| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2019 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleriyle İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi (3/1510) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .01.2021 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, nasıl bir eleştiride bulunacağımı, nasıl bir konuşma yapacağımı bilmiyorum ama baştan başlayayım, özellikle Sayın Genel Müdürün çizdiği vizyon hoşuma gitti yani yapılan faaliyetlerle ilgili olarak doğru bir vizyon çizdi. Evet, rapor, denetim raporu, raporları eksik, denetimle ilgili eksiklikler var, onunla ilgili ayrıca yorumda bulunacağım. Geçen yıl da benzeri bir vizyon çizmişti Sayın Genel Müdür. Şimdi, özellikle 4 konuda, petrokimya, enerji, madencilik ve finans konularında Türkiye'de yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu, cari açığın yıllardan beri petrokimya alanında yapılan ithalat nedeniyle önemli ölçüde oluştuğunu, bu zikredilen alanlarda düzenlemelere ihtiyaç olduğunu tespit ettiklerini, bu alanlarda onun için faaliyette bulunacaklarını, faaliyette bulunmaya başladıklarını ifade etti. Şimdi, bunlara katılmamak mümkün değil, hakikaten bunlar Türkiye'nin eksiklikleri. Başkanımız da eski bir Kalkınma Bakanı ve plancı olarak herhâlde kabul edecektir. Şimdi elimde Cumhurbaşkanlığı 2021 Yılı Yıllık Programı var. Bu, eski "Devlet Planlama" dediğimiz kurum tarafından hazırlanırdı, şimdi Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından -herhâlde Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin de katkıları vardır- hazırlanıyor. Bütçe esas alınıyor, o bütçeye göre orta vadeli program ve orta vadeli mali plan doğrultusunda böyle bir yıllık program hazırlanıyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bunun "İçindekiler" bölümüne bakarsanız enerjiyle ilgili, madencilikle ilgili, petrokimyayla ilgili, kimya sektörüyle ilgili ve finansla ilgili başlıklar olduğunu, Türkiye'nin geçmiş yıllardan bugüne hangi durumda olduğunu çok özet olarak ve sonrasıyla ilgili yani içinde bulunduğumuz ilgili yılla ilgili olarak da neler yapılacağını anlatır. Şimdi, bir anlamda Sayın Genel Müdürün çizdiği, bunun küçük bir örneği olmuş oldu yani mükerrer... Devlette planlamanın yaptığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının yaptığı işin mükerrer olarak tekrar belli sektörler için yapıldığını görüyoruz. Bizim baştan bir eleştirimiz var Varlık Fonuyla ilgili, bu ikinci bir hazine yaratıyor demiştik, devlet içerisinde devlet demiştik. Şimdi, hazinenin dışında bir de planlama tarafı olduğunu gördük.
Varlık Fonu, uygulamacı bir kuruluş olarak ortaya çıktı yani öyle bir konsepti vardı. 6741 sayılı Kanun öyle diyor; belli konularda uygulama yapacak, amaçlar çok net olarak belirlenmiş. Bu amaçların yerine gelmesi mümkün olmayınca tabii ki haklı olarak Fon yöneticileri de böyle bir yola girdiler. Belli konular tespit edildi, o konularda "Türkiye'nin eksiklikleri, sıkıntıları, sorunları, cari açığı var." denildi; o konularla ilgili olarak yatırım yapılması, yatırımlarının desteklenmesi öngörüldü ama bu bir anlamda mükerrerliktir, bir anlamda devletin iki başlılığıdır maalesef. Bu tarafına ben katılıyorum, bunlar yapılması gereken işler ama keşke tek bir kurum içerisinde bunlar öngörülüp yapılabilseydi yani sizin yatırımlarınız şurada görünebilseydi, sizin yapacaklarınız, bu görüşleriniz 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda da olabilseydi. Maalesef, böyle bir durum ortaya çıktı; yoksa sizin vizyonunuz açısından hiçbir sorun yok, katılıyorum da.
