SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben, hazır Bakan Yardımcımız buradayken yurt dışıyla ilgili bir konuyu gündemleştirmek istiyorum. Öncelikle, ben de herkesin yeni yılının sağlık, refah, barış, demokrasi içinde geçmesini dilerim.

Şimdi, iki gün önce İstanbul'daydım ve Kayı İnşaat işçilerinin eylemine katıldım, onların sorunlarını dinledim. Cezayir'de bir inşaat firması Kayı İnşaat, bilirsiniz, belki sizin de gündeminizdedir Sayın Bakan Yardımcısı. Bu arkadaşlar kum fırtınalarında çalışmışlar ve hak edişlerini alamadıkları için iki yıldır mücadele ediyorlar. Bu firma, iflas ettiğini ve firmanın da mal varlığı olmadığını iddia ederek yaklaşık 300 işçinin hak edişlerini ödemiyor. Bu işçiler uzun bir süredir Cezayir'de de eylem yaptılar, grev yaptılar, hatta grevlerinin altmışıncı gününde, Sayın Cumhurbaşkanı, bu firmanın sahibine Coşkun Yılmaz'a başarılı iş adamı ödülünü verdi. Bu firma sahibi birçok kere ödeme yapacağını işçilere söylediği hâlde gerçekleştirmedi, hâlâ gerçekleşmiş değil ve bu insanlar pandemi koşullarında ve ekonomik kriz koşullarında haklarını arıyorlar fakat firmanın ve firma sahibi Coşkun Yılmaz'ın reel ticari yaşamından çok farklı bir şekilde firma mal varlığını gösterdiği için de haklarını alamıyorlar. Bu konuda Dışişleri Bakanlığının da biraz sorumluluk alabileceğini düşünüyoruz. Buna zaten Anayasa, yasalar da izin veriyor.

Hemen ben size hatırlatmak isterim: Örneğin Anayasa'nın "Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları" başlıklı 62'nci maddesi burada, Türkiyeli vatandaşların da haklarının korunması gerektiğini söylüyor ki zaten biz, eğer bu serbest ticaret anlaşmaları gibi şeyleri tartışıyorsak, ulusal çıkarları tartışıyorsak... Zaman zaman ben size de soruyorum "Bu ulusal çıkarlar kimin ulusal çıkarları?" diye. Acaba işçiler burada nerede duruyor, çalışanlar nerede duruyor? Bu açıdan Dışişleri Bakanlığı inisiyatif alabilir mi, ne yapabiliriz bu arkadaşların haklarını hemen, süratle alabilmeleri için? Örneğin Pakistanlı ve Vietnamlı işçiler de aynı firmada mağdur olmuşlar fakat bu ülkelerin hükûmetleri devreye girerek işçilerin haklarını almışlar. Biz de Kayı İnşaat işçilerinin sorunlarını hızlı bir şekilde çözebilir miyiz? Bu konuda sizden somut bir şeyler alabilirsem onlara da müjde verebiliriz. Acaba, örneğin, işçilerle görüşebilir misiniz ve çözüm için neler önerebilirsiniz?

Bu maddeyle, görüştüğümüz maddeyle ilgili olarak da belki burada hani bir daha söz almamak adına şöyle söylemek isterim: Bu maddede en önemli sorunun aslında bir kere daha Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerinin Cumhurbaşkanına verilmesi yani güçler ayrılığı ilkesi ve halk iradesinin temsilinin tanınmaması ya da devredilmesi. Bu anlayışın son derece antidemokratik ve yanlış olduğunu düşünüyoruz ve hani buna her zaman itiraz ettiğimiz gibi burada da söylüyoruz. Yani bu irade teslim edilemez, bu nokta son derece yanlıştır.

Teşekkür ediyorum.