ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; ben de hepinize çok teşekkür ediyorum.

Gerçekten, ortak bir dil geliştirmek hususunda 13 Ocakta bu Komisyonun önemli bir, tabiri caizse, sınav verdiğini gördük. Çünkü hakikaten, şu kaygıyı ortak bir şekilde hissettiğimizi gözlemliyorum: Vatandaşımızın mahremiyeti, vatandaşımızın herhangi bir uygulamayı kullanırken neyle karşılaşacağına ilişkin olarak buradaki bütün vekillerin bir kaygı taşıdığını görmüş olduk ve bu ortak bildiri oluşmuş oldu. Hani hakikaten, burada hangi görüşten olursa olsun vatandaşlarımızın ortak bir kaygısı var: "Biz, bir şeyleri kullanıyoruz, bu kullandığımız nesneler, uygulamalar sonrasında bize nasıl bir geri dönüş sağlıyor? İşte bizim verilerimiz nerede, nasıl kullanıyor?" Buna ilişkin olarak zaten dünyanın tamamında aslında bir şeffaflık arayışı var, bu uygulamalara yönelik olarak bir şeffaflık ve hesap verilebilirlik arayışı var. Bu noktada, bütün Komisyon üyelerimizin ortak bir bildiriye imza atması bence çok değerliydi hem bu dijitalleşme ve vatandaşlarımızın hukukunun dijital platformlarda korunması adına önemli bir adımdı hem de -bana kalırsa- vatandaşların menfaati söz konusu olduğunda Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bütün vekillerin ortak bir pozisyon takınabiliyor olduğunu gösterebilmek adına da değerli bir adımdı. Yani bana kalırsa dijitalleşmeden öte de bir yanı vardı. Ben hakikaten çok önemli buldum.

Tabii, burada -az evvel İbrahim Ethem Bey de ifade ettiler- Komisyonun sadece sosyal medya uygulamalarına indirgenmemesi hususu hakikaten çok önemsediğim hususlardan biri. Zira dünya çok hızlı bir şekilde dönüşüyor ve biz de bu dönüşüme ayak uydurmak adına çok hızlı bir şekilde aslında harekete geçmiş vaziyetteyiz. İşte gençlere belirli noktalarda verilen desteklerden tutun da -işte çeşitli uygulamaları geliştiren gençlere verilen desteklerden tutun da- işte bizim "unicorn" diye ifade edilen "decacorn" diye ifade edilen şirketlerimizin hızlı bir şekilde artıyor olması hususunda aslında çok ciddi bir hareketlilik var. Bu hareketliliğe Meclisin ayak uydurması lazım çünkü bir yerde ekonomik hareketlilik varsa bunun devamında hukuksal altyapı oluşması lazım ki bunların devamlılığı sağlansın. Vatandaşların hukuku her şekilde hem ekonomik anlamda hem de diğer alanlarda korunabilsin. Dolayısıyla, bizim Komisyonumuzun yükünün ben burada çok daha ağır olduğunu düşünüyorum. Başkanım da az evvel ifade ettiler "Komisyonların anası gibi olmak istemiyoruz." diye ama biz de böyle geçtiğimiz süreç içerisinde -Meclisin yasamaya ara verdiği o süreç içerisinde- genç arkadaşlarımızla epey fikir teatisinde bulunduk ve her biri bütün komisyonların bu Komisyonla kesişen bir yanı olduğuna kanaat getirdiler Başkanım. Dolayısıyla, alanımız bir hayli genişleme tehlikesiyle karşı karşıya diyorum.

Tabii, burada, bu kesişen alanların da akabinde Deniz Bey internet altyapısından bahsettiler. Ben şunu da görüyorum: Şimdi, biz bu pandemi süreciyle birlikte bir daralmayı, hani bir yolun üzerinden 5 aracın geçmesi bir de 100 aracın geçmesi ve o yolun dolayısıyla bir trafik oluşup oluşmaması gibi bir durumla karşı karşıyayız. İnternet tüketimi çok hızlı bir şekilde artmış vaziyette. Buna mukabil ekran başında geçirilen sürelere baktığımızda ve sosyal ağları aktif bir şekilde kullanan ülke sıralamalarına baktığımızda Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Bence bu, bizim iş verimliliğimiz açısından ayrıca değerlendirmemiz gereken bir başlık olarak bir kenarda durmalı. Bunun yaparken tabii ki bu bizim internet altyapımızı geliştirmemize yönelik bir ihtiyacı da beraberinde getirdi. Buna ilişkin olarak TÜRKSAT 5A uydusu fırlatılırken Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız aslında açıkladılar. Burada fiber altyapının geliştirilmesine yönelik olarak, yine, ilerleyen süreçte biliyorsunuz 5B de inşallah uzayla buluşacak. Burada da çeşitli imkânlarla internet altyapımızın kuvvetlendirilmesine ilişkin adımlar atılıyor olacak. Dolayısıyla, bakanlıkların da, ilgili bakanlığın dabu durumun farkında olduğunu ve dolayısıyla, burada, altyapıyı geliştirmeye yönelik adımların hızlı bir şekilde artırılacağına yönelik müjdeyi de Bakan Bey verdi. Belki, hani denk geleniniz olmuştur, denk gelemeyen olmuştur ben de bunu burada bir kere daha zikretmek istedim.

Tabii, burada, yapay zekânın... Yapay zekâ mesela, çok hızlı bir şekilde artıyor ve bunun etik altyapısına yönelik olarak çok ciddi tartışmalar var dünyada ya da herhangi bir bu "Big Tech" dediğimiz şirketlerin tekelleşme görüntüsü ve bunu rekabet hukuku açısından ilerleyen süreçte insanların ifade hürriyeti açısından bu bir tehlike teşkil eder mi etmez mi, bunların her biri tartışılıyor. Bizim de bu tartışmalardan beri olmadığımız kanaatindeyim ve ben buradaki bütün milletvekillerinin de bu hassasiyeti koruduklarına inanıyorum. Çünkü bakıyoruz, şimdi, biz, işte, bir mesela, yasal düzenleme yaptık bir temsilci atanmasını istedik. Almanya'daki örneği ayrıntılıca incelediğimiz de mesela orada temsilcinin yanı sıra bir irtibat kişisi tanımlandığını görüyoruz. İrtibat kişisi hem adliyeyle hem emniyetle diyaloğu sağlamak adına aslında orada teşekkül edilmiş bir model olduğunu görüyoruz. Yani aslında dünyadaki bu arayış devam ediyor. Yani vatandaşların hukukunu korumaya yönelik bu alanda nasıl ideal bir yöntem bulunabilir, bu arayışın sürdüğünü görüyoruz. O yüzden, bence, burada, bu Komisyon, uluslararası alanda da çok iyi bir köprü oluşturacaktır ve dünyada bütün diğer devletlerle birlikte dijital alanda insanların, bireylerin ve devletlerin hukukunu korumak adına bence çok önemli adımlar atılacaktır diye düşünüyorum ve bu Komisyon da, inşallah, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu alanda vatandaşının hukukunu korumak adına neler yaptığını en iyi gösteren komisyonlardan biri olacaktır.

Ben çok teşekkür ediyorum Başkanım.