AHMET BÜYÜKGÜMÜŞ (Yalova) - Sayın Başkanım, kıymetli Komisyon üyeleri, değerli milletvekillerimiz, kıymetli misafirlerimiz, Sayın Bakan Yardımcımız, bürokratlarımız; gerçekten çok istifade ettiğim, kendi adıma çok şey öğrendiğim toplantılar serisi şeklinde Dijital Mecralar Komisyonu çalışmalarımız devam ediyor. Yani Meclisimizin genelinden de pozitif ayrışan, birlikte ortak meselelerimizi konuşan bir iklimin de bu Komisyonda hâkim olduğunu tüm çalışmalarımızda görmekten büyük mutluluk duyuyorum.

Ben hukukçu ya da mühendis değilim ama hukuk felsefesini, hukuk düşüncesinin gelişimini tarihsel anlamda okumaya çalışan amatör bir ilgiliyim ve burada yürüttüğümüz yasama çalışmalarının özellikle dijital mecralar alanında yani ileriye dönük baktığımızda, bu ülkenin yirmi yıllık, elli yıllık, yüz yıllık perspektifini düşündüğümüzde çok değerli olduğunu ve bir binaya benzetecek olursak bir hukuk sistemini, işte ceza hukukunun bir sistemi var, medeni hukukun bir sistemi var, dijital mecralar alanında gelişecek olan bu hukukun da biz sadece temellerini atıyor nitelikte olduğumuzu görüyorum, düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki dönemlerde de çok daha değişik sorunlar karşımıza gelecek ve bu yüce çatının altında hep birlikte bunlara çözüm üretecek, bu alanlarda ülkemizin menfaatlerini en geniş anlamda savunacak düzenlemeleri yine ortak bir akıl çerçevesinde yürüteceğiz.

Benim açıkçası bir Sayın Bakan Yardımcımıza sorum olacak, bir de yani hem Sayın Bakan Yardımcımızın ilk baştaki sunumunda bu "sörf" tabirini çok değerli buldum ve yani bu dijital alana dair siyaset yaparken şüphesiz hepimizin bir dünya görüşü var ve bu dünya görüşü çerçevesinde farklı siyasal eğilimlerimiz var ve bu da demokrasinin, çoğulculuğun gelişmiş en güzel tarafı. Ama burada yapılan tartışmaları, bu mecraları takip ederken gördüğüm yani fizikî alana dair yaptığımız siyasetin bazı kötü alışkanlıklarını bu dijital mecralar üzerine yine inşa ettiğimiz bu hukuk sistemi üzerine yaparken terk etmemiz lazım. Bunu yapmazsak burada gelişimi, bu işin sorunları, anlık çözüm üretilmesi... Yani mesela hep birlikte çok güzel bir iş başardık, WhatsApp'ın buradaki haksız uygulamasına karşı Meclis olarak ortak bir bildiri ürettik. Yani bir polemik oluşturmak ya da tartışmak bakımından değil ama bir örnek olay olarak da şu örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Ardından Sayın Bakan Yardımcımıza bir sorum olacak ve bitireceğim.

Şimdi, bunu Meclisteki Genel Kurul konuşmamda da vurguladım, burada da çok tartışıldı, zaten tartışıldığı için aklıma geldi: Bu, unutulma hakkı meselesi. Gerçekten bizim bu son kanunda ortaya koyduğumuz en değerli düzenlemelerden, bu dijital mecralarla ilgili Türkiye'nin hukuk kapasitesini en fazla geliştirecek boyutlardan biri olduğunu düşünüyorum. Ve daha ilginci... Tabii, ben dedim konuşmamın başında, hukukçu ya da bu telekomünikasyon konusunda uzman biri değilim ama hem Genel Kuruldaki konuşmama da hazırlanırken Türkiye'nin bu alandaki müktesebatını şöyle bir toparlamak istedim: Mesela ilginç bir durum, az önce de söylediğim, bu kötü alışkanlıklarımızı terk etmemiz gerektiğine dair ifade de bundan dolayı zihnime geldi. Şimdi, mesela Cumhuriyet Halk Partisi 22 Aralık 2014'te çok güzel bir rapor yayınlamış yani bu internet özgürlüğüyle alakalı, gerçekten istifade ettim ve bunun sonuç kısmında da -hepimizin işte parti çalışmaları var, parti programı var, çeşitli belgeler yayınlıyoruz- diyorlar ki: "İktidara gelirsek özgür interneti..." Türkiye'de telekomünikasyonun gelişimi bakımından belli politika önerileri sayılıyor, bunlardan biri de unutulma hakkı. Yani Cumhuriyet Halk Partisinin resmî politikası "Unutulma hakkını -ki biz Mecliste çoğunluğu elde edersek- burada getireceğiz." diyor. Hâlâ internet sitelerinde olan bir şey. Yani o zaman bizim tartışmamız gereken, unutulma hakkını nasıl daha etkin hâle getirmeliyiz, bu olmalı. Yoksa "Unutulma hakkı olmasın." diye burada dile getirmek, bu hukuk boyutunun sistemimizde açılmasına karşı çıkmak, kendimizle bu anlamda çelişir bir hâl alıyor. Onun dışındaki yapılan eleştirileri zaten çok dikkate de almıyorum. Yani işte, "Sizin mahkemeleriniz var, o mahkemelerden şöyle olacak, böyle olacak..." Yani bunu toplum da görüyor, işte Ravza Hanım'ın en son yaşadığı bir örnek var. Hepimiz bu hukuk devleti çerçevesindeki gelişmelerden aynı derecede etkileniyoruz.

Şimdi, bu bir tarafı. Hukuk sistemini geliştirirken bu tenakuzlara, bu ikircikliklere düşmememiz lazım yoksa bu alandaki menfaatlerimizi geliştirecek her şeyden uzak kalırız ve gelişecek, orada konuştuğumuz mevzuyu geliştirecek bir perspektifte mevzuyu konuşmayız. İşte unutulma hakkı olmasın. Ama burada işte resmî politikası Cumhuriyet Halk Partisinin, bunu hem kayıtlara geçirmek bakımından ifade etmek istiyorum hem de dikkatlerinize sunuyorum.

Sayın Bakan Yardımcımıza da bir sorum olacak. Beni çok heyecanlandıran bir açıklama yaptı, hem Bakanlığımız hem Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin mikro uydu stratejisinin hazırlandığından bahsetti. Bu konuya da amatör olarak ilgili biriyim ben. Amerika'da, Çin'de gerçekten çok ileri çalışmalar var bu mikro uydu konusunda ve sabahtan beri konuştuğumuz aslında bu altyapının geliştirilmesi, bu altyapının üzerine... İşte bu mikro uydu çalışmaları yapay zekânın, nesnelerin internetinin, tüm bu alanda yeni gelişecek konuların çok kilit bir noktasında. Bu konuda da Bakanlığımızın ve Dijital Dönüşüm Ofisinin çalışması oldu ve bunun kamuoyuyla paylaşılacağı ifade edildi. Buradaki, bu çalışmadaki perspektifimizle neyi hedefliyoruz? Daha hazırlık çalışmalarının devam ettiğini biliyorum ama burada bir başlık olarak en azından konuşursak belki ilerleyen çalışmalarımızda, özel olarak ben Komisyonumuza teklif ediyorum, bu mikro uydu meselesiyle ilgili bir değerlendirme yapmanın tüm dijital mecralar alanını yapısal olarak dönüştüreceği için çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Tüm heyeti saygıyla selamlıyorum.