu düşünüyorum, şahsi düşüncem.

Ayrıca teşekkür ediyorum, sağ olun.

İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI TAHİR TELLİOĞLU - Başkan, ben kısa söyleyeyim.

Teşekkür ederim şu bilginizden dolayı, bildiğimiz konu ama en azından Komisyon üyelerimize, sizin ağzınızla duyulması bizim için ayrıca bir değer.

Şimdi, küçük esnaf odalarının olmasına karşı değiliz ama şunu anlayamadık, siz daha iyi anlarsınız ben de söyleyince. Bu kadar büyük meslek grubunun oda olmaması belli lobiler tarafından, işte, bugün de dinlediğiniz lobiler tarafından istenmiyor. Yani Sektörün hâkim gücü biziz, dolayısıyla biz sizinle eşit oy mu kullanacağız? E, kullanamayız, işte geçmişten gelen bir statükomuz var. Bunu üst perdeden satmamız için böyle bir yapıyı doğru bulmuyoruz." anlayışı yılladır sektörü bu işin içinden çıkılmaz hâle getirdi. Dolayısıyla biz Türk Ticaret Kanunu'nda da aslında "sorumsuz birisi" olarak tarif ediliyoruz çünkü Türk Ticaret Kanunu diyor ki: "Sen bir ticari müteşebbissin." bu kadar yani senin bir sorumluluğun yok diyor, bir meslek adamı olarak seni tanımlamıyor. Hâlbuki, ben bugün gürül gürül mesleğimizle ilgili yaptığımız AR-GE çalışmalarını, kendi meslek içi eğitimimizi, bir müteahhidin... Mesela biz o kanunda onu da teklif etmiştik, dedik ki: "Bir müteahhide sertifika programı şartı koyalım yani müteahhit attığı betonun ne anlama geldiğini, üçüncü şahıslara karşı yaptığı imalatlardan dolayı kaç yıl sorumlu olduğunu, basit bir iş güvenliğinden dolayı, bir insanın hayatına mal olacak üç kuruşluk tedbirleri almadığından dolayı hem vicdani hem imani hem ahlaki olarak hem de yasal olarak hangi sorumluluklarla karşılaşacağını şöyle bir çerçeve olarak bilsin." Şimdi, orta sektördeki mensuplarımızın yüzde 70'ine bunu sor, emin ol yüzde 70'i bilmez. Ya, arkadaş, 5 bin metrekarelik bir şantiyede 10 bin liralık alacağın iş güvenliği tedbiri orada bir insanın hayatını kurtaracak yani bunun ekonomik maliyeti sıfır. 3 milyonluk yatırım yapıyorsun, 10 bin liradan ne olur? Ama orada bir kültür eksikliği var, bir bilinç eksikliği var. Biz bununla ilgili çok debelendik.

Şimdi, o iş güvenliği konusuna çok girmek istemiyorum, o da aynı. Bizim bir denetim mühendisi arkadaşımız İstanbul'da düştü, öldü. Bu tür olaylar en çok asansör boşluğu bilmem ne... Yani o boşluğa 2 tane 3'er metrekare file koysan -belki 300 lira etmez- o orada düşüp ölmezdi. Dolayısıyla dış iskelelerle ilgili vesaire falan... Şimdi, biz bunları yapmak istiyoruz, çalışmak istiyoruz ama biz bir şeyden bir şeye yetişemiyoruz. Türkiye'de son on yılda 30 kez İmar Kanunu değişti, 5 kez Yapı Denetimi Hakkında Kanun değişti, 3 kez ruhsatlar durdu yani biz onlarla cebelleşirken 7'nci kez Otopark Yönetmeliği ertelendi.

Siz kıymetli Gazi Meclisin vekillerine buradan sesleniyorum: Yani bu bizi de tıkatıyor yani hareket edemiyoruz. Şimdi, 31 Aralığa geliyor, ertelenecek mi, ertelenmeyecek mi?