KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben de çok teşekkür ediyorum sunumuz için.

Aslında gerek Komisyon Başkanımız gerek İlyas Bey açıklamalarda bulundu. Ben de... Hani söylemiştiniz ya: "Parayı veren düdüğü çalar." Aslında bu imar planında en son değişikliklerde maksadımız işte tam bu oluşmuş kanaatin düşüncede bile bertaraf olmasıydı. Yani, gerek yerel yönetimlerin gerekse siyasetçilerin hemen hemen suçlandığı yegâne durum imar planlarında revizyona gidilmesi. Bu, gerçekten de hem görevlerini yapan iyi niyetli belediye başkanları açısından da son derece sıkıntılı hem de şehrin mevcut durumunu muhafaza etmek için uğraşan, didinen iyi niyetli arkadaşlarımız için haksız bir görüş; sizi tenzih ediyorum ama genel görüş buydu, genel algı buydu, onun bertaraf edilmesi için uğraşıldı, çok büyük emek verildi hakikaten. Mesela cezaların artırılması konusunda o kadar çok uğraşıldı ki; yapıldı, tekrar düzeltildi vesaire ama bir orta yol bulundu, burada hedef de caydırıcı olmasıydı ve de bu cezalar kesinlikle alınacak, alındıktan sonra bile yapılan kaçak yapılar da yıkılacak yani böyle bir müeyyide vardı.

Bir de siz "ada bazlı" dediniz, hani "Keşke ada bazlı olmasaydı." falan demiştiniz, yine o da çok tartışıldı. Bu şehirler yaşayan, sürekli gelişen, ihtiyaçları değişen canlı organizmalar, hele bu kadim şehirlerin merkezleri gerçekten çok sık değişiyorlar yani yeni teknoloji, iletişim araçları, ihtiyaçların değişmesi, dolayısıyla bu da şehre de aksediyor. O açıdan da, sırf o tür ihtiyaçların karşılanması açısından belli bir metrekarenin üzerindeki adalarda plan revizyonun önünü açtık sayılır ama aslında açılmadı. Neden? Şöyle bir madde var orada: Yani, siz eğer imar planında revizyona gidiyorsanız bir ada veya birden fazla adada, oradaki düzenleme ortaklık payıyla kamu adına oluşturulmuş yeşil alanlar, meydanlar, okul alanları vesaire onların hepsini plan revizyonu yapılan adadan yarıçapı maksimum 500 metre uzaklıkta bir dairenin hemen dışında hayata geçirmek zorundasınız. Böyle bir şey mümkün değil yani...

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Bir de tüm maliklerin ittifakı var.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Evet, üstelik maliklerin ittifakı da gerekiyor. Biz aslında bunu yaptık şehrin bir nefes alabilmesi için ama bunu çok zorlaştırdık. Yani, göreceksiniz ada bazında imar plan revizyonunun yok denilecek kadar az olacağı bir dönemi yaşayacağız.

Bir de bu düzenlemelerden sonra ben yerel yönetimleri takip ediyorum, büyükşehirdeki arkadaşlar da var burada, onlar da takip ediyorlardır; plan revizyonuyla ilgili herhangi bir dosya gelmiyor artık, yok öyle bir şey. Ve de bu değer artışı da ciddi bir değer artışı, takip edilen bir değer artışı. Zamana yayılınca kaybolamayacak, tapuya şerh edilecek vesaire ciddi bir değer artışı ve güncellenecek değer artışı, yani yıllara sari olduğunda güncellenecek bir değer artışı. O açıdan biz huzurluyuz, yani şehir açısından, yerel yöneticilerin algısı, siyasetçilerin algısı açısından önemli bir iş yapıldığını düşünüyorum. Felsefi açıdan ve etik açıdan da çok önemli bir iş yapıldığını düşünüyorum.

Okullarla ilgili çok konuşuldu. Şimdi, okullar; ben İstanbul örneğini verirsem eğer, mesela, İstanbul'da 7.437 okul var. Bunun 1.400'ü güçlendirildi, yıkıldı, yapıldı, müdahale edildi hepsine bu anlamda. Yine, 2019'da başlayıp şu anda devam eden 660 okulun güçlendirmesinin, yarısı yapıldı, yarısı devam ediyor. Projesi yapılmış ve güçlendirilecek olan okul sayısı 575, 2001 yılında da proje ihalesine çıkacak okul sayısı da 381. Bunları topladığımızda 1.616. Bunu niçin söylüyorum? Kamu, bu süreçte, yani 1999'dan bugüne kadar kamuya ait yapılarda çok iyi, depreme hazırlık açısından çok önemli işler yaptı. Mesela, buraya Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın genel müdürleri geldi. Bütün viyadükler, köprüler hem de son teknolojiyle güçlendirildi, depreme dayanıklı hâle getirildi.

Hastaneler, mesela, Cerrahpaşa ve Çapa. Cerrahpaşa şu anda yıkılıp yeniden yapılıyor. Çapa da tarihî eserler dışındaki binaların yıkılıp yeniden yapılmasıyla ilgili çalışmalar var. Bir de bunlara artı olarak zaten son on sekiz yılda neredeyse 43 binden 67 bine çıktı okul sayısı Türkiye'de. Yani yüzde 70'i yeni yapıldı. Bu konuda da son derece büyük avantajımız var. 370 bin derslikten 700 bin dersliğe çıkarıldı. O yeni yapılanlar da 99'dan sonra olduğu için depreme dayanıklı okullara sahibiz.

Ben bunları paylaşmak istedim. Ayrıca teşekkür ediyorum size ve arkadaşlarınıza.

MİMARLAR ODASI GENEL BAŞKAN YARDIMCISI CÜNEYT ZEYTİNCİ - Ben teşekkür ederim değerli bilgileriniz için Sayın Vekilim.