| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören'in, video konferans aracılığıyla, depreme karşı alınabilecek önlemler ve depremin zararlarının en aza indirgenmesi için kentsel dönüşüm kapsamında alınan önlemler ile kentsel dönüşüm uygulamasında ortaya çıkan sorunlar ve alınacak önlemler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .01.2021 |
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet, Değerli Hocam, bu güzel tespitleriniz, bu güzel sunumunuz için çok teşekkür ediyoruz. Çok önemli hususlara değindiniz.
Gerçekten, biz de kentsel dönüşüm olgusunun arkasındaki bugün, hem kamuoyundaki algıyı daha doğru bir noktaya yönlendirmek hem artık giriftleşen, birtakım imar çıkmazları içerisinde bulunan ve kentsel dönüşüme dair güvenin de biraz yıprandığı alanlarda bu işin artık bir kısır döngü şeklinde çözümsüz kalması hepimizi son derece rahatsız ediyor ve belediyelerimizin de bu konuda daha yetkin olması, riskli yapı tespitlerinin ve yetkilerini kullanma noktasında -işte, İstanbul Kartal'da yaşanan o acı örnek hâlâ aklımızdadır- birçok yapının kendiliğinden dahi yıkılabilecek durumda olduğu hâlde iskân edilir vaziyette kalması, bunların zaman zaman işte, bazı tespitler dahi yapılmış olsa iskândan men edilememesi -tabii, o da ayrı bir husus- belediyelerimizin daha yetkin olması ve yol haritalarını uygulayabilecek düzeyde olmaları, aynı zamanda, vatandaşın desteğini alabilecek, güvenini kazanabilecek algıyı da oluşturma noktasında topyekûn bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor, çok kıymetli değerlendirmelerinizle.
Şimdi, milletvekillerimizin de soruları var. Tabii, sorulara geçmeden önce benim bir sorum olacak Hocam. Şimdi, benim birçok alanda kentsel dönüşümden yararlanarak ya da kendiliğinden yapılarını yenilemek isteyen vatandaş, işte, imarla ilgili sıkıntılarla karşılaşıyor. Ne oluyor? İşte, bakıyorsunuz ya katta bir azalma oluyor ya da diğer yönetmelikler dolayısıyla mevcut maliklerin aynı sayıda bağımsız bölüm oluşturamadığı ve bu noktada da kendilerinin o binalarda oturmayıp daha dezavantajlı kesimlere -biraz da merkeze yakınsa eğer- kiraya verildiği ama bir şekilde hâlâ iskân edildiği yapılar var.
Örneğin, Sakarya'da 5 katlı binalar, çoğu güçlendirme yapılanlar, az hasarlı olanlar hâlâ kullanılıyor. Biz çok iyi biliyoruz ki bunlar yeni yönetmeliklerimizi karşılamıyor, bunlar dönüşüme sıra geldiğinde, dönüşüm söz konusu olduğunda mevcut imarın yer yer 2 kat, yer yer 3 kat olması dolayısıyla bir türlü dönüşüm gerçekleşmiyor çünkü işte, 16 bağımsız bölüm varsa bunlardan 8'inin ya da 4'ünün tekrar yapılamayacağı anlamına geliyor. Bu noktada bazı belediyeler -İstanbul'da da tabii Fatih ilçemiz olsun, Avcılar olsun birçok ilçemiz de- plan notlarıyla imar planlarındaki... Bu son durum İzmir depreminden sonra da gündeme geldi, şu an İzmir'de de buna yönelik bir çalışma var. Çeşitli plan notlarıyla bu imar planındaki birtakım hususları mevcutta olduğu gibi dönüştürmek noktasında planlara, plan notlarıyla birtakım değişiklikler getiriyorlar. Ve bunun en son örneği, Fatih için yapılan plan not değişikliği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisinden de geçmişti fakat bir hukuksal durum ortaya çıktı. İşte, Şehir Plancıları Odası, o süreçte itiraz etmemesine rağmen yaklaşık yedi-sekiz ay zaman zarfında, geçtiğimiz aralık ayında bu söz konusu plan notunu yargıya taşıdı. Şimdi, bunun tabii hukuksal sonuçları var, belediyeler bu yola, bu açmazı ve bu çıkmazı yenmek için tevessül ettiklerinde de ayrı bir hukuki durum ortaya çıkıyor. Planlarla çelişen plan notları ve İmar Kanunu'yla çelişen diğer hususlar, belki plan notuyla uygulamaya sokulmak isteniyor.