Söylediniz, mesela "Sümerbank 1932'de kuruldu." dediniz. 1930'lardaki buhran yıllarında, o dönemde hakikaten devletin yatırımcı olarak ortaya çıkması çok şeyi çözmüştür. Bunun için teşekkür ederim, hatırlattınız, çok önemlidir. Şimdi de benzeri bir buhran var, sıkıntılar var. Özellikle yüksek teknoloji alanında kamunun yatırımcı olması şarttır, düzenleyici olması şarttır. Yani AK PARTİ'nin her şey liberal zihniyetle yapılsın şeklinde bir vizyonu var. O nedenle zaten petrokimya tesisleri, PETKİM özelleştirildi, birçok tesis özelleştirildi, 61 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Doğrudur, biz de özelleştirme taraftarıyız ama yapılması gereken, devlet tarafından yapılması gereken işler, büyütülmesi gereken işler vardı, özelleştirilmesi gereken konular vardı. Evet, basma artık Sümerbank tarafından üretilmesin ama PETKİM'in özelleştirilmesine gerek yoktu, büyütülmesine gerek vardı. Tam tersine -yine ilave olarak söyleyebilirim- AR-GE gerektiren, yüksek teknoloji gerektiren alanlarda da devletin yatırımcı olarak devreye girmesi lazım; bazı bölgelerde devletin yatırımcı olarak devreye girmesi lazım; sağlık alanında, eğitim alanında, tarım alanında devletin AR-GE'ye paralel olarak yatırımcı olarak devreye girmesi lazım. Bunlar doğru işler ama maalesef, ikinci bir kamu kurumu tarafından bunlar yapıldığı zaman yanlış olarak ortaya çıkıyor, bunu da görmemiz lazım.
Şimdi, biz buraya, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yani millet adına, millet iradesi adına bir denetim yapmak üzere toplandık kanundan gelen bir yetkiyle. Denetim nedir? Bir, içerik olarak yapmamız gereken bir denetim var burada; bir de usule ve esasa uygun, mevzuata uygun harcamaların yapılıp yapılmadığını denetleyeceğiz. Bu, biliyorsunuz, Plan ve Bütçe Komisyonunda yıllık kesin hesapta da benzerini yaptığımız bir iş. Burada da bunları yapacağız. Şimdi, bizim denetimde esas almamız gereken, kanuna göre, 3 merkezî denetim elemanı tarafından bize gönderilen raporlar. Bu raporlara bakıyorum şimdi -benim çantamda, çıkaramadım hepsini, tuğla gibi raporlar biliyorsunuz ama- raporlar denetim raporu değil, sadece belli bilgilerin olduğunu, hatta birçoğu gereksiz bilgilerden oluşan raporlar. İnanın öyle, ben de eski bir denetim elemanı olarak rahatlıkla bunu ifade edebilirim. Birçok gereksiz bilgi var ama asıl söylenmesi gereken konular söz konusu değil.
Mesela, biraz önce sordum Türkiye Varlık Fonunun yönetimin aldığı ücreti -ki bunun denetim kriterleri arasında olması lazım ya da muhasebe prensipleri arasında olması lazım- tek tek personel sayılmış isimleriyle ama aldıkları ücret yok dedim. Varlık Fonunun ya da şirketin harcamaları söz konusu değil. Bilebiliyor musunuz ne kadar harcama yaptığını 2019 yılı içerisinde? Ne kadar harcama yapılmış? Oradaki mali tablolardan bunu görmeniz mümkün değil, hâlbuki görülmesi lazım; ne kadar kâr/zarar var, bir kıyaslama yapabilmemiz lazım ama mümkün değil. Biraz önce söyledim, bir konsolidasyon var, bankalar var burada, biliyorsunuz, gayrimenkuller var, PTT gibi bir kuruluşumuz var, turizm işletmesiyle uğraşan oteller var, çok farklı alanlarda faaliyetler var. Bütün bunların mali tabloları bir araya getirilmiş, üst üste konulmuş "Bunlar konsolide mali tablolardır." denilmiş. Hiçbir şey ifade etmez. Hâlbuki orada bizim mali tablolar üzerinden analiz yapabilmemiz lazım, geçmiş yıllarla karşılaştırabilmemiz lazım, benzeri kuruluşlarla, kurumlarla -"benchmarking" denir- karşılaştırmalar yapabilmemiz lazım. Bunu yapamadıktan sonra denetimin bir anlamı yok ki. Kamuya tahsis edilmiş olan bu para doğru kullanılmış mı, amaçlar yönünden doğru kullanılmış mı; usulüne, esasına göre doğru kullanılmış mı, mevzuata uygun doğru kullanılmış mı? Hukuki harcama yapılmış mı? Hukuken doğru harcamalar yapılmış mı? Bunları tespit edemedikten sonra bir anlamı yok ki yaptığımız denetimin.
