KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Evet, Hocam, ben de teşekkür ediyorum sunumunuz için. Tabii bir taraftan da Genel Kurulu takip edince, orada yoklama olduğu için oraya gitmek zorunda kaldık. Giderken Başkanıma söyledim, şu algı meselesini bir hocamıza soralım.

Gerçekten, arazide en büyük karşılaştığımız sıkıntılardan bir tanesi bu, az önce Başkanımızın da ifade ettiği gibi. Maalesef, kentsel dönüşüm konusunda vatandaş ciddi anlamda direnç gösteriyor ve siz de bu sunumunuzda belirttiğiniz gibi "İşte, 150 metrekare dairesi varsa ve yirmi-otuz yıllık veya on beş- yirmi yıllık dairesi varsa bunu sıfır kilometrede ve yine yüz elli metrekare istiyor, mümkünse üste de para istiyor. Bunu izah ediyorsunuz, söylüyorsunuz, diyorsunuz ki "Bak, bu şartlarda bunun geri dönüştürülmesi mümkün değil; eğer buna siz rıza göstermezseniz yarın Allah korusun, bunun içerisinde yaşayan eşiniz, çocuğunuz, anneniz, babanız, eşiniz dostunuz, yakınlarınız bütün anılarıyla olası bir depremde yok olma ihtimali var; bunu mu seçersiniz, bunu mu seçersiniz?" diye soruyoruz tabii vatandaşa ama zımnen, maalesef 150 metrekare, sıfır kilometre daireyi seçiyor. Bu algıyı yönetme konusunda ne yapabiliriz veya bu konuda bir araştırma var mı? Üniversitelerin yapmış olduğu, vatandaşlarla ilgili, deprem bölgesinde yaşanan alanlarda bu anlamda bu algıyı aşabilmemiz için ne yapmamız lazım? Bu konuda bir araştırma var mı? Onu özellikle öğrenmek istedim Hocam, teşekkür ediyorum.

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE HUKUK PLATFORMU BAŞKANI PROF. DR. GÜRSEL ÖNGÖREN - Efendim, benim şahit olduğum bir araştırma yahut bilimsel çevrelerde yayınlanmış bir genel araştırma yok, sadece bazı testlere rastladım bu anlamda. Özellikle genç akademisyenlerin kentsel dönüşüm bölgelerinde yaptığı çalışmalarda sosyal etki boyutunda vatandaşların ciddi memnuniyetsizlikleri olduğunu gördük var olan kentsel dönüşüm uygulamalarının bazılarında, bazılarında da daha başlangıç aşamasında yaklaşımları çok etkili bulmadıkları için kentsel dönüşüme direndiklerini gördüm ama bu anlamda bir kamuoyu araştırması şeklinde kentsel dönüşüm bölgelerinde yoğun bir biçimde çalışan alanlarda bir araştırmanın olmadığını görüyorum ve bu yönde bir araştırma yapılmasını da sizin bu tespitiniz doğrultusunda çok faydalı görürüm. Bu anlamda algıyı yönetmek için zaten 2012 yılında bu kanun yapılırken içine algının yönetilmesi açısından kitlesel medyanın kullanılması için fonların oluşturulacağı düzenlenmiş durumdaydı. Yani, 2012 yılında çıkan kanuna baktığınız zaman ilgili bakanlığın bu yönde algıyı oluşturmak için gereken tanıtım çalışmalarını, medya çalışmalarını yapması gerektiği daha baştan öngörülmüştü ancak bu görevin ne yazık ki başarılamadığını, uygulamanın içerisinde tespit ediyorum.

Bu yüzden bizim bu yönde algının oluşturulması, algının oluşturulurken -yalan bir algının değil tabii ki- burada vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlaması yönündeki gerçeklerin vatandaşın bilincine sunulması, önüne alternatifler getirilmesi şeklinde olabileceğini de inanıyorum efendim.