İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz, çok Değerli Genel Müdürümüz ve bürokratlarımız, değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Biz bu toplantıya başlarken, 2019 yılı Varlık Fonunun değerlendirmesine başlarken burada şuna üzülüyorum: Yani burada bu toplantının gizli mi olacağı, açık mı olacağı konusunda uzun süre tartıştık, yaklaşık bir saat tartıştık ve şunu gördük ki eğer bu toplantı gizli olsaydı zaten basına kapalı olurdu yani basın mensupları burada olmazdı. Dolayısıyla bu kadar süreyi boşu boşuna harcadık diye düşünüyorum.

İkincisi, burada esas olan yani bu evrakların size gizli olarak verilmesinin anlamı ile burada toplantının gizli olmasının arasında fark olduğunu düşünüyorum. Yani buradaki bu konuyla ilgili tüm fikirlerinizi basının önünde dilediğiniz şekilde ifade edebilirsiniz ama etik olmayan bir şey var Sayın Paylan, devletin size, kurumların size verdiği raporları basına aynen iletmek. Dolayısıyla, bu kurumlar eğer bunun basına verilmesi gerektiğine inansaydı ve bu gereklilik olsaydı, direkt basına verirdi, size verdiği gibi. Dolayısıyla da buna dikkat etmemizde de fayda var diye düşünüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Basına verilmesi gerekir, şeffaflığın gereği budur.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani burada saklanan gizlenen herhangi bir şey yok yani.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Basına vermek niye yanlış o zaman?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan, Sayın Genel Müdürümüz sunumunda gerçekten de hem ufkumuzu açtı, vizyonuyla da Türkiye'nin geleceği hakkında bize çok önemli ipuçları verdi. Daha önce, mesela bir önceki yıl Varlık Fonunun değerlendirme...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Buyurun.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani Varlık Fonu ilk kurulduğu zamanlar sanki Türkiye'nin varlıkları -sözüm meclisten dışarı- birilerine peşkeş çeliyormuş gibi hep bir algı yönetimi yapıldı. Bunun yanlış olduğunu hep beraber öğrendik ve dolayısıyla da şimdi Varlık Fonunun temel kuruluş amacı, Türkiye'nin varlıklarını birleştirilerek daha güçlü bir ekonomik yapı oluşturarak, Türkiye'nin ileride ihtiyaç duyabileceği veya dışa bağımlı olduğu veya ithalatında fazla yer kaplayan ürünlerin kendisi tarafından üretilmesi ve ayrıca Türkiye'de var olan, mesela madenler gibi varlıklarını da işletilmeye sunulması. Burada gerçekten de petrokimya ürünleriyle ilgili işletmeler, enerjiyle ilgili yeni santrallerin yapılması ve diğer taraftan da madenlerin işletilmesi konularını dile getirdiniz. Bunlar gerçekten de çok önemli.

Yalnız Sayın Genel Müdürüm şunu sormak istiyorum: Türkiye'de tarım ve hayvancılıkta 2 tane önemli girdi var. Bunlardan bir tanesi gübre, bir tanesi de yem. Gübre ve yemdeki fiyat dalgalanmaları bizim tarımdaki istikrarımızı bozuyor. Yani esas bunlarla da ilgili Türkiye Varlık Fonu ne yapabilir? Yani bu bağımlılıktan mutlaka kurtulmamız lazım bizim. Döviz artmadığı hâlde diyelim ki gübre ithalatından dolayı istedikleri şekilde fiyatları manipüle ederek çiftçimizin zarar etmesine neden oluyorlar. Aynı şekilde hayvancılıkta da yemin içine konulan bazı ham maddeler aynı şekilde yurt dışından ithal ediliyor. Yani arpası, diğer şeyleri bizden ama yemin içine konulan esas önemli olan bazı gıda türleri de ithal edildiği için onlarda da fiyat istikrarı sağlamakta zorluk çekiyoruz. Bununla ilgili tabii ileriye dönük bir çalışmanız olacak mı, diye ben sormak istiyorum. Gerçekten de çok güzel çalışmalar yapacağınıza, Türkiye'nin ufkunu açacağınıza benim hiçbir şüphem yok.

Tabii, burada cumhuriyet döneminde, o yokluk döneminde insanların neler yaptığını, oradan nereye geldiğimizi, buradan da daha nereye gidebileceğimizi gösterdiniz sunumunuzda ben teşekkür ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.