Bu konuda sizin görüşünüz nedir Değerli Hocam? Yani, bu yolu ne kadar zorlayabiliriz, bu yoldan ne kadar sonuç alabiliriz ya da uygulanabilir bir durum nasıl olur sizce?
Önce ben bunu sorayım, sonra diğer vekillerimizin de sorularını alacağız inşallah.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE HUKUK PLATFORMU BAŞKANI PROF. DR. GÜRSEL ÖNGÖREN - Sayın Başkanım, özellikle Sakarya'daki durumu biliyorum. Ben de Sakarya'nın Kocaali ilçesinde doğdum ve büyüdüm, sonra eğitim için İstanbul'a geldim ve kaldım. Hâlâ anneciğim Kocaali'de yaşıyor. Pandemi nedeniyle özlesek de cep telefonu, görüntülü cihazlarla özlemimizi gideriyoruz.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Allah sıhhat versin, sağlık, afiyet versin.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE HUKUK PLATFORMU BAŞKANI PROF. DR. GÜRSEL ÖNGÖREN - Şimdi, bu konu bütün Türkiye'de çok yaygın bir konu. Bu konuyu iki farklı bakışla kolayca çözümlemek mümkün. Bir, güçlendirme konusunda bir kere, var olan yapıyı güçlendirme için imar engellerinin tamamıyla ortadan kaldırılmasına yönelik... Ve bu kapsamda da bunun belediyelerce hızla uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Ancak, bu konuda belediye yöneticilerinin ve ilgili birim yöneticilerinin bilgisizliği, öbür tarafta da bakanlıklar arası koordinasyonun eksikliği sebebiyle özellikle İstanbul'daki pek çok semtte bu güçlendirme taleplerini kurula, kurullara yönlendirme gibi bir durum söz konusu. Kurullar da sanki burada "Biz hiç izin vermezsek en doğru işi yaparız." Mantığıyla, güçlendirme taleplerine karşı şu anda ciddi bir direniş sergiliyorlar, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı kurullar. Yani "Bu güçlendirme olsun, yapı kayıt belgesi olsun, imar barışı olsun, bizi zerre kadar ilgilendirmez; biz bu kanunu çıkarmadık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çıkardı, o yüzden biz gelen güçlendirme taleplerini de zorlaştıralım." şeklinde ciddi bir yaklaşımları var. Öbür tarafta, yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığının tabiat ve sit komisyonları var. Bunlar bir parça daha esnek durumdalar.
Bu engellerin de, bu uygulamadan kaynaklanan, bilgisizlik ve tercihlerden kaynaklanan engellerin ortadan kaldırılması lazım. Prensip olarak biz güçlendirmeyi İmar Kanunu'nun dışında yapabilmeliyiz. Yani, güçlendirme bir istisna olmalı, imarla ilgili özellikle son beş yılda getirdiğimiz bütün kurallar ya da imar planlarında yapılan değişikliklerden bağımsız olarak güçlendirmeyi uygulamalıyız. Ancak binaların yeniden yapılması konusu gerçekten, yaklaşık altmış yıllık, yetmiş yıllık bir bina ömrü söz konusu olduğu için yeni teknolojiler doğrultusunda bizim geleceğimizi gerçekten sınırlayan bir konu. O yüzden de burada mağdur olan... Diyelim ki beş katlı bir yapı var, son katta 4 tane daire var ancak imar buraya dört kat izin veriyorsa bu 4 kişinin mağdur olmasını engelleyecek bir fon sistemi oluşturmamız lazım. Ve bunlar da eğer dairelerini alamıyorlarsa en üst kattakiler yeni inşaattan, bir fondan para sağlanarak bunların hak kaybının engellenmesi, bu dairelerin sağlanması hatta tercih durumunda TOKİ'nin ve Emlak Konutun yaptığı dairelerden bunlara verilmesi -çünkü onlar da satışlarda ciddi sübvansiyonlar uyguluyorlar- sağlanabilir. O yüzden tavsiyem güçlendirmede İmar Kanunu ve imar planlarındaki hiçbir kuralın uygulanmaması ancak yeniden yapım yeni inşaat alanında mağdur olacak kişilerin mağduriyetlerini engelleyecek bir fon sistemi yahut TOKİ ve Emlak Konut sisteminden yararlanmaları diye cevaplamış olurum diye düşünüyorum Başkanım.