Biraz önce ifade ettiğim gibi mesela Halk Bankası, Ziraat Bankası, BOTAŞ ve Eti Maden şirketleri şartlı görüşle raporlanmışlar, PTT de görüş bildirmekten kaçınmış. Tamam, bunlarla ilgili olarak Sayıştay tarafından yazılan raporlar KİT Komisyonuna gitmiş olabilir ama burada farklı bir denetim yapıyoruz, farklı kriterlerimiz söz konusu, farklı bir kurumu denetliyoruz; o kurum içerisinde bunların yer almasının doğru olup olmadığı, çalışmalarının nasıl olduğu, nasıl yönlendirildikleri denetim konumuza giriyor ve biz bunların ne olduğunu bilemiyoruz. Evet, basından öğrendiğimiz kadarıyla ya da gidip KİT Komisyonundan alacağımız raporlarla belki PTT'nin durumunu, diğer bankaların durumunu görebiliriz ama orada da bunlarla ilgili net cevaplar alabileceğimizi düşünmüyorum. 2019 denetimleri yapılıyor mu, onu da tam olarak bilmiyorum, şu anda KİT Komisyonunda bu denetimlerinin yapılıp yapılmadığını da bilmiyorum.
Esas açısından baktığımızda da Sayın Genel Müdürüm, dediğiniz, anlattığınız vizyonu ben alkışlıyorum, kabul ediyorum, çok başarılı ama buna başkalarını da eklemek mümkün. Yani şimdi Cemal Bey, eski FİSKOBİRLİK Genel Müdürü olarak "Fındık alanında şöyle bir sermaye ayırırsanız fındığın bir sanayi ürünü olarak ticarileştirilmesiyle ülkeye şu kadar döviz kazandırılabilir." diye size tavsiyede de bulunabilir, bu tür bir şey de yapabilirsiniz belki ama burada böyle bir çalışma varken yani eski adıyla Planlama Teşkilatının çalışmaları varken bunu sizin yapmanız, Türkiye'nin eksikliklerini tespit edip cari açığı oluşturan nedenleri ortaya koyup buna yönelik çalışmalar yapmanız ikinci bir devlet kurumu olmanız gibi oluyor, bu da tabii ki sonuçta bir yanlışlıktır. Ben Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinde ya da Strateji ve Bütçe Başkanlığının başında olmanızı arzu ederim, bu ekiple beraber orada çok güzel çalışmalar yaparsınız.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu arada netleştirmek açısından Strateji ve Bütçe Başkanlığı hazırlıyor bu programı yani Yatırım Ofisiyle bir şeyi yok.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yatırım Ofisi de yurt dışına yönelik bazı işler yapıyor muhakkak. Ben 21 yaşımdan beri devlette olan birisiyim, devleti çok iyi bilen birisi olduğumu düşünürdüm ama son yıllarda devlet o kadar altüst oldu ki artık -inanın sizin de öyledir- devleti de tanıyamıyorum. Hangi kurum ne iş yapar? Hâlbuki o kurumda çalışanlar, o yöneticileri, görevleri, birbiriyle olan bağlantıları falan gayet iyi bilen birisiydim, şimdi, devleti aynı ölçüde -Plan ve Bütçe Komisyonunda da on yıldan beri olduğum hâlde- tanımakta maalesef zorluk çekiyorum, sıkıntılar var.
Yani siz bir anlamda da PETKİM'in özelleştirilmesinin yanlış olduğunu söylemiş oldunuz. Kamu bilinciyle bu işlerin yapılması, yaptırılmasından da memnuniyet duydum, bu düşüncede olmanız güzel bir şey Fon olarak.
