KOMİSYON KONUŞMASI

OTURUM BAŞKANI İLYAS ŞEKER - Evet, Hocam, ben de sunumuzdan dolayı teşekkür ediyorum. Sağ olun, ağzınıza sağlık.

Hocam, şimdi, depremde yıkılan binalara baktığımız zaman bunların bir kısmı maalesef mühendislik hizmeti almadan ve belediyeden ruhsat, iskân alınmadan kaçak yapılan binalar ama diğer taraftan da bir kısmının da maalesef mühendislik hizmeti aldığını görüyoruz, iskânlı ve ruhsatlı binalar olduğunu görüyoruz. Daha önceleri çoktu ama şu anda o kadar yok ama yine var. Özellikle proje yapan ve fennî mesullüğünü üstlenen mimar ve mühendislerden -dediğim gibi önceden daha çoktu, şu anda yine var ama o kadar değil belki- maalesef belki projesini kendisi yapmadığı, statiğini kendisi çözmediği, dizaynını kendisi yapmadığı, bir başkasının yaptığı projenin altına imza atması, diğer taraftan sorumlu olduğu inşaatın, kontrollüğünü üstlendiği inşaatın maalesef yanına gitmeden altına kontrollük imzası attığına şahit olduk. Bu anlamda şunu sormak istiyorum: Üniversitelerde yani birçok dersleri görüyoruz, teknik dersler görülüyor, diğer dersler görülüyor, bunların yanında etik dersi diye bir ders var mı? Yani ben bir mühendis olarak birisinin, bir başkasının yapmış olduğu projenin altına incelemeden imza atmışsam, imza atmanın ne anlama geldiğini veya sorumlu olduğum, yapımında her aşamasından sorumlu olduğum binanın yapımı esnasında yanına uğramadığım, demirini kontrol etmediğim, betonunu kontrol etmediğim, malzemesini kontrol etmediğim bir yapının altına imza atmanın maddi ve manevi sorumluluğunun ne olacağı; bu anlamda, yapmış olduğum işin etik kurallarına uygun olup olmadığı konusunda üniversitede bir ders var mı; bunu öğrenmek istiyorum hocam. Ben öğrencilik hayatımda böyle bir şey görmedim ama şu anda var mı, yok mu bilmiyorum.

PROF. DR. HAKKI POLAT GÜLKAN - Şu anda var.

OTURUM BAŞKANI İLYAS ŞEKER - En büyük sıkıntımız, problemimiz de biraz insandan kaynaklanan maalesef bu tür problemler.

PROF. DR. HAKKI POLAT GÜLKAN - Sayın Başkan, şu anda, en azından benim görev aldığım 3-4 üniversite vardır. Bunlarda bir mühendislik etiği dersi bulunuyor ama ders koyarak herkesi ahlaklı hâle getirmek de mümkün değil. Hatta mühendislik etiği dersinde kopya çeken insanlar da var. O bakımdan, yani olması gereken ile olan arasında maalesef makas var.

Yalnız, denetimden bahsettiniz, Yapı Denetimi Yasası. Belki hatırlayanınız vardır, 1999 depreminden hemen sonra çıkartılan en acil kararnamelerden bir tanesi 595 sayılı Yapı Denetimi Kararnamesi'ydi. Kanun hükmünde kararnameyle böyle bir düzen getirildi. Oradaki şartlar bayağı ağırdı çünkü önümüzde boş yere hayatını kaybetmiş on binlerce insan, boş yere yıkılmış, hasar görmüş yüz binlerce bina bulunmaktaydı, bir şey yapmak arayışı içerisinde bu kararname çıkarıldı. Daha sonra, iki yıl geçtikten sonra, hafızalar küllenmeye başlayınca maalesef iptal edildi bu kararname ve onun yerine başka bir kanun getirildi müeyyideleri olan. Bana sorarsanız yeterli değildir ama doğru yönde atılmış olan bir adımdır. Yani şu anda 2001 yılından itibaren Türkiye'de bir yapı denetimi düzeni vardır. Projeyi yapanla projeyi denetleyen, imalatı denetleyen taraflar farklıdır. Yapı denetimi olması gerekeni temsil ediyor. Burada kaçaklar var mı? Var tabii ama bundan evvelki, 1999 öncesi inşaat arsalarının önünde fennî mesul diye, biraz evvel sizin de tarif ettiğiniz, adı var kendi yok kişi artık tarihe karıştı. Şirket var ve bunların belirli ölçülerde sigortayla desteklenmiş olan müteselsil sorumlulukları da var. Yapabildiğimiz budur; doğrudur. Benim en fazla eksiğini gördüğüm şey maalesef denetim şirketlerine ödenen ücretlerin kanun hükmünde kararnamenin öngördüğü mertebenin çok daha altında olmasıdır. Eğer bedelini öderseniz iyi hizmeti, kaliteli hizmeti alırsınız, ödemezseniz karşınıza çıkana razı olmak durumundasınız. Bunun için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir sistem getirdi, ellerinden geleni de yapıyorlar. Yani onun da farkındayım.

OTURUM BAŞKANI İLYAS ŞEKER - Tabii Hocam, bu konuda şu da var: Şimdi, bedel düşüktür diyorsunuz; doğrudur, düşük olabilir ama ben ilk uygulamaları hatırlıyorum yapı denetimle ilgili, şimdi bayağı bir mesafe kat edildi. Önce yapı denetim firması gidip inşaatı yapan inşaatın sahibiyle pazarlık yapıyordu, hatta resmiyette işte, 5 bin liraya anlaştıysa alıyordu 5 bin lirayı, 2 bin lirayı iade ediyordu açıktan, 3 bin liraya yapıyordu, araziye de gitmiyordu. Sonra bununla ilgili düzenlemeler yapıldı. Şimdi artık mal sahibiyle, inşaat sahibiyle yapı denetim bire bir görüşmüyor, Bakanlık hesabına yatırılıyor, oradan da alınıyor. Ama, az önce sorduğum soru da dâhil olmak üzere bütün problem maalesef insanda gelip düğümleniyor. Yani bu... Tabii, bir insana ahlaki kuralları zorla yükleyemezsiniz ama yani bu konunun biraz önemsenmesi gerektiğini ben düşünüyorum.

Ben tekrar teşekkür ediyorum.