Sayın Başkanım, sonuç olarak şunu söyleyelim: Biz eğer Varlık Fonunu denetliyorsak, Varlık Fonunun bundan sonraki denetim raporlarına esas teşkil edecek çalışmalar yapıyorsak -ki bu toplantımızın, bundan önceki toplantımızın, bundan sonraki toplantılara yol gösterici olması lazım- raporun bu şekilde olmaması lazım bir kere. Yani raporda ayrıntılı olarak Varlık Fonunun, şirketin harcamalarının net olarak görülebilmesi lazım. Bütün harcamalarının, kişilerin de harcamaları dâhil olmak üzere, ücretleri de dâhil olmak üzere, hak ve huzurları da dâhil olmak üzere bütün harcamalarının görülebilmesi lazım ki gerçek anlamıyla bir denetim yapabilelim.
Sayın Genel Müdürüm, bu konsolide bilanço üzerinden kısa vadeli borçlarda, uzun vadeli borçlarda bir artış gördük, siz onların kur farklarından kaynaklandığını ağırlıklı olarak söylediniz ama bunları da görebilmemiz lazım. Yani tabii ki söylediğiniz sözlere itibar ediyoruz ama bunları da kayıt olarak da görebilmemiz lazımdı. Neyin ne kadarının nereden kaynaklandığını bilebilmemiz lazım.
Kârda da önemli ölçüde bir azalma var, 17 milyar küsurdan Varlık Fonu kârı 8 milyara düşüyor. Bunun da bir gerekçesi olması lazım, neden kârda bir azalma söz konusu? Borç kaleminde yükümlülüklerde artış varken böyle bir durumun olması ki 2019 yılı pandeminin olmadığı bir yıl henüz, pandemi yılında dolayısıyla 2020'de çok daha büyük bir düşüş söz konusu olacak, belki de zarar söz konusu olabilecektir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sadece usul açısından bir araya girmiş olayım, ayrı bir soru-cevap bölümümüz olmadığı için sorularınızı da sorarsanız memnun olurum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O zaman bu BOTAŞ ve PTT konusunu özellikle sorayım. Oradaki sorunlarla, sıkıntılarla ilgili cevap verebilirseniz memnun olurum Sayın Genel Müdürüm.
Ayrıca, yine, Varlık Fonu bünyesinde oluşturulması gereken -ki denetim raporunda var- bazı istişare kurulları var, o kurullar oluşturulmamış. Onların gereğini de çok anlayamadım. Yani bazı istişare kurulları, şimdi isimlerini bulabilir miyim notlar arasında bilmiyorum.
TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ ZAFER SÖNMEZ - Danışma kurulları Sayın Vekilim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kurumsal yönetim var, denetim kurulu var, riskin erken saptanması komitesi var, icra ve insan kaynakları komiteleri var. Bunlar dışarıdan birileri tarafından herhâlde oluşturulacak yani bir yönetiminizin içerisinde değil. Dolayısıyla dışarıdan birilerin bu komiteler içerisinde yer alması, burada bahsedilen saptamaları yapıyor olabilmesi bilmiyorum, daha zor herhâlde. Yani sizin kendi ekibinizin içerisinde bu çok daha kolay işin içinde olanlarca belirlenebilir, tespit edilebilir, gereği yapılabilir; ayda yılda toplantıya katılan birileri tarafından bunların yapılabilmesi, hepsi için yapılabilmesi çok zor. Mesela denetim için bunu söyleyemem, belki riskin erken tespit edilebilmesi dışarıdan daha rahat görülebilir, işin içinde olanlar aynı şekilde göremeyebilirler ama denetim konusu daha farklı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soruları not edelim, size söz verdiğim sorulara topluca cevap vermiş olursunuz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kimler atandı bu komitelere? Onlarla ilgili bilgi verebilirseniz bu süre içerisinde memnun olurum. Mesela kurumsal yönetim komitesine ihtiyaç var mı? İcra ve insan kaynakları mesela, bunun amacı ne? Bunları çok net olarak anlayamadım işin doğrusu. Bir de basından öğrendiğimiz kadarıyla 2 geminin alındığıyla, Varlık Fonu bünyesinde satın alındığıyla ilgili bir haber vardı. Yüksek fiyata petrol şirketi alınmış ve spot piyasadan herhâlde yüksek fiyatta yine petrol alımı yapılmış, doğru mudur, bilmiyorum ama sormak istedim.
